Yeneroğlu: Türkiye hukuku ezmekle övünen otoriter bir anlayışla yönetiliyor

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yeneroğlu, ‘Dünya Hukuk Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada, “Onlarca kişinin gözü önünde siyah transporter araçlara bindirilerek kaçırılan ve kendisinden haber alınamayan insanlar 21. yüzyılın Türkiye’sinde hukuk adına utanç vericidir” dedi.

KRONOS 10 Temmuz 2020 GÜNDEM

ANKARA – Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ‘10 Temmuz Dünya Hukuk Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada, “Hukukun üstün tutulmadığı ülkemizde, dünya hukuk günü kutlu olsun!” dedi. Yeneroğlu, Türkiye’deki hukuk işleyişiyle ilgili “Ülkemiz, hukuk devleti olmak yerine, adeta hukuku ezmekle övünen otoriter bir anlayışla yönetilmektedir” yorumunu yaptı.

Bugünün, Cenevre Hukuk Yoluyla Dünya Barışı Konferansı’nın yıl dönümü olması nedeniyle sadece Türkiye’de kutlanan Dünya Hukuk Günü olduğunu belirten DEVA Partili Yeneroğlu, “Böyle bir tarihi kutlayan tek ülke olan ülkemizin, ne yazık ki en büyük sorununun hukuksuzluk olması çok üzücüdür. Ülkemiz, gelinen noktada ulusal ve uluslararası normların demokratik hukuk devletine yüklediği yükümlülüklere uymak ve bir hukuk devleti olmak yerine, adeta hukuku ezmekle övünen otoriter bir anlayışla yönetilmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

“SON 10 YILDA ÖZGÜLRÜKLERİN EN ÇOK GERİLEDİĞİ İKİNCİ ÜLKE TÜRKİYE”

Freedom House’un hazırladığı “Dünyada Özgürlükler 2020” raporuna göre özgür olmayan ülke kategorisinde yer alan Türkiye’nin, son 10 yılda dünya genelinde özgürlüklerin en çok gerilediği ikinci ülke olduğunu belirten Yeneroğlu, Tüürkiye’nin World Justice Project’in 2020 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 128 ülke içinde 107’inci, “hükümet yetkilerinin kısıtlanması” alanında 124’üncü ve “temel haklar” alanında 123’üncü sırada olduğunu belirtti.

Sosyal Demokrasi Vakfı’nın 2019 yılındaki “Yargı Bağımsızlığı ve Yargıya Güven” anketine göre Türkiye’de yargıya güvenenlerin oranının sadece yüzde 38 olduğunu hatırlatan Yeneroğlu, “ORC’nin yapmış olduğu ankette ise yargıya güvenmeyenlerin oranı yüzde 68’dir. Ankete katılanların sadece yüzde 11,7’si yargıya güvendiğini söylerken, yüzde 20,3’ü ise ‘kısmen’ cevabını vermektedir” dedi.

“ÇOK TUTUKLU GAZETECİNİN BULUNDUĞU ÜLKELERDEN BİRİ…”

Türkiye’nin AİHM’in 2019 yılında verdiği kararlarda tüm ülkeler arasında ifade özgürlüğünü en çok ihlal eden ülke konumunda olduğunu vurgulayan Mustafa Yeneroğlu,şu yorumu yaprı:

“Oysa ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun asli unsurudur. Demokratik bir toplumda, yeni ve farklı düşüncelerin dile getirilmesinin, düşüncelerin özgürce yayılmasının ve hakikatin ortaya çıkmasının en etkili aracı ifade özgürlüğüdür. Öte yandan siyaset alanını sorgulayacak, halkı bilgilendirecek ve bu yolla ülkeyi yönetenleri gözetim ve dengede tutacak olan özgür basın, ne yazık ki keyfi cezalar ile engellenmek istenmektedir. Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2019 Raporuna göre basın özgürlüğü konusunda 180 ülke arasında 154. sırada olup; en çok tutuklu gazetecinin bulunduğu ülkelerden biridir. Medya organlarını kontrol etme ve baskı altında tutma çabalarının yanı sıra sosyal medyanın sınırlandırılmasına ve yasaklanmasına imkan verecek düzenlemelerin tartışılması tabloyu daha da endişe verici hale getirmektedir.”

Açıklamasında çoklu baro sistemine de değinen Yeneroğlu, “Diğer taraftan, toplumun ihtiyacı olan adaleti tesis etmek ve demokrasiyi güçlendirmek yerine yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı ve savunma hakkına ciddi zararlar verecek olan çoklu baro sistemiyle halihazırda toplumda var olan güvensizliği ve kutuplaşmayı derinleştirecek adımlar atılmaktadır. Hükümetin, paydaşların hiçbir itirazını dinlemeden hızlı bir şekilde meclis gündemine getirdiği bu konuda izlediği yöntem dahi uzlaşmadan, çoğulculuktan ve katılımcılıktan ne kadar uzaklaşıldığının açık bir kanıtıdır” dedi.

“KHK’LAR İLE OLUŞTURULAN MAĞDURİYETLERE SON VERİLMELİ”

Son dönemde artan işkence, kötü muamele ve insan kaçırma vakalarını da hatırlatan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, şunları kaydetti:

“Son dönemde sıklıkla gündeme gelen işkence ve insan kaçırma iddiaları 90’lı yılların ‘Beyaz Toroslar’ını hatırlatmaktadır. Onlarca kişinin gözü önünde siyah transporter araçlara bindirilerek kaçırılan ve kendisinden haber alınamayan insanlar 21. yüzyılın Türkiye’sinde hukuk adına utanç vericidir. Hiç şüphesiz ki devlet terörle etkin bir şekilde mücadele etmelidir; fakat terörle mücadele hukuk içinde ve hukukun üstünlüğü ilkesi gözetilerek yürütülmelidir. Aksi takdirde toplumun hukuka olan inancı tamamen yok olur ve bu durum en çok terör örgütlerinin işine yarar. Bu minvalde, KHK’lar ile oluşturulan mağduriyetlere son verilmeli ve yargı kararlarıyla suçsuz bulunmuş yahut haklarında idari ve adli bir soruşturma bulunmayan KHK’lıların hak ve itibarlarının iadesi sağlanmalıdır.”

“TÜKİYE KUVVETLERİN TEK KİŞİDE TOPLANDIĞI BİR YÖNETİM ANLAYIŞIYLA YÖNETİLİYOR”

Mustafa Yeneroğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Demokratik hukuk devletinin var olabilmesi, halk iradesinin tam olarak yansıdığı bir Meclis ve bu Meclis’teki demokratik süreçlerin ardından vücut bulan yasaların; adil, şeffaf ve evrensel standartlarda bir demokrasi ve hukuk anlayışıyla uygulanmasıyla mümkündür. Ancak Türkiye, TBMM’nin torba kanunlarla ve Cumhurbaşkanı Kararlarıyla etkisizleştirildiği, yasamanın ve yargının etki altına alındığı kuvvetlerin bir kişide toplandığı bir yönetim anlayışıyla yönetilmektedir. Öte yandan, kanunlarda adrese teslim olarak nitelendirilebilecek değişiklikler yapılarak vakıf üniversiteleri ile kurucu vakıf arasındaki ilişki zayıflatılmakta ve sadece bir Cumhurbaşkanı Kararı ile üniversite kapatılmaktadır.

Ülkemizin böylesi karanlık bir tabloyu hak etmediği açıktır. Bugün demokratik hukuk devleti idealinden uzaklaşmanın etkisi sadece hukuk karnesinde değil, ekonomi alanında da görülmektedir. Rasyonaliteden yoksun kötü yönetimin hakim olduğu, yolsuzlukların herkesin dilinde olduğu, mülkiyet hakkının tehdit edildiği ve her alanda adaletsizliklerin yoğun bir şekilde yaşandığı ülkemizin demokratik hukuk devleti idealinden uzaklaşması hem vatandaşlar hem de kurumlar üzerinde onarılmaz yaralar açmaktadır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com