Sedat Peker’in ‘ben bastırdım’ diyerek üstlendiği Hürriyet gazetesine saldırı bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi. Peki, o baskın neden yapılmıştı, Hürriyet gazetesini kim basmıştı, Erdoğan’ın ‘400 vekil’ açıklamasıyla ilgisi ne?
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, yayınladığı altıncı videoda önemli bir iddiayı gündeme getirerek, 2015 yılında Hürriyet gazetesine yapılan baskını üstlendi. Peker, 2015 yılında Hürriyet gazetesine yönelik saldırıyı “bir milletvekilinin ricasıyla kendisinin yaptığını” söyledi.
Peker videoda şu ifadeleri kullandı: “Pamıkörenin ekibi dinliyor musunuz? Sizin gazetenizi ben bastırttım. Şatafatlı gazeteciler, sizin gazetesini ben bastırttım. Bastırtmadan önce arayan milletvekilinin telefon sinyallerine bakabilirsiniz. Bizim gençlik kollarından arkadaşlar gidecek, ama onlar profesyonel değiller, dediler. Evet ben gönderdim. Savcılar al delil itiraf. Ben yaptım. Milletvekili söyledi böyle diye.”
Peker, gazetenin basılması için AKP’li bir milletvekilinin “Bizim gençlik kolları bu işleri bilmez” diyerek kendisinden ricacı olduğunu ve saldırıyı gerçekleştirmeye yardımcı olduğunu açıkladı. Doğan medya satışı sürecinin bu saldırı ile başladığını ileri sürdü.
Peker’in açıklamasıyla yeniden gündeme gelen 2015’teki saldırıda nasıl olmuştu? Aktörleri kimlerdi, bugün ne diyorlar? Erdoğan’ın Dağlıca baskını sonrası verilen şehitlerin ardından kullandığı “400 vekil” ifadesiyle ilgisi ne? İşte detaylar…
HÜRRİYET GAZETESİ NEDEN BASILMIŞTI: “400 VEKİL” AÇIKLAMASIYLA İLGİSİ…
7 Eylül 2015’te gerçekleşen saldırı AKP’nin o dönemki Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın liderliğinde gerçekleşmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ATV’de yayınlanan söyleşisindeki bazı sözlerin hurriyet.com.tr’de veriliş şekline tepki gösteren yaklaşık 200 kişilik bir grubun saldırısı gerçekleşmişti. Sosyal medyada AKP yanlısı trol hesapların çağrısıyla gece geç saatlerde meydana gelen saldırıda, Hürriyet’in haberine göre göstericiler, önce bahçe girişindeki bariyeri kırıp güvenliği aşarak binaya girmeye çalıştı. Bina girişindeki camlar ve döner kapı taş ve sopalarla kırılırken, saldırganların içeri girmeleri bina güvenliği tarafından güçlükle önlendi.
ERDOĞAN “400 MİLLETVEKİLİNİ VERİN BU İŞ HUZUR İÇİNDE ÇÖZÜLSÜN” DEDİ
Peki neydi o “tepki gösterilen” haber? 7 Haziran 2015’te seçimler öncesinde Mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep’teki toplu açılış törenindeki konuşmada “400 milletvekilini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün” ifadesini kullandı. Bu ifade kamuoyunda bugüne kadar çokça tartışıldı. Erdoğan’ın bu sözünün gölgesinde girilen 7 Haziran seçimlerinden AKP tek başına iktidar olamadan çıktı.
ERDOAĞN, DAĞLICA BASKININDAN SONRA “400 VEKİL ALINSAYDI BUGÜN DURUM FARKLI OLURDU” DEDİ
Böylece Türkiye, 7 Haziran-1 Kasım süreci denen sürece girdi. Hükümet kurulamadı, Başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğindeki AKP’nin girişimleri de sonuçsuz kaldı, nihayetinde 1 Kasım için erken seçim kararı alındı.
Tam o netameli seçim sürecinde, 6 Eylül 2015 tarihinde Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Dağlıca karakoluna PKK baskını gerçekleşti. 16 askerin hayatını kaybettiği duyuruldu, 20’den fazla da yaralı olduğu belirtildi. Aynı gün ATV-A Haber ortak yayınına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişteki “400 vekil” hatırlatması bir kez daha yaparak, “Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya anayasayı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu” ifadesini kullandı.
HÜRRİYET MANŞET ATTI: “ERDOĞAN’DAN DAĞLICA AÇIKLAMASI: 400 VEKİL VERİLSEYDİ BUNLAR YAŞANMAZDI”
Erdoğan’ın ATV-A Haber ortak yayınında kullandığı ifade Hürriyet gazetesinin internet sitesi tarafından “Erdoğan’dan Dağlıca açıklaması: 400 vekil verilseydi bunlar yaşanmazdı” başlığıyla manşete taşındı. Hürriyet’in haberi bu şekilde vermesi AKP cephesinde büyük tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine yaklaşık 200 kişilik grup Hürriyet binası önüne giderek saldırıyı gerçekleştirdi.
SALDIRIYI ORGANİZE EDEN BOYNUKALIN TWEET ATIP SİLDİ: ‘RAHATLADIM’
Hürriyet gazetesine 2015 yılında yapılan baskını üstlenmesi ardından olayın içerisinde yer alan AKP’li Abdurrahim Boynukalın’dan açıklama geldi. Boynukalın, açıklamasındaki “Açıkçası çok rahatladım” ifadelerinin yer aldığı ve Peker’den baskını talep eden AKP’li vekilin kim olduğunu açıklamasını istediği tweetlerini daha sonra sildi.
4 TWEETİNDEN 2’SİNİ SİLDİ
Peker’in videosunun hemen ardından kişisel Twitter hesabından açıklama yapan AKP İngiltere Temsilcisi Boynukalın, daha sonra ikisini sildiği 4 tweetlik bir açıklama yaptı:
Meşhur video serisinin bugünkü bölümü 28-32. Dakikaları arası 2015 Hürriyet eylemi meselesi özetlenmiş. Açıkçası çok rahatladım. Yıllardır üzerimize yapışan cam, kamera, turnike kırma gibi kriminal meselelerin bizimle alakası olmadığı açıkça ifade edilmiş. (SİLİNDİ)
Biz gençlik kolları olarak Hürriyet önünde basın açıklaması kararı aldığımızda kendisinin “ismini veremeyeceği bir vekil tarafından arandığını” ve “bizim çocuklar bu eylemleri beceremez, profesyonel değiller, sen bir işin içine gir” dendiğini söylemiş.
Böyle bir kerameti kendinden menkul, kendisini tek talimatla harekete geçirebilecek bir vekil var mı emin değilim. Varsa umarım ismini verir; böylece parti kurumsalımıza ve benim imajıma yıllarca zarar veren “basma” hadisesinin kim tarafından yapıldığı öğrenilmiş olur. (SİLİNDİ)
O gün “partimiz eylem geleneğinde asla taşlı sopalı eylem olmaz” dediğimizde bize inanmamayı tercih edenler (ana muhalefet partisi lideri buna dahil) bakalım ne diyecekler. Tekrar ediyorum biz o dönemki iftira yayınlarından dolayı o gazete önünde sadece basın açıklaması yaptık.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“HİÇ GÖRÜŞMEM OLMADI”
Bu ifadeleri ardından bir açıklama daha yapan Boynukalın, şunları yazdı: “Sedat Peker’le ne “görüntülü” ne “sesli” hiçbir telefon görüşmem olmamıştır. Varsa kendisi yayınlayabilir. Bütün telefon kayıtlarım ve telefon sinyallerimin bilgileri eksiksiz mevcuttur. Artık bu hadiseyle ilgili ismimi geçiren bütün yayınlara dava açma hakkımı kullanacağım. Bu adamın söylediklerini doğru mu kabul ediyorsunuz” sorusu günlerden beri kendisinden medet uman muhalefete sorulmalı. Madem her şeyini doğru kabul ediyorsunuz bunu da edecek misiniz? Partimiz böyle birinin söyledikleriyle aklanmaz, karalanamaz. Kaç gündür bunu söylüyoruz.”
