Türkiye’nin girmekten korkmadığı Afganistan’da son durum

Bölge ülkeleri ve büyük güçler Afganistan’ın halihazırdaki durumundan ve Taliban’ın ilerleyişinden rahatsız hatta tedirgin. Fakat, son günlerde dünya basınında yakında bataklığa dönüşebileceği iddia edilen bu ülkeye yerleşmek için Erdoğan’ın ne hevesi ne de iştahında azalma yok.

ALİN OZİNİAN 07 Temmuz 2021 YAZARLAR

Afganistan’da Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğinin Türkiye tarafından sağlanması konusunda Ankara-Washington arasındaki temas trafiği devam ediyor. Ankara, Kabil Havalimanı’nın geleceğine ilişkin üst düzey temaslarını sürdürüyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bu hafta ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile telefonda görüşmelere devam edecek.

Haziran ayındaki gergin NATO Zirvesinin ardından yapılan ve Türkiye’nin gündemini uzun süre meşgul eden Erdoğan-Biden görüşmesinde, Türkiye’nin havalimanı teklifinin “rolü” önemliydi, hatta bazılarına göre, Erdoğan, Biden’dan istediğini kopardı. Birlikte bir fotoğraf ve ilişkilerde yeni bir başlangıç isteyen Erdoğan için Kabil havalimanı konusu Afganistan’daki stratejik anlamdan öte, aslında Rusya’dan satın alınan S-400’ler ile gölgelenen ABD-Türkiye ilişkileri için yeni bir “yakınlaşma” diğer yandan ise NATO’nun bölgedeki varlığını temsil ederek askeri ve siyasi desteğin devamını sağlayabilmek.

Türkiye, kardeş ülke olarak gördüğü Afganistan için gereken adımları atmakta kararlı görünüyor. “Amacımız, Afgan kardeşlerimizin güvenliği ve huzuru için katkılarımızı devam ettirmektir” diyen
Akar, şu ana kadar alınmış kesin bir kararın olmadığını da belirtiyor diğer taraftan.

“Türkiye’nin ve Afganistan’ın menfaatleri için uygun sonuç elde etmek istiyoruz” diyen Türkiye tarafı altı senedir bu işe talip çünkü havalimanı kilit bir öneme sahip. Kabul Havalimanı’nın, dağlık bir bölgede yer alan, deniz ulaşımı olmayan ve karayollarında ciddi bir güvenlik sorunu bulunan Afganistan’ın dış dünyayla bağının kurulabilmesi ve yabancı misyonların gidiş gelişlerin sağlanabilmesi için hayati bir rolü var. Uluslararası yardım kuruluşları ise ülkeye gerekli insani yardımları bu havalimanını kullanarak ulaştırıyor.

ABD ile anlaşmalar sağlandıktan sonra Türkiye görevi üzerinde aldığında bunun oldukça riskli olabileceği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Acil durumlarda havaalanının güvenliğinin sağlanması, saldırılar olduğu taktirde nasıl müdahale edileceği gibi büyük soru işaretlerinin yanı sıra Kabil’in merkezinde bulunan havalimanının güvenliği için önce şehrin güvenliğinin tesis edilmesi gerekiyor. Bunun nasıl olacağı ile ilgi şu an bir plan yok.

ABD, Kabil ve S-400 Konusunu Birbirinden Ayrı Tutuyor

Erdoğan, S-400’ler yüzünden sadece ABD değil, NATO müttefikleriyle de yaşadığı gerilimin dozunu bu olası misyonla düşürmeyi başardı diyebiliriz. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Türkiye’nin Afganistan’da ‘kilit rol’ oynayabileceğini açıkladı. Biden ise genel olarak olmasa bile, Türkiye’nin Kabil rolü konusunda da “iyimser” olduğunu vurguladı.

NATO zirvesinin üstünden henüz kısa süre geçmişken, Haziran’ın ortalarında ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Erdoğan ve Biden’ın, Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin sağlanmasında Türkiye’nin önde gelen bir rol oynaması konusunda uzlaştıklarını söyledi. Ancak Sullivan, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri konusunda çözüme ulaşamadıklarını ve bu konuda diyaloğun süreceğini bildirdi.

Kısaca havalimanı konusu ile S-400’leri çözmeye çalışan Türkiye başarılı olamayacağa benziyor, lakin bu yakınlaşmanın Erdoğan’ı rahatlatıp, zaman kazandırdığını da görmeliyiz.

Fakat Afganistan’da durum, iç dengeler son günlerde gittikçe karmaşık hale geliyor. Bölge ülkeleri ve büyük güçler halihazırdaki durumdan rahatsız hatta tedirgin. Son günlerde dünya basınında yakında bataklığa dönüşebileceği iddia edilen bu ülkeye gitmek için Erdoğan’ın ne hevesi ne de iştahında azalma yok. Bunun sebeplerini anlamak için Afganistan’da olup bitene bakmak lazım.

20 Yıl Sonra ABD ve NATO Afganistan’dan Çıkıyor

ABD, 2001 yılında yaklaşık 3 bin kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılardan El Kaide örgütü ve lideri Usame bin Ladin’i sorumlu tutmuş ve bin Ladin’in burada koruma altında olduğu gerekçesiyle Afganistan’a önce hava, sonra kara operasyonu başlatmıştı.

Müdahale sonucu Taliban yönetimi devrildi. Geriye ve kırsala çekilen Taliban güçleri, gerilla savaşını her geçen gün büyüterek ülke genelinde birçok noktayı yeniden hakimiyeti altına almaya başladı.

ABD ve NATO müttefikleri, yaklaşık 20 yıldır Afganistan’da asker bulunduruyor. Biden, saldırıların 20. yılı olan 11 Eylül 2021’de tamamlanmasını hedefliyor. 20 yılın ardından çekilmenin başladığı bu dönemde gündemin en önemli maddesini başta Kabil olmak üzere Afganistan’daki kritik noktaların güvenliği oluşturuyor.

Afganistan’da Taliban sadece etkili bir güç olmayı sürdürmüyor. Geçen ay boyunca Taliban saldırılarını yoğunlaştırdı ve çok sayıda bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Yerel basına göre örgüt, çok sayıda askeri teçhizat da ele geçirdi ve düzinelerce askeri öldürdü, yaraladı veya tutsak olarak aldı.

Birleşmiş Milletler Afganistan Özel Temsilcisi Deborah Lyons, Güvenlik Konseyi’ne Taliban’ın 50’den fazla bölgeyi ele geçirdiğini ve çatışmaların artmasının beraberinde başka ülkelerde “güvensizlik” getireceği uyarısında bulundu.

ABD, İç Savaş Uyarıları Yapıyor

Son gelen haberlere göre ülkenin neredeyse yüzde 65’i yine Taliban yönetimine girmiş durumda. NATO güçlerinin çekilmesinin ardından ülkenin tamamının Taliban kontrolüne girebileceği iddia ediliyor. Bunu diyenler ise ABD’li askerler.

Afganistan’daki Amerikan güçlerinin komutanı Orgeneral Scott Miller, son Amerikan askerleri bölgeyi terk etmeye hazırlanırken ülkenin iç savaşa sürüklenebileceğini söyledi. Miller son basın açıklamasında “Afganistan’ın lider kadrosu birleşemezse ülke çok zor bir dönemle yüzleşebilir. Güvenlik durumu iyi değil. Şu anki haliyle devam ederse, iç savaş kesinlikle gerçekleşebilecek bir ihtimal. Bu, dünyayı kaygılandırmalı” dedi.

Biden, Amerikan güçlerinin Afganistan’ın bir kez daha yabancı cihatçıların Batı’ya karşı saldırı planlayacağı bir üs olmayacağını garanti altına aldıklarından, çekilmelerinin meşru olduğunu söylüyor. Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ise, ülkesinin güvenlik güçlerinin Taliban’ı kontrol altında tutma kabiliyetine sahip olduğu konusunda ısrarlı, ancak birçok kişi uluslararası güçlerin çekilmesinin Afganistan’ın yine Taliban’ın kontrolüne geçmesine neden olacağına inanıyor.

Taliban Sözcüsü Süheyl Şahin BBC’ye yaptığı açıklamada Eylül ayından sonra ülkede kalacak tüm yabancı askerlerin işgal gücü muamelesi göreceği uyarısında bulundu. Şahin “Tüm yabancı güçler, üstleniciler, danışmanlar, eğitmenler, ülkeden çekilmeli çünkü bir ihlal olan işgalin parçasıydılar. Tepki göstereceğiz ama bu tepki, lider kadromuzun kararları temelinde gösterilecek” dedi. Birleşik Krallık Özel Kuvvetleri’nin asker çekme süreci sonrasında danışmanlık ve eğitim için Afganistan’da kalmaya devam edeceği bildirildi.

Taliban ile Müzakereler Belirsizliğini Koruyor

ABD ile Taliban arasında 29 Şubat 2020’de barış anlaşmasının imzalanmasının ardından geçen sene 12 Eylül’de Afganlar arası müzakereler Katar’ın başkenti Doha’da başlamıştı. Görüşmelerde elle tutulan bir sonuç elde edilemedi, bu senenin başında ise müzakereler kaderine terk edilmişti.

Müzakerelerin belirsizliği sürerken diğer yandan da yabancı güçlerin ülkeden çekilme süreci devam ediyor. Aslında asıl sorun bundan kaynaklanıyor, yani ülkenin en etkili gücü olan Taliban ile yürütülen barış görüşmeleri sonuca ulaşmadan ABD ve NATO askerleri, Taliban ile anlaşmadan Afganistan’dan çekiliyor. Son dönemde ülkedeki şiddet olaylarında görünen artış ise çekilme sonrası güvenlik konusunu daha da kritik hale getiriyor.

Afganistan’daki ABD’li komutanı Orgeneral Scott Miller, Taliban’ı ABD’yle varılan anlaşmada verdiği şiddeti azaltma taahhüdünü yerine getirmemekle suçluyor. Bu arada, Afgan Hükümeti Sözcüsü Razwan Murad, hükümetin görüşmelere ve ateşkese hazır olduğunu ve şimdi Taliban barışa bağlılığını kanıtlaması gerektiğini belirtiyor.

Taliban Sözcüsü Süheyl Şahin ise, Taliban’ın son dönemde artan şiddette sorumlu olmadığını, birçok bölgenin Afgan hükümeti askerlerinin savaşmayı reddetmesinin ardından, görüşmeler yoluyla ellerine geçtiğini savunuyor.

Diğer yandan, bu hafta Taliban ile çatışmaların ardından kaçan 1.000’den fazla Afgan askerinin, Tacikistan’a kaçtıkları haberi geldi. ABD ordusu, Taliban’ın Afganistan’da kontrolünü ele geçirdiği bölgelerin sayısını artırması sonrası, ülkeden çekilmesini yavaşlatabileceğini açıkladı.

ABD Çekilmeyi Yavaşlatabilir

Pentagon Sözcüsü John Kirby, tam geri çekilme için 11 Eylül tarihin hâlâ geçerli olduğunu, ancak sürecin ilerleme hızının değişebileceğini söyledi. Oysa, Pentagon yetkilileri geçen hafta geri çekilmenin neredeyse yarısının tamamlandığını söylemişti.

Anlaşıldığı gibi Afganistan’da durum oldukça karışık. Özellikle Batı ülkeleri, Kabil Havalimanı’nın güvenliğinin sağlanamaması durumunda Kabil’deki diplomatik misyonlarının geleceğinin tehlikeye gireceğini söylüyor. Avustralya ülkedeki büyükelçiliğini kapatacağını açıklayan ilk ülkelerden oldu.

Taliban, son günlerde Afganistan genelinde 100’den fazla bölgeyi ele geçirirken, Türkiye ise bu havalimanının güvenliğini sağlamak için Afganistan’da kalmayı değerlendiriyor ve ABD’den “siyasi, mali ve lojistik destek” talebini yineliyor.

Uzmanlar Taliban’ın hızlı biçimde bütün ülkeyi ele geçireceğini öngörüyor. Taliban’ın ilerleyişini durdurabilecek bir güç şu anda mevcut değil, bu açıdan bakıldığında yabancı herhangi bir askeri varlık bu durumda sadece Taliban’ın izin verdiği ölçüde Afganistan’da varlığını sürdürebilecek.

Taliban Onaylamadan Afganistan’a Girmek Büyük Risk

Erdoğan da bunun farkında. Taliban gerçeğini bir kenara koymanın mümkün olmadığına işaret ederek “Onlarla da birçok görüşmeleri, farklı atacağımız adımlarla sürdürebiliriz. Bir diğer konu yine Afganistan’da biz Pakistan’ı ve Macaristan’ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. İstiyoruz ki Afganistan halkı herhangi bir sıkıntıyı yaşamadan bu desteği kendilerine verelim ve şu an itibarıyla bir mutabakat söz konusu.” diyor ancak “mutabakatın” detayları belli değil.

Türkiye’nin tarihi bağları da düşünülürse Taliban’la anlaşması mümkün, ancak bu olasılık Taliban’ı “uysallaştıracağını” sanan Erdoğan’ın tamamen dar alana sıkışmasını da getirebilir. Kısaca evdeki hesap, çarşıya uymayabilir. Pakistan’ın Türkiye desteği, Afganistan’da Türkiye güçlerine sempati duyulması önemli ama Taliban içindeki radikal unsurları Türkiye’nin işi zorlaştırabilir.

Taliban sözcüsü Süheyl Şahin, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Türkiye son 20 yılda NATO’nun bir parçasıydı, dolayısıyla 29 Şubat 2020’de ABD ile imzaladığımız anlaşma kapsamında Afganistan’dan çekilmeliler” diyor. Bu Taliban’ın, Türkiye’nin NATO güçlerinin Afganistan’dan asker çekmesinin ardından Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlama ve işletme teklifini kesin bir şekilde reddetmesi demek.

Bu olumsuzlukların içinde ABD, Türkiye’nin ne kadar ödün verebileceğini anlamaya çalışıyor. Türkiye’nin Batı ve Rusya arasında savrulduğunun, ayakta kalmaya çalıştığının, planlı bir dış politikası olmadığının, Kabil kartı ile Batı’yla ilişkilerini düzeltmeye çalıştığının farkında. Diğer yandan Afganistan’dan ayrıldıktan sonra başlayacak Rus müdahalesini de düşünerek, Türkiye’yi buraya çekmek hoşuna gidiyor.

Rusya Türkiye’nin Adımlarından Rahatsız

Rusya’ysa yıllar önce boğulduğu Afganistan’dan ABD ve NATO’nun çekilmesi ile oluşacak boşlukta yerini almaya hazırlanıyor. Afganistan’da Taliban’ın, Tacikistan sınırına iyice yaklaşması ile, Rusya bölgedeki Rus askeri üssünün kullanılmasına ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, son yaptığı açıklamada müttefikleri korumak için Tacikistan sınırındaki Rus askeri üssünü kullanmaya hazır olduklarını belirtti.

Türkiye müttefiki saydığı Rusya’yı dış politikada uzun süredir rahatsız ediyor. Libya’daki varlığı ile Doğu Akdeniz’de, Azerbaycan’ı destekleyerek Kafkaslar’da, Ukrayna’ya göz kırparak Karadeniz’de Rusya’nın canını sıkan Türkiye’nin şimdi de Afganistan üzerinden Orta Asya’ ayak basması, hoş karşılanacağa benzemiyor. Rus basınında yayınlanan makalelerde bazı uzmanlar, Türkiye’nin bu hevesinin ardında ABD’den ziyade İngiltere olduğuna dair fikirler ortaya atıyor.

Türkiye dışarıdan anlaşılmayan bir istek, iyimserlik ve güvenle, Afganistan bataklığına girmekte kararlı. Uluslararası öngörüler Erdoğan’ın Kabil konusundaki iştahını kesmiyor, Taliban ile iyi ilişkiler kuracağından çok emin. Lakin araştırmacılar ve bölgeyi takip edenler için Erdoğan’ın bu görüşünü destekleyen hiçbir açık ve erişilebilir ön veri mevcut değil.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com