Yeni Şafak gazetesi yazarı Hasan Öztürk, pandemi sürecinde gündelik kazancıyla geçinen insanların çok zor zamanlar geçirdiğine işaret ederek, sermaye gruplarına, ihracatçılara, büyük sanayicilere ek vergi konulmasını, bu verginin alt gelir gruplarına aktarılmasını istedi.
Ülke TV GYY Hasan Öztürk
İktidara yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Hasan Öztürk, pandemi sürecinde alt gelir grubunda bulunan insanların zor zamanlar geçirdiğine işaret ederek, zenginlerden alınacak ek verginin bu insanlara aktarılmasını istedi. Öztürk, “Gelir adaletsizliği yüzünden sıkıntı çekenlerimizin elinden tutmazsak, yarın bir gün toplumsal barışı bozulmuş bir Türkiye’de hiç kimse rahat edemez” dedi.
Öztürk, Yeni Şafak gazetesinde yer alan yazısında, günlük kazanan, emek emek- yoğun çalışan insanların sıkıntılarının had safhada olduğunu vurgulayarak, yazısında şu ifadelere yer verdi: “Sıkıntıları had safhada. Bir yılı aşkın zamandır, tabir yerindeyse ‘sosyal sermaye’den yiyorlar. Yani, eş-dost, hısım-akraba, ana-baba, evlat desteği ile ayaktalar. Devlet katkısı bir yaraya merhem ama, yarayı onarmaya yetmiyor. Dünyadaki gelir adaletsizliğini biliyoruz. Ülkemizdeki gelir adaletsizliğini de…
Gün odur ki, zenginden alıp fakire verme zamanıdır!
Zenginin vergisi artırın! Fakir-fukaranın kursağını bir lokma fazla girsin. Olmaz mı?”
ÜRETİM VE İHRACAT REKOR KIRIYOR, FAKİR CAN SUYU BEKLİYOR
Yazının üzerinden 4.5 ay geçti. Pandemi kısıtlamaları neredeyse tamamen kalktı. 2 yıla yakın kısıntı çeken sektörler bir nebze nefes aldı.
Ama, dar gelirlinin, gündelikçilerin, fakir fukaranın sıkıntıları azalmadı. Bugünlerde “fahiş fiyat artışı” üzerinden dar gelirliler, ücretliler büyük sıkıntı çekiyor.
Buna mukabil, tam da pandemi döneminde ihracatta rekor üzerine rekor kırıyoruz. 215 milyar dolarlık bir hedef yakalanmış görünüyor.
Bu yıl büyüme rekoru da kıracağız öyle görünüyor. Bazı sektörlerimiz bırakın daralmayı, büyüdükçe büyüyor.
Hükümetin doğru adımları ve hazırlığı sayesinde, dünya ölçeğinde pandemiyi en az zararla atlatan ülkelerden biri olacağız. Yine pandemi sürecinden büyüme ve sıçramayla çıkacağız.
Bunların tamamı, ekonomik göstergeler açısından olağan üstü değerli, önemli gelişmeler.
Ne var ki “gelir adaletsiziği” yüzünden, büyüme ve ekonomideki bu canlılık alt gelir grubundaki insanlarımıza yansımıyor.
O yüzden bugün 4.5 ay önce yaptığımız öneriyi bir adım daha ileri götürerek öneride bulunmak istiyoruz.
Zenginden alın, fakire verin..!
SERVET SAHİPLERİNE GEÇİCİ SÜRELİ EK VERGİ
Nasıl, 1999 yılında yaşadığımız deprem sonrası ekonomik kayıplarımızı azaltmak için, “Özel İletişim Vergisi” adı altında bir vergi konmuşsa…
Ona benzer ve kesinlikle ücretlilerin dışarıda tutulacağı örneğin ihracatçılara, sermaye gruplarına, büyük sanayicilere ve bu dönemde servetine servet katanlara belli bir dönem için “ek vergi” getirilmesini öneriyorum.
Bu verginin tamamının alt gelir grubuna aktarılmasını öneriyorum.
Zor mu? İmkansız mı?
Ya da “Kazandığım parayı neden bir başkasıyla paylaşayım” diyen zenginlerimize, yazının başında bahsettiğim zeytin üreticisi iş insanının “Hep ben kazanayım diye bakmazsak… Birlikte kazanalım dersek. Birlikte kazanırsak, hep birlikte iyi oluruz. İşlerimiz iyi olur” cümlelerini hatırlatıyorum.
Gelir adaletsizliği yüzünden sıkıntı çekenlerimizin elinden tutmazsak, yarın bir gün toplumsal barışı bozulmuş bir Türkiye’de hiç kimse rahat edemez.
Birlikte kazanırsak birlikte iyi oluruz, birlikte büyür, birlikte mutlu oluruz!
Burada, devletin oyun kurucu olarak çok daha güçlü rol almasını bekliyoruz. Pandemi ile birlikte bir kez daha ortaya çıktı ki, liberal ekonomi adaletli, hakkaniyetli paylaşımı engelliyor. Bu yüzden devletin, ekonomide regülatör olarak daha fazla öne çıkması gerekiyor.
Yanılıyor muyum?”
