Uluslararası Af Örgütü: Türkiye’de muhalefete yargı tacizi var

Uluslararası Af Örgütü'nün tüm dünyada insan hakları durumunu değerlendiren 2020 yılı raporu yayınlandı. Koronavirüs salgını sırasında insan hakları ihlallerinin dünya genelinde arttığına dikkat çeken Af Örgütü, Türkiye'de en acil ihtiyacın yargı bağımsızlığı olduğunu açıkladı, 'yargı tacizi' nitelemesi yaptı.

KRONOS 07 Nisan 2021 GÜNDEM

Uluslararası Af Örgütü, 2020 yılı insan hakları raporu

Uluslararası Af Örgütü’nün 2020 yılı raporunda, Türkiye’de en acil ihtiyacın ‘yargı bağımsızlığı’ olduğu kaydedildi. Raporun Türkiye bölümünde “Yargı gücü, adil yargılanma güvencelerini ve hukuki usulleri hiçe saydı ve aşırı geniş tanımlanmış terörle mücadele yasalarını, uluslararası insan hakları hukuku gereğince koruma altında olan fiilleri cezalandırmak için kullanmayı sürdürdü” denildi.

‘TÜRKİYE’DE YARGI TACİZİ DEVAM ETTİ’ 

Bazı yargı mensupları ve hukukçuların ‘mesleki görevlerini meşru biçimde yerine getirdikleri için’ yaptırımlara maruz kaldığını ifade eden raporda “Gazeteciler, siyasetçiler, aktivistler, sosyal medya kullanıcıları ve insan hakları savunucularının da aralarında bulunduğu kişilere yönelik gerçek veya varsayılan muhalefetleri nedeniyle yargı tacizi devam etti” ifadelerine yer verildi.

SALGIN SÜRECİNDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ 

Uluslararası Af Örgütü yıllık raporunun Türkiye bölümünde salgın sürecinde ifade özgürlüğü, adil yargılanma, muhalefete ve sivil topluma dönük baskılar, cinsiyet eşitsizliği, ayrımcılık, mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin hakları, zorla kaybetmeler ve işkence ve kötü muamele gibi çeşitli başlıklar yer buldu.

BÜYÜKADA VE KAVALA DAVALARI… 

Raporda Türkiye’de öne çıkan davalara yer verilerek Büyükada Hak Savunucuları Davası’nda aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç’ın da bulunduğu dört insan hakları savunucusunun mahkum edilmesi ve Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilmesine dikkat çekildi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ‘İSTİFA YASAĞI’…

Af Örgütü raporunda hükümetin ‘muhalefeti bastırmak için’ yerel yönetimlerin faaliyetlerini kısıtlamaya çalıştığı belirtildi. Hükümetin Covid-19 krizini kullanarak nisan ayında muhalefet partilerinin yönetimindeki birçok belediyenin bağış kampanyalarını yasakladığı, İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının salgınla mücadele kapsamında bağış toplamasına ilişkin soruşturma başlattığı kaydedildi. Sağlık Bakanlığı’nın mart ve ekim aylarında salgın nedeniyle sağlık çalışanlarının istifa etmesini yasaklamasına dikkat çekildi.

İNTERNET ÖZGÜRLÜĞÜNE YENİ ENGELLER 

2020 yılında ayrıca Türkiye’de yeni sosyal medya yasası gereğince yasal bir temsilci atama zorunluluğuna uymadıkları gerekçesiyle Facebook, Twitter ve Instagram’a 40 milyon TL para cezası kesildiği hatırlatıldı. Yasa ve cezalar Türkiye’de internet özgürlüğü önünde yeni engeller olarak yorumlandı.


 

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE BAŞLIĞI

BBC Türkçe‘deki habere göre, raporun Türkiye bölümünde işkence ve kötü muamele ile zorla kaybetmeler için ayrı bir başlık açıldı:

“Osman Şiban ve Servet Turgut’un, Van’da kalabalık bir grup asker tarafından gözaltına alınmaları ve iddialara konu olduğu üzere dövülmeleri sonucunda ağır yaralandı. Servet Turgut 30 Eylül’de hastanede hayatını kaybetti. Ekim ayında, olayı haber yapan dört gazeteci, çalıştıkları haber ajansları nedeniyle ve ‘PKK/KCK lehine, devlet aleyhine, toplumsal olayları haber yaptıkları’ iddiasıyla Van’da gözaltına alındı.

KAYIPLAR… GÖKHAN TÜRKMEN VE YUSUF BİLGE TUNÇ

“2019’da kaybolan ve Fethullah Gülen hareketiyle bağlantılı olmakla suçlanan Gökhan Türkmen, Şubat ayında çıkarıldığı mahkemede, zorla kaybedildiği 271 gün boyunca işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığını anlattı. Mahkeme, iddialara ilişkin ceza soruşturması açılmasını istedi. Ağustos 2019’da kaybolan Yusuf Bilge Tunç’un nerede tutulduğu yıl sonu itibariyle hâlâ bilinmiyordu.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram