Sıradan ismi olan kişiler hayatı neden daha kolay yaşıyor?

Bilim insanları taşıdığımız isimlerin, hayattaki başarımızı veya karşımızdakilerin bize bakışını nasıl etkilediğini belirlemek için uzun yıllardan beri araştırmalar yapıyor. Peki, ismimizin gerçekten hayatımıza bir etkisi var mı?

EMİR KORKMAZ 18 Temmuz 2021 YAŞAM

1948’de Harvard Üniversitesi’nden iki profesör, isimlerinin akademik performansları ve hayattaki başarıları üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığını incelemek için, o yıl mezun olan 330 erkek öğrenciyi takip altına aldı. Araştırmaya göre, olağandışı adlara sahip erkeklerin, daha yaygın adlara sahip olanlardan daha fazla başarısız olma veya daha fazla psikolojik nevroz belirtileri gösterme olasılığı vardı. ‘Mike’ gibi sıradan bir ismi olanlar hayatta gayet iyi gidiyordu ama ‘Berrien’ gibi sıradışı veya alışılmadık bir ismi olanlar sorun yaşıyordu. Profesörlerin tahminine göre nadir bir isim, sahibi üzerinde olumsuz bir psikolojik etkiye sahipti.

ADIMIZ NOTUMUZU ETKİLER Mİ?

O zamandan beri, araştırmacılar isimlerin etkilerini araştırmaya devam ettiler ve 1948 çalışmasından sonraki yıllarda, benzer bulgular geniş çapta tekrarlandı. New Yorker dergisindeki bir habere göre, yakın tarihli bazı araştırmalar ise, isimlerin meslek seçimini, nerede yaşadığımızı, kiminle evlendiğimizi, aldığımız notları, yatırım yaptığımız hisse senetlerini, bir okula kabul edilip edilmediğimizi veya işe alınıp alınmadığımızı ve bir grup içinde yaptığımız işini kalitesini etkileyebileceğini öne sürüyor. Hatta taşıdığımız adlarımız felaketzedelere para verip vermeyeceğimizi bile belirliyor. Mesela adının başharfi, büyük bir kasırganın adıyla aynı harfi paylaşan birisinin, felaketzedelere yardım etme olasılığı çok daha yüksek.

ADIMIZIN BAŞ HARFİNİ TAŞIYORSA…

Bilim insanları isimlerin davranış üzerindeki belirgin etkisinin çoğunu, ‘örtük bencillik etkisi’ olarak bilinen şeye atfediyor, yani insanlar genellikle kendilerine en çok benzeyen şeylere veya insanlara yakın hisseder. Kendi isimlerimize değer verdiğimiz ve onunla özdeşletiğimiz için ve ismimizin baş harfine de değer veririz. Bu nedenle adımızın baş harfiyle başlayan bir kasırgadan sonra yardım etme ihtimalimiz çok daha fazla olur. Bir anlamda aramızda ortak bir yanı olan şeyleri seçeriz, beğeniriz veye tercih ederiz. Araba üreticilerinin yaptıkları benzer araştırmalar da, hangi isimleri taşıyanların daha çok hangi markaları beğendiğini ortaya koyuyor.

İSTATİKSEL TESADÜF MÜ?

Uzun zamandan beri isimlerin hayata ve tercihlere etkisi olduğu kabul görse de, bazı bilim insanları da aksini iddia etmekte. Mesela Pennsylvania Üniversitesi’nden psikolog Uri Simonsohn, bugüne kadar ortaya konulan bulguların pek çoğunun zayıf metodolojiden kaynaklanan istatistiksel tesadüfler olduğunu öne sürüyor ve örtük bencillik etkisini gösterdiği iddia edilen birçok çalışmanın sonuçlarının doğru olmadığını iddia ediyor. Simonsohn, uzun yıllardan beri ortaya konulan sonuçları, sihirbazların yaptıkları numaralara benzetiyor. Nasıl ki, sihirbazlar gerçek olmadığını bildiğimiz şeyleri, gerçekmiş gibi bize inandırıyorsa, bilim insanları da bir takım metodolojik numaralarla istedikleri veya bulmak istedikleri sonuçlara ulaşıyorlar.

YÜZDELİKLERE BAKILMALI

Simonsohn, bu çalışmalardaki temel sorunun, bir isim gibi bir şeyin nüfusun genelindeki oranı gibi temel oranlar konusundaki bilinmezler doğru ölçülmediğini savunuyor. Mesela, adı ‘Dan’ olanların doktor olmayı daha fazla tercih ettiğini öne sürerken, acaba ‘Dan’ler başka mesleklerde de daha tercih ediliyor mu sorusu cevapsız bırakılıyor. Çünkü ‘Dan’ zaten çok sık kullanılan bir isim ve toplumda çok sayıda ‘Dan’ varsa, bu adı taşıayn çok sayıda doktor olması da normaldir.

YAYGIN İSİMLER DAHA ÇOK SEVİLİYOR

İsim ve yaşam sonucu arasındaki bağlantıya ilişkin değerlendirmelerinde daha ölçülü olan araştırmacılar da var. 1984’te psikolog Debra Crisp ve meslektaşları, daha yaygın isimlerin daha çok sevilmesine rağmen, bir kişinin eğitim başarısı üzerinde hiçbir etkisi olmadığını belirten bir araştırma yayınladılar. 2012’de psikologlar Hui Bai ve Kathleen Briggs, “insanların adının baş harfinin hayatlarına etkisinin en iyi ihtimalle çok sınırlı etkide olduğu” sonucuna vardılar. Araştırmaya göre, bir kişinin adı bilinçsizce onun düşüncesini etkileyebilirken, karar verme üzerindeki etkileri ise çok sınırlıdır. Takip eden çalışmalar, ayrıca isimler ve uzun ömür, kariyer seçimi ve başarı, yaşanılan yer tercihi, evlilik tercihleri ​​ve akademik başarı arasındaki bağlantıları da sorguladı.

İŞ BAŞVURULARINDA SİYAH-BEYAZ FARKI

Ancak, isimlerin kişilerin üzerinde hiç bir etkisi bulunmadığı iddiası da tamamen doğru olmayabilir, belki de bu araştırmaların da yeniden yorumlanmaya ihtiyacı vardır. 2004 yılında, ekonomistler Marianne Bertrand ve Sendhil Mullainathan, Chicago ve Boston gazetelerindeki ilanlara verilen iş ilanlarına başvuran beş bin özgeçmişi değerlendirdiler. Araştırmacılar, 1974 ve 1979 yılları arasında Massachusetts eyaletindeki doğum belgelerini kullanarak, siyahların ve beyazların hangi isimleri tercih ettiğini belirlediler. “Beyazlara ait gibi görünen isimleri” (Emily Walsh ve Greg Baker gibi) bir grup yaptılar. Bunun yanında “siyahlara ait görünen isimleri” de (Lakisha Washington ve Jamal Jones gibi) ikinci bir grupta topladılar. Ayrıca isimlerden bağımsız iki tür aday grubu belirlediler. Birinci grup, daha fazla iş deneyime ve eksiksiz bir profile sahip, yüksek kaliteli başvuranlardan oluşurken, ikinci grup, daha zayıf istihdam geçmişi olan ve özgeşmişinde bazı bariz boşlukları bulunan daha düşük kalitede yeterliliğe sahip bir gruptu. İşverenlere, hem her bir yeterlilik grubundan, hem de biri “siyahi görünen” ve diğeri “beyaz gibi görünen” (işveren başına toplam dört özgeçmiş) olmak üzere iki özgeçmiş gönderdiler. “Beyaz gibi görünen” adayların yüzde elli daha fazla geri arandığını belirlediler. Bunun yanında “beyaz gibi görünen” bir özgeçmişin, “siyah” bir isme sahip bir özgeçmişe göre avantajının neredeyse sekiz yıla eşdeğer olduğunu belirlediler. Ortalama olarak her on “beyaz” özgeçmişten biri geri aranırken, her on beş “siyah” özgeçmişten biri geri arandı. Başka bir deyişle, isimler kim olduğumuza ve nereden geldiğimize başkalarına sinyaller de gönderiyor.

ADINI DEĞİŞTİREN GÖÇMEN DAHA ÇOK KAZANIYOR

İsveç’te yapılan bir başka araştırma, Kovaceviç ve Muhammed gibi Slav, Asya veya Afrika esintileri taşıyan adlarını, Lindberg ve Johnson gibi İsveççe gibi görünen veya tarafsız olanlarla değiştiren göçmenlerin iş başvurularını karşılaştırdı. Stockholm Üniversitesi’nden ekonomistler Mahmood Arai ve Peter Skogman Thoursie, bu tür bir isim değişikliğinin kişilerin kazançlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini buldular. Yeni isimlere sahip göçmenler, isimlerini korumayı seçenlerden ortalama yüzde yirmi altı daha fazla kazanıyordu.

KİŞİNİN ADI BEKLENTİLERİ ETKİLİYOR

İsimlerin etnik köken, din, sosyal geçmiş ve sosyoekonomik arka plan hakkında verdiği sinyallar, aslında daha iş hayatına atılmadan başlıyor. Ekonomist David Figlio, 1994 ve 2001 yılları arasında Florida’daki bir okul bölgesindeki çocuklar üzerinde yaptığı bir araştırmada, bir çocuğun adının öğretmen tarafından kendisine nasıl davranıldığını etkilediğini ve farklı muamelenin de test puanlarına yansıdığını tespit etti. Figlio, öğrencilerin isimlerinin etkilerini araştırıken, kardeşleri baz aldı. Aynı arka planı taşımasına rağmen, farklı isimler taşıyan kardeşler üzerinde araştırdı. Bertrand ve Mullainathan’ın araştırmasında da görüldüğü üzere, adları düşük sosyoekonomik statü veya siyahi olmakla bağlantılı olan çocuklar, daha düşük öğretmen beklentileriyle karşılandı. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, daha sonra siyah olmayan, daha yüksek statülü isimlere sahip meslektaşlarından daha kötü performans gösterdiler. Figlio, örneğin, ‘Damarcus’ adlı bir çocuğun matematik ve okuma puanlarının ‘Dwayne’ adlı kardeşinden daha düşük olacağını, bunun yanında ‘Damarcus’un ‘Da’Quan’ adındaki kardeşinden de daha yüksek test puanları alacağını tahmin etti. Ardından yapılan takipte, araştırmacıların beklentilerini doğrulayan sonuçlara ulaşıldı. Siyahi isimlerin tersine bir şekilde, kulağa Asya kökenli gelen çocuklar daha yüksek beklentilerle karşılandı ve bu çocukların üstün yetenekli programlara çok daha sık yerleştirildiği belirlendi. Siyahiler hakkındaki akademik beklentiler ne kadar düşükse, Asyalılar hakkında da o kadar yüksekti.

İSİM STATÜ BELİRLİYOR

Ekonomistler Steven Levitt ve Roland Fryer, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki siyah çocuklara 1970’lerden 2000’lerin başlarına kadar verilen adlardaki eğilimlere baktılar. Kulağa daha belirgin bir şekilde “siyah” gelen isimlerin, zamanla sosyoekonomik statünün de belirleyici haline geldiğini gördüler. İsimlerin, bir çocuğun sonraki yaşamını nasıl etkilediğini gözlemlediler. Araştırmanın sonucunda, 1948 Harvard çalışmasında gözlemlenene benzer bir isim etkisi bulundu, isimler ve hayattaki etkileri arasında bir korelasyon görmek mümkündü. Yani isimler bize kim olduğumuz hakkında çok şey söylüyordu.


 

ADIMIZ KARŞIMIZDAKİNE NE DİYOR?

1948 araştırmasında, sıra dışı olarak görülen isimlerin çoğu, ilk isim olarak kullanılan soyadlardı ki, bu o zamanlar üst sınıf beyaz aileler arasında yaygın bir uygulamaydı. Bu isimleri taşıyanların, bir ayrıcalık beklentisinde olduğu halde başarısız oldukları da tespit edildi.Yani bir isim gördüğümüzde, sahibi hakkında farklı özellikleri ‘örtük’ olarak ilişkilendiririz ve bu çağrışımı, bilmeden veya istemeden de olsa, sahibinin yetkinliği ve uygunluğu hakkında ilgisiz yargılarda bulunmak için kullanırız. Aslında sormamız gereken, “Karşımdaki kişinin ismi bende ne uyandırıyor?” değil, “Benim adım karşımdakine ne sinyaller veriyor?” olmalı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram