Venezuela’dan uyuşturucu trafiğinde kimin gemileri kullanılmış olabilir?

Sedat Peker’in uyuşturucu trafiğinde anlattığı Venezuela ayrıntısı önemli. Peker, Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım ile ilgili iddialarda bulunuyor ancak uyuşturucu sevkinde onun gemilerinin kullanılmadığını söylüyor. Peki sizce AKP’nin içinde olduğu uyuşturucu trafiğinde kimin gemileri kullanılmış olabilir?

SONER KOÇ 23 Mayıs 2021 HABER ANALİZ

Sedat Peker, yayınladığı videolarla kumpaslar, cinayetler, yolsuzluklar ve uyuşturucu trafiğini anlatmıştı.

Süleyman Soylu’nun “karısının iç çamaşırına sığınıyor” dediği Sedat Peker, 7.videosu ile cevap verdi. Bu videoda Peker’in ilk kez magazini bırakıp, gerçek suçları anlatmaya başladığını görüyoruz.

Her ne kadar Peker, Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı cinayetleriyle ilgili çarpıcı şeyler söylemiş olsa da, benim dikkatimi çeken şu cümleleri oldu; “Yaptığım açıklamalardan devlete zarar gelmesin diye uluslar arası hukuku okuyorum. Suriye’yle falan kalmam. (arkasındaki İran yazısını gösterip) O tarafa geçeriz. O zaman öyle şeyler olur…”

Sedat Peker’in daha önceki bir videosunda da elinde tuttuğu kağıtta “Suriye’ye giden silahlar” yazdığı görülmüştü. Anlaşılan Peker, Suriye’deki silah kaçakçılığını anlatmakla birilerine mesaj gönderiyor.

Ama kime gönderiyor orası henüz net değil.

PEKER’İN SÖZLERİNİN HEDEFİ ERDOĞAN MI?

İlk videosundan sonra yazdığım yazıda, Peker’in Erdoğan ve Albayrak kardeşler ile Suriye’de silah ticaretine girdiğinin iddia edildiğini belirtmiştim. İşte bu videosunda Peker, Suriye’deki bu silah ticaretini anlatmakla muhataplarına sesleniyor!

Artık videolarında tek hedef sadece Soylu değil gibi. Neden mi?

Sedat Peker konuşmasında “insanların iç çamaşırını diline dolayan adam içişleri bakanlığı koltuğunda oturuyor, Tayyip abi bunun gereğini yapar” diyor. Aslında açıkça Erdoğan’a gereğini yap, yoksa… diyor.

Önceki videolarında Peker’in Erdoğan’ı bilerek hedef almadığını, bilakis “Tayyip abi” diyerek halen Erdoğan’dan ülkeye dönüş vizesi beklediğini yazmıştım. Peker bu kez “benden özür dilemediniz, beni küçültmek istediniz, bu hikayenin sonu çok daha yayılacak, dünyayı yerinden hoplatıcaz” diyor. Soylu’nun kurban edilmesini (!) beklediğini düşünmek hiç de mantıksız değil.

Bu mesaj ile Sedat Peker’in elde etmek istediği ikinci fayda, kendi ifadesiyle “kendisine inanan insanlara yapılacak operasyonu” engellemek. “Bana inanan insanları toplayıp eziyet etmeyi düşünüyorsunuz, hele bir yapın.” “hadi sen bizim arkadaşları bir alsana, 600 küsur kişi dinliyorsun, alsana..” diyor. Yani Peker, Erdoğan’dan bu operasyonun engellenmesini istiyor. Yoksa Suriye ve İran güzergahlarından geçen ticaretleri anlatmakla tehdit ediyor.

ERDOĞAN İÇİN ZOR YOL AYRIMI YA DA YOLUN SONU

Erdoğan, Sedat Peker’in iddialarını doğru kabul edip, başta Süleyman Soylu olmak üzere ilgili kişileri görevden alıp soruşturma başlatırsa, kendisinin de bu suçların başında olduğunu kabul etmiş olacaktır. Yok iddiaları ciddiye almayıp yoluna devam ederse, Peker daha fazla konuşacaktır. Her iki ihtimalde de Erdoğan zora girecek. Erdoğan elini rahatlatması için Soylu’dan istifa bekliyor, Soylu ise istifanın suçlamaları kabul etmek olduğunun farkında.

İlginçtir yine bu videoda Peker, devlete zarar gelmesin diye (!) uluslararası hukuku okuduğunu belirtiyor. Aslında Peker, uluslar arası hukuku devlete zarar gelmesin diye değil, kendisine zarar gelmesin diye okuyordur. Çünkü Peker anlatmakla tehdit ettiği İran ve Suriye hattındaki silah petrol ve uyuşturucu ticaretinin tam göbeğindeki isim. Bir de buna cihatçı sevkiyatını ekleyin. Ortada Türkiye için çok kötü bir fotoğraf var. Peker bunları anlattığı anda hangi ülkeye giderse gitsin, bu suç peşini bırakmayacaktır. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar söz konusu ve bu suçlardan en az cezayı almak, bu suçların gereğini yapacak uluslar arası kuruluş ve devletlerle işbirliği yapmaktır. Yani Peker’in ‘inceledim’ dediği uluslararası hukuk cümlesinin açılımı bu.

BENİM DİKKATİMİ ÇEKEN İSİM; OKTAY ERCAN

Peker Suriye’deki silah ticaretini anlatmakla tehditler savuradursun, açık kaynaklarda karşılaştığım bir isim benim dikkatimi çekti. Bildiğiniz üzere Sedat Peker’den sadece üç yaş küçük olmasına rağmen, mahkeme kararıyla soy ismini Peker olarak değiştiren ve manevi oğlu olarak tanınan Olgun Peker diye bir şahıs var. Olgun Peker’in adı 2011 şike davasında bir numaralı sanık olarak karşımıza çıkmıştı. Hatta Olgun Peker’in yetkisiz menajerlik yaparak elde ettiği kazançtan, Sedat Peker’e para gönderdiği de dava dosyasına girmişti.

Olgun Peker, 2018 yılından Bosna-Hersek’in süper lig takımı olan NK Çelik Zenica’yı Oktay Ercan ile ortak olarak satın alıyor. Şike davasının 1 numaralı sanığı ile Avrupa’da kulüp satın alan kişinin kim olduğunu merak etmemek elde değil.

Oktay Ercan, Sudan ordusunun tüm ihtiyaçlarını imal eden Sur Military Clothing Factory şirketinin sahibi. Nijerya ordusuna da malzeme tedarik eden bir şirket. Sudan ve Katar hükümetlerinin de şirkete ortaklığı var. Oktay Ercan aynı zamanda Sudan vatandaşı olmuş. Ancak Sudan devlet başkanı Ömer El-Beşir devrildikten sonra, Sudan da hakkında yakalama kararı çıkarılmış. Sudan basınında Oktay Ercan’ın “Erdoğan’ın Sudan’daki yolsuzluk kolu” olduğuna dair birçok haber var. Hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrasında Oktay Ercan, Türkiye’ye kaçmış. Bolu’da çelik yelek üretim tesisi kuracağına dair haberler var. Ne derece doğrudur bilemiyorum ancak İnterpol tarafından hakkında yakalama kararı bulunduğu iddia ediliyor.

Burada bir Türk iş insanının legal yatırımlarını sorgulamıyorum. Ancak Peker’in silah kaçakçılığı iddiaları gündemde olunca, Peker’in manevi oğlu ile kulüp satın alan ve askeri malzeme üreticisi bir Oktay Ercan fotoğrafı karşımızda duruyor.

AKP EKONOMİK KRİZİ UYUŞTURU TİCARETİ İLE Mİ AŞMAK İSTEDİ

İlk kez magazini bırakıp gerçek suçları anlatıyor dememin sebebi ise Sedat Peker’in uyuşturucu trafiğine dair açıklamaları. Peker, Kolombiya’da yakalanan uyuşturucu sonrasında güzergahın deşifre olduğunu, Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın Venezuela’ya yeni güzergahı ayarlamak için gittiğini anlatıyor. Bu konuda net tarihler vererek konuşuyor.

Öncelikle Türkiye’ye gelmek üzere yola çıkan ve yakalanan uyuşturucu yaklaşık olarak 5 ton. Ancak uyuşturucu istatistiklerinde kullanılan oran; yakalanan, yakalanamayan miktarın en fazla %20’sidir. Bu devasa boyutta uyuşturucunun trafik güvenliği, devlet yetkilileri işin içinde olmadan sağlanamaz. Anlaşılan AKP hükümeti, içinde bulunduğu ekonomik krizi uyuşturucu ticareti ile aşmaya çalışmış. Söz konusu uyuşturucunun piyasa değeri göz önüne alındığında bunun başka bir açıklaması olamaz.

ERDOĞAN’IN VENEZUELA SEVGİSİ ŞİMDİ ANLAŞILDI

Peker’in uyuşturucu trafiğinde anlattığı Venezuela ayrıntısı, Erdoğan’ın Venezuela sevgisinin neden kaynaklandığının da güzel bir göstergesi. Peker, Erkan Yıldırım ile ilgili iddialarda bulunuyor ancak uyuşturucu sevkinde Yıldırım’ın gemilerinin kullanılmadığının altını çiziyor. Peki sizce AKP’nin içinde bulunduğu bu uyuşturucu trafiğinde kimin gemileri kullanılmış olabilir?

UYUŞTURUCU TRAFİĞİNDEKİ İRAN AYRINTISI

Peker’in video kaydında arkasındaki panoda bir şemanın yer aldığı ve en üstünde İran yazılı olduğu görülüyor. Peker de konuşmasında; “Suriye’yle falan kalmam. (arkasındaki İran yazısını gösterip) O tarafa geçeriz. O zaman öyle şeyler olur..” diyor. Uyuşturucu trafiğini anlatırken de uyuşturucunun Suriye’nin Lazkiye limanından dağıtıldığını söylüyor.

Uyuşturucu ticaret yolları göz önüne alındığında, eroin maddesi doğudan batıya, kokain ise batıdan doğuya gider. Çünkü kokain batıda ucuz, doğuda pahalıdır. Bu nedenle gelen kokain maddesinin Suriye üzerinden dağıtıldığı iddiası doğru olabilir. Peker’in İran vurgusu ise bence daha dikkat çekici. Peker’in anlattığı uyuşturucu trafiğinin büyük bölümü İran üzerinden sağlanıyor olabilir. İran her ne kadar batıya eroin sevk eden öncü bir ülke olsa da, aynı zamanda batıdan gelen kokain için bir pazardır.

Peker şimdilik İran konusuna girmedi. Ancak İran, uyuşturucu konusunda heybedeki turpun büyüğü olabilir. Eğer Peker, Erdoğan’dan istediğini alamazsa Suriye’deki silah kaçakçılığı yanında açacağı ikinci konu bu olabilir.

UYUŞTURUCU TRAFİĞİNDEKİ TÜM İSİMLER TESPİT EDİLMİŞ OLABİLİR

Narkotik birimleri uyuşturucu örgütlerini takip ederken uzun soluklu çalışırlar. Örgütü takip ederken ara yakalama denilen küçük operasyonlar yaparlar. Örgütün o an elinde bulunan uyuşturucuyu yakalar ama örgütün kafa takımına dokunmazlar. Örgütün tüm adamlarını tespit etmek için takibe devam ederler. İşte bu küçük operasyonlara ara yakalama denir.

Kolombiya da yakalanan uyuşturucu da kuvvetle muhtemel DEA in bir ara yakalaması. Bu operasyondan sonra kimler kimlerle ne konuştu ne yazıp mesajlaştı, DEA tespit etmiş olmalı. Yani çok ama çok büyük bir cisim artık daha hızlı yaklaşıyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram