Yassıada yargılamaları yok sayılacak: ‘İade-i itibardır’

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 'Yassıada yargılamaları' olarak bilinen kararların hukuki dayanağının ortadan kaldırılması için hazırladığı yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Teklifte ayrıca "Açıktır ki bu cinayetler yalnızca bu üç önemli devlet adamına ve ailelerine değil, onları seçen milletin bizatihi kendisine yönelik bir zulüm olarak tecelli etmiştir" denildi.

KRONOS 10 Haziran 2020 GÜNDEM

TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile AKP milletvekilleri ve MHP Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay’la Levent Bülbül’ün imzalarını taşıyan Kanun Teklifi, 3 maddeden oluşuyor. Teklifin genel gerekçesinde, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin, demokrasiye ve milli iradeye yönelik bir suikast olarak gerçekleştiği, milletin özgürleşme iradesine olduğu kadar kalkınma çabasına da engel olmuş bir tertip olduğu vurgulandı.

‘DARBELERİN İLK HALKASI: 27 MAYIS 1960’

Gerekçede, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de ve en son 15 Temmuz 2016’da millete kasteden girişimlerin ilk halkası olduğuna işaret edilerek “Meşum bir hadise ve hastalıklı bir geleneğin ilk örneği olarak 27 Mayıs 1960 askeri darbesinde cisimleşen tavır, Türkiye’nin o tarihten itibaren mücadele ederek gerilettiği ve fakat her an kendisine karşı müteyakkız olunması gereken bir anlayışın ürünüdür. Bu anlayışın her an fırsat aradığı, son olarak, TBMM’nin dirayetiyle ve aziz milletimizin cesaretiyle alt edilen 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminde açık ve uyarıcı bir biçimde görülmüştür” denildi.

‘CİNAYETLER SADECE DEVLET ADAMLARINA DEĞİL ONLARI SEÇEN MİLLETE YÖNELİKTİR’  

Toplumun ve siyaset hayatının, çok uzun yıllar, 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle hukuk sisteminde açılan bir yarayla yaşamak zorunda kaldığı belirtilen gerekçede, 27 Mayıs 1960’teki darbenin sonunda kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından gerçekleştirilen ve “Yassıada yargılamaları” olarak bilinen hukuk garabetiyle Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edildiği anımsatıldı. “Açıktır ki bu cinayetler yalnızca bu üç önemli devlet adamına ve ailelerine değil, onları seçen milletin bizatihi kendisine yönelik bir zulüm olarak tecelli etmiştir” denilen teklif gerekçesinde, 27 Mayıs 1960 tarihinin, hukukun araçsallaştırıldığı, milli iradenin tepesinde bir kılıç gibi sallandığı bir dönemin miladı olduğu vurgulandı.

‘MENDERES, ZORLU VE POLATKAN’IN İTİBARLARININ HUKUKEN İADESİ…’ 

Yassıada yargılamaları ve ardından gerçekleşen idamların, neden oldukları bireysel mağduriyetlerin yanı sıra toplumsal ve siyasi hafızada tamiri çok zor yaralar açtığına işaret edilen gerekçede, söz konusu yargılamaların sebep olduğu mağduriyetlerin ve açtığı toplumsal yaraların mümkün olduğu ölçüde giderilmesinin, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yasama organına düşen başlıca ödevlerden biri olması gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda TBMM tarafından kabul edilen ‘Eski Başbakanlardan Adnan Menderes ve Eski Bakanlardan Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın İmralı’da Bulunan Mezarlarının Nakli ve İsimlerinin Bazı Tesislere Verilmesi Hakkında Kanun’ ile ve bu kanunda değişiklik yapan kanunla, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin katlettiği devlet adamlarının itibarlarının hukuken iadesi noktasında önemli adımlar atıldığı belirtildi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram