Ölüm için ne yapmaktayız: Ahmet Çalık

11 Ocak 2022 Salı sabahı, başta futbol camiası olmak üzere tüm Türkiye’yi üzen bir haber geldi. Yetiştiği Gençlerbirliği’nde parlayıp Galatasaray’a transfer olan, A Milli Takım’ın formasını giyen ve en son Konyaspor’un defansında görev yapan Ahmet Çalık, plakasını sırtına geçirdiği Ankara yakınlarında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmişti. 2013’te “Ömür için hayaller kurarken, ölüm için ne yapmaktayız? Hayırlı Cumalar…” paylaşımı yapan 28 yaşındaki futbolcu, bir ay önce nişanlanıp bir ay sonra düğün yapmayı planlıyordu. İzin gününde Konya’dan Ankara’ya nikah işlemleri için gitmişti. Süper Lig’de 21. haftada oynanması gereken Başakşehir-Konyaspor maçı ertelenirken; tüm maçlarda Ahmet Çalık için saygı duruşunda bulunuldu, tüm takımlar güzel yürekli futbolcuyu en güzel ve en duygulu şekilde yâd etti. Peki, herkesin derin sevgisini kazanan Ahmet Çalık kimdi?

Ahmet Çalık, Gençlerbirliği formasıyla Van Persie’ye karşı mücadele verirken…

BİR FENERBAHÇE MAÇINDA TANINDI

Türkiye onu, Gençlerbirliği formasıyla Fenerbahçe’ye karşı 21 Nisan 2013’te oynadığı maçla tanıdı. A takım formasıyla çıktığı ilk Süper Lig karşılaşmasında Pierre Webo ve Musa Sow’a nefes aldırmayan adamdı. Başkent ekibi, Ahmet Çalık’ın çok iyi oynadığı o maçtan 2-0 galip ayrılmıştı. O dönem Rusya’ya attığı iki golle Türkiye U19 Millî Takımı’na Avrupa Şampiyonası finallerinin kapısını da açan Çalık, daha iyi çalışabilmek uğruna evinden ayrılıp Gençlerbirliği’nin tesislerde yaşamaya başlamıştı. İlk Süper Lig deneyimi olan o Fenerbahçe maçına geleceğiz; ancak önce onun futbola nasıl başladığına değinelim isterseniz.

İnancının gereklerini yerine getirmeye çalışan Ahmet Çalık, kutsal topraklarda…

BABA TARAFINDAN GÜMÜŞHANELİ, ANNE TARAFINDAN ISPARTALI

Ahmet Çalık, aslen Gümüşhaneli bir baba ve Ispartalı bir annenin oğlu olarak 26 Şubat 1994 tarihinde Ankara’da doğdu. Şu an 32 yaşında olan bir ağabeyi, 16 yaşında olan bir kardeşi vardı. Baba Ali Çalık başkentte kireç imalatı yaparken; annesi ev hanımıydı. Ahmet Çalık, her çocuk gibi mahalle aralarında top oynuyor, daha 4 yaşındayken röveşata yapıyordu. Kendisinden 11 yaş küçük kardeşi 4 yaşına geldiğinde ona bakıp “Daha koşmasını bile doğru dürüst beceremezken nasıl röveşata yapar?” diye düşünüyordu. Kendisinin bunu o yaşta yapabilmesini ise içindeki büyük merak ve hevese bağlıyordu.

KOMŞULARININ ARABASINA ZARAR VERMEYE BAŞLAYINCA…

Top meraklısı Ahmet Çalık bahçede oynarken komşularının arabalarına zarar vermeye başlayınca, babası onu bir futbol okuluna yazdırmaya karar verdi. Dayısının yönlendirmesiyle 2004 yılında Gençlerbirliği’nin futbol okuluna yazıldı. 3 aylık yaz okulunun ardından yapılan seçmelerde rahmetli hocası Ahmet Canatan onu çok beğendi ve Gençlerbirliği’ndeki futbol kariyeri böylece başlamış oldu.

Ahmet Çalık, Gençlerbirliği’nden Galatasaray’a transfer olmuştu.

ÇALIŞMAYI ÇOK SEVİYORDU

Ahmet Çalık, çalışmayı gerçekten çok seven bir oyuncuydu. Antrenmanlardan sonra ekstra çalışmalar yapıyor, beslenmesine, uykusuna çok dikkat ediyordu. Belki de onu birçok oyuncudan ayıran şeyler bunlardı. O günlerde verdiği bir röportajda, hedeflerinin ne kadar net olduğunu şu cümlelerle anlatıyordu: “Elbette yetenek de vardır işin içinde, o zaten olmazsa olmaz. Bir de asla pes etmemek gerekiyor. Futbol hayatınızda pek çok olumsuzlukla karşılaşabilirsiniz ve bunların hepsine karşı dimdik ayakta kalmanız gerekir. Gerçi benim açımdan böyle sorunlar yaşanmadı. Alt yaş gruplarındaki futbol hayatım hep başarıyla geçti. U15’te kaptanlık yaptım, sonrasındaysa hep üst gruplarla oynadım ve hiç yedek kalmadım.”

Ahmet Çalık, hava toplarında çok etkiliydi.

NASIL STOPER OLDU?

Futbol okulundayken defansın yanı sıra forvet ve orta sahada da oynuyordu Ahmet Çalık. Aut atışını kullanıyor, forvete koşup hücuma destek veriyordu. Enerjikti. Daima ileriye-geriye koşuyor, yorulmuyordu. Seçmeler yapıldıktan sonra hocası isimlerini okuyup hangi mevkide oynadıklarını sorunca, Ahmet Çalık “Stoper” dedi ve öyle de kaldı. O dönemde Gençlerbirliği’nde oynanan El Saka’yı örnek alıyordu. Ona göre El Saka, çok iyi bir savunma oyuncusu olmasının yanı sıra topu mükemmel kullanıyordu. Avrupa’dan da Sergio Ramos ve Puyol’u beğeniyordu.

Ahmet Çalık, 8 kez A Milli Takım forması giydi.

İDMANLARDAN SONRA DUVARLA PAS ÇALIŞMASI YAPARDI

Gençlerbirliği A takımında dikkat çekmeye başladığı yıllarda ise kendisini şöyle tanımlıyordu: “Ben de mücadele etmeyi seven, sert bir stoperim. Ama hocalarım benim kesici özelliklerimin yanı sıra topla da iyi olduğumu söylüyor. Zaten günümüzde iyi bir stoper denildiğinde, sadece topu kesen oyuncudan söz edilmiyor. Avrupa’da iyi bir takıma transfer olmak gibi bir niyetiniz varsa topu da iyi kullanmak zorundasınız. Antrenmanlardan sonra sürekli duvarla pas çalışması yapardım, hâlâ da yapmayı sürdürüyorum. Eğer bugün topla biraz iyiysem bu çalışmaların çok faydası olduğunu düşünüyorum. Geliştirmen gereken yönlerim de var. Mesela, çabukluğumu…”

Genç Ahmet Çalık, Gençlerbirliği formasıyla…

SUYUNU ALIP SAHADAN ÇIKIYORDU Kİ…

2012-13 sezonunda vitrine çıktığı Fenerbahçe maçına gelecek olursak… Karşılaşma öncesinde ilk 11’de yer alacağını ve kariyerindeki ilk Süper Lig maçına Fenerbahçe karşısında çıkacağını hiç düşünmüyordu. Maç öncesinde takımın stoperleri Ante Kulusiç sakattı, Curri de yeni iyileşmişti ve oynamayacakları kesindi. Teknik direktör Fuat Çapa, hafta içi antrenmanlarında stoperde önlibero Özgür İleri’yi denedi. Çalık, son taktik antrenmanına kadar oynamayacağından emindi. Son antrenmanda ilk 11’in dışında kalan oyuncular sularını alıp şut çekmek için yan sahaya geçiyordu. Ahmet Çalık da suyunu alıp yan sahaya yöneldi. Fuat Çapa, “Ramazan, Cem Can, Aykut, Ahmet…” diye saymaya başlayınca şaşırdı, kalakaldı. Cem Can ona bakıp “Hadi gene iyisin!” dedi. İlk 11’de olacağını son taktik antrenmanında öğrenmişti. Hocası Fuat Çapa, kaleci Ramazan Köse ve Aykut Demir’e “Stoperde kimi oynatayım?” diye sormuş, onlar da Ahmet Çalık’ın oynamasını istemişti.

Pierre Webo ve Musa Sow (Fenerbahçe)

MUSA SOW-PIERRE WEBO İKİLİSİNİ DÜŞÜNMEYE BAŞLADI

İlk 11’de oynayacağını öğrenince, aklına hemen Sow-Webo ikilisi geldi. Onlara karşı nasıl önlemler alabileceklerini düşünmeye başladı. Her ne kadar abileri “Sakin ol, biz de bu evrelerden geçtik” dese de Çalık ister istemez heyecanlanıyordu. O gece uyuyamayacağımı düşünmüştü ama 23.00’te yatağa girdikten 30-40 dakika kadar sonra uyumuştu. Ve ertesi gün maç saati gelip çattı. Fenerbahçe maçı olduğu için tribünler doluydu. Gençlerbirliği tribünlerinde bile Fenerbahçe taraftarları vardı. İlk defa dolu tribünler önünde oynayacaktı. İlk 10-15 dakika büyük bir heyecan yaşadı. Çünkü hiç alışmadığı biçimde çok yoğun bir tezahürat vardı. Rahatladığı an, Webo ile ilk kafa topuna çıktığı an oldu. Webo’dan o hava topunu alınca içinden, “Ahmet bu maç senin maçın!” dedi. O andan itibaren daha da rahat oynamaya başladı. Zaten Fuat Çapa ona “Topu kes, en yakınındaki arkadaşına ver” demişti. Maçı 2-0 kazandılar. Ahmet Çalık’ın özgüveni arttı ama kendi kendine “Bu seni şımartmamalı” diyordu. Zaten kaleci antrenörü Levent Zorluer de ona “Fenerbahçe maçını oynadın, çevren değişebilir. Daha fazla çalışman ve daha dikkatli davranman gerekecek.” uyarısında bulunmuştu.

Ahmet Çalık, şu an ikinci sırada yer alan Konyaspor’un başarısına büyük katkı sağlamıştı.

EVDEN TESİSLERE TAŞINDI

Onun için her şey daha yeni başlıyordu. Daha çok çalışması gerektiğini biliyordu. Daha önce ailesiyle birlikte yaşıyordu ama o artık tesislerde kalmalıydı. A takıma yükseldikten sonra tesislerde ona da bir oda verdiler. Daha iyi çalışabilmek için haftanın büyük bölümünü tesislerde geçiriyordu. Orada normal antrenmanların dışında özel idmanlarını sürdürüyor, ağırlık çalışmaları yapıyordu. Kendisine verilen emekleri boşa çıkartmak istemiyordu. Buralara gelmesinde ailesinin emeği çok büyüktü. Babası 8 yıl boyunca onu her gün antrenmana getirip götürmüştü. Annesi ve abisinin de üzerindeki emekleri büyüktü.

Ahmet Çalık, A Milli Takım formasıyla gol sevinci yaşarken…

BAŞARILI BİR KARİYER

Ahmet Çalık, o Fenerbahçe maçıyla başlayan başarılı kariyerini devam ettirdi. Gençlerbirliği’nden Galatasaray’a transfer oldu. A Milli Takım forması giydi. En son Süper Lig’de ikinci sırada yer alan Konyaspor’da stoper olarak görev yapıyordu. Çalık, kariyerinde 8’i A Milli Takım olmak üzere 76 kez milli formayı giymiş, defansta oynamasına rağmen 6 da gol atmıştı. Milli futbolcu, Gençlerbirliği’nde 118, Galatasaray’da 56, Konyaspor’da ise 51 maçta oynamış, 8 gol atıp 3 de asist yapmıştı. Konyaspor, başarılı oyuncunun sözleşmesini geçtiğimiz günlerde uzatmıştı.

Konyaspor’da Ahmet Çalık’ın sözleşmesi uzatılmıştı.

KAZANDIĞI PARAYI HEP BABASINA VERİRDİ

Ahmet Çalık, yıllar önceki bir röportajında “Kazandığım parayı babama veriyorum, o içinden bana ne kadar verirse… Hesabı bile olmaz. Büyük paralar kazandığımda da bu durum değişmeyecek. Ben yine o parayı babama vereceğim.” demişti. Bir ay önce nişanlanıp bir ay sonra evlenmeyi planlayan 28 yaşındaki oyuncu, izin gününde evlilik işlemleri için gittiği Ankara’dan Konya’ya dönerken kendi aracıyla şarampole yuvarlanıp vefat etti. Cenazesi Elmadağ ilçesinde toprağa verildi. Ankara’nın plakasını sırtında taşıyan Ahmet Çalık’ın 6 numaralı forması emekli edilirken; Konyaspor, merhum futbolcunun sezon sonuna kadar olan alacaklarını babasına vereceğini açıkladı.

SÜPER LİG KULÜPLERİ ONU YÂD ETTİ, TSYD’DEN ÖNERİ GELDİ

Vefatının ardından Süper Lig’in 21. haftasındaki Başakşehir-Konyaspor maçı ertelenirken; diğer maçlarda tüm kulüpler ve futbolcular, Ahmet Çalık’ı rahmetle, saygıyla ve özlemle yâd etti. 6 numaralı formayı giydiği için karşılaşmaların 6. dakikalarında futbolcular oyunu bırakıp onu andı. Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) de Futbol Federasyonu’na bir öneride bulunup bu sezonun isminin Ahmet Çalık Sezonu olarak anılmasını istedi.

Ahmet Çalık, Elmadağ Sungur Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı.

SON RÖPORTAJI ÇOK PAYLAŞILDI

Yazımızı, Ahmet Çalık’ın birkaç hafta önce verdiği ve ölümünün ardından sosyal medyada çok paylaşılan bir röportajla bitirelim: “Konyaspor’un 100. yıl sezonu, bizim için çok önemli bir sezon. Umarım kulüp adına, taraftar adına her şey güzel olur ama önce bu seneyi kazasız belasız bir bitirelim.”