Tutuklu gazeteci Büşra Erdal: ‘Sadece korona değil adaletsizlik de öldürüyor’

KRONOS 15 Nisan 2020 GÜNDEM

Temmuz 2016’dan bu yana hapiste olan ve Mart 2020 itibarıyla cezaevinde 44 ayını tamamlayan Zaman gazetesi muhabiri Hanım Büşra Erdal, Bakırköy Cezaevi’ndeki hücresinden mektup yazdı.

Yazdığı haberler ve tweetler sebep gösterilerek ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Büşra Erdal, “Kanuni hak olan denetimli serbestlikle tahliye hakkım geldi.” diyor.

Kendisinden daha ağır cezaya çarptırılan bir başkasının tahliye olduğunu belirten Erdal, kendi dava dosyasının ise hâlâ Yargıtay’da incelemede beklediğini söylüyor: “Yargıtay 16. Ceza Dairesi karar vermediği sürece aldığım cezadan fazlasını kesin olmadığı hade çekmeye devam edeceğim.”

“15 Temmuz 2016’dan sonra Bakırköy Cezaevi’ne girenlerden orada kalan tek kadın gazeteciyim.” diyen Erdal mektubuna şöyle devam ediyor:

“Aylardır tek kişilik bir hücrede, ağırlaştırılmış müebbet koşullarında tutuluyorum. Üstüne koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında yer sıkıntısı olduğu gerekçesiyle tek kişilik hücreyi bir başkasıyla paylaşıyorum. Nefes alamayacak, hareket edemeyecek şekilde bir hücrenin içindeyim.”

Erdal’ın mektubunun tamamı şöyle:

“Temmuz 2016’dan beri hapisteyim. 31 Mart 2017’de çıktığım ilk duruşmada savunmam alındıktan sonra tahliye edilmeme rağmen hiç bırakılmadan ikinci kez tutuklanmamın üzerinden 3 yıl geçti.

Mahkemenin ‘suç vasfı değişebilir’ dediği iddianame ile (suç delilleri Zaman Gazetesi’nde çalışmak, yazı ve twitler) 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldım.

Mart 2020 itibariye bu cezanın infazı olan 3 yıl 8 ayı yani 44 ayı hapiste tamamladım. Kanuni hak olan denetimli serbestlikle tahliye hakkım geldi. Dava dosyam ise hâlâ Yargıtay’da inceleme aşamasında bekliyor. Geçtiğimiz günlerde aynı dosyadan benden fazla ceza verilen bir kişi tahliye edilmişken, Yargıtay 16. Ceza Dairesi karar vermediği sürece ben aldığım cezadan fazlasını hem de kesin olmadığı halde çekmeye devam edeceğim.

15 Temmuz 2016’dan sonra Bakırköy Cezaevi’ne girenlerden orada kalan tek kadın gazeteciyim. Yani en zayıf ve en güçsüz olanı. Aylardır tek kişilik bir hücrede ağırlaştırılmış müebbet koşullarında tutuluyorum. Üstüne koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında yer sıkıntısı olduğu gerekçesiyle tek kişilik hücreyi başka biriyle paylaşıyorum. Nefes alamayacak, hareket edemeyecek şekilde bir hücrenin içindeyim.

Ayda 1 kez açık görüşte ailemi görebiliyordum ki; koronadan sonra o da mümkün olmuyor. Avukat görüşüm zaten yok. Normal yargı süreçlerinde ihtiyaç olan avukatların böyle olağandışı yargılamada yapabileceği pek bir şey olmuyor. Elimden tek gelen hücremde beklemek. Ve merak ediyorum, 25 Temmuz 2016 günü gözaltı kararı çıktığında elleriyle beni polise teslim eden aileme evladını geri verme zamanı ne zaman gelecek? Bir hücrede kesin bile olmadığı halde bitirdiğim cezayı daha ne kadar çekeceğim? Unutmayın ki; sadece koronavirüs değil adaletsizlik de öldürüyor.

Hanım Büşra Erdal, 25 Mart 2020, Bakırköy Kadın Cezaevi M-20”

href=”/tr/kirgin-misin-busra-dostum-kardesim/

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com