‘Varlık Fonu halkın mallarıyla kurulmuş bir saray şirketidir’

KRONOS 07 Şubat 2017 GÜNDEM

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Bakanlar Kurulu’nca bazı şirket hisselerinin Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına ilişkin olarak “Yiye yiye, sata sata beş kuruş bırakmayıp, en sonunda evi ipotek ettirip, hanımın bileziklerini bozduranın başına ne gelirse bugün Türkiye’nin altın bileziklerini bozduranlar, Türkiye’nin başına aynı derdi sarmaktalar. Türkiye’nin on yıllar boyunca var ettiği kamu kurumları altüst ediliyor” dedi. Böke, zaten zor durumda olan Türkiye ekonomisinin bir felakete sürüklendiğini söyledi.

Bir fonun varlık fonu olabilmesi için bir varlığa dayanması gerektiğini, Türkiye’nin ise petrolünün, emtiyasının, yüksek gelirinin ve tasarrufunun bulunmadığına dikkati çeken Böke, “Dolayısıyla Türkiye’de bir varlık fonu oluşturulabilecek bir varlık yok. Türkiye borçlu” değerlendirmesinde bulundu.

Böke’nin açıklamaları şöyle:

“Bu koşullarda kurulan bir fon ancak şunu yapabilir: Kamu kurumlarını kendine alır, ipotek eder, teminat gösterir ve bu ipotek ettiği kamu kurumları üzerinden borçlanır. Yani kurulan fon, bir kaynağı, yatırıma dönüştürme fonu değildir. Kurulan fon, kendi üzerine aldığı kamu kaynaklarını ipotek ederek, yani bizim geleceğimizi ipotek ederek, yeniden borçlanma mekanizmasıdır. Bu bir borçlanma fonudur, bir varlık fonu değildir. Daha da acısı ülkenin kurumlarını, devletini, 80 milyonun ortak kaynağını ipotek ettirir ve ne için kullanacağını dahi söylemez. Bir yeniden bir borçlanma mekanizması kurar. Bu neye benziyor biliyor musunuz?

‘HALKIN MALLARINI İPOTEK EDİP’

Babadan kalma evi ipotek ettirip hayali yatırımlarla batıran bir evlat gibi Cumhuriyetin emek emek, yıllarca, herkesi dahil ederek inşa etmiş olduğu, halkın mallarını ipotek edip yandaşlara, batık projelere ve geleceği olmayan yerlere harcayıp kaynağı tüketmek demek. Kısacası adına Varlık Fonu denen bu şey, esasında kanunla kurulmuş bir aile şirketi. Başına getirilmiş olan yönetimden bu aile şirketinin, bir saray şirketi olduğunu da çok açık bir biçimde görüyoruz. Halkın malı, ülkenin geliri bütçeden çıkartılıyor ve sarayın şirketine devrediliyor. Yiye yiye, sata sata beş kuruş bırakmayıp, en sonunda evi ipotek ettirip, hanımın bileziklerini bozduranın başına ne gelirse bugün Türkiye’nin altın bileziklerini bozduranlar, Türkiye’nin başına aynı derdi sarmaktalar. Başımıza ne geleceğini çok iyi biliyoruz.

Fona devredilen kurumların 2016 yılında Türkiye bütçesine yaptığı katkı 5 milyar lira. Bugün bütçeden eksilen bu 5 milyar liranın yerine yeni vergi mi koyacaksınız, cezaları, harçları mı artıracaksınız, otoyollara yine zam mı yapacaksınız? Sağlık katkı paylarını yine artıracak mısınız? Eğer vergiyi arttırmayacaksanız, yeni zamlarla yeni gelir kapıları açmayacaksanız, o zaman bütçeyi açığa ve ekonomiyi bir çöküşe mi sürükleyeceksiniz?

Bu fon sadece Sayıştay denetiminden muaf değil. Bu fon, kamu ihalesinden de muaf, sermaye piyasalarının kontrolünden de muaf, devlet memurları mevzuatına da tabi değil. Bu fon tamamen keyfi yönetilecek bir fon. Yönetimin başına da sarayın danışmanı getirilmiş.

Elinizi 6,5 milyonun işsizliğine son vermek için kullanılması gereken İşsizlik Fonuna sakın ha uzatmaya kalkmayın. Elinizi 6 milyon asgari ücretlinin zar zor mecburen biriktiriyor olduğu BES’e sakın ha uzatmaya siz kalkışmayın. Vatandaşın cebinden elinizi çekin.”

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram