Sedat Peker savunmasını yazıyor; El-Nusra’ya silahları ben değil Tayyip Abi gönderdi

SADAT başkanı Adnan Tanrıverdi’nin Erdoğan’ın eski başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi olması ve SADAT ile saray arasındaki ilişkiyi düşündüğünüzde; Peker’in “ben yapmadım SADAT yaptı” savunmasını, “ben yapmadım Tayyip Abi yaptı” şeklinde okumak gerekir.

SONER KOÇ 02 Haziran 2021 HABER ANALİZ

Sedat Peker yayınladığı üçüncü videosunda, üzerinde “Suriye’ye giden silahlar” yazılı olan bir not kağıdını ekrana göstermiş ancak bu konuyu anlatmamıştı. Nihayet sekizinci videosunda Suriye’ye giden silahlar konusunu anlatmaya başladı.

Peker, Suriye’ye silah sevkiyatının SADAT tarafından organize edildiğini, kendi adına birçok sevkiyatın yapıldığını ancak Bayırbucak Türkmenlerine gönderildiği söylenen silahların bir kısmının SADAT tarafından El-Nusra’ya gönderildiği açıkladı.

SİLAH TİCARETİNİN AYRINTISINI DİNLEMEK İÇİN DE Mİ ZAMANAŞIMINI BEKLEYECEĞİZ?

Peker’in Kutlu Adalı cinayetine dair anlattıklarına baktığımızda; cinayetin kendisine kim tarafından, ne zaman ve nasıl ihale edildiğini, kendisini bu iş için kimin görevlendirdiğini ayrıntılı anlattığını görüyoruz. Peker bu ayrıntıları verirken de, cinayetin artık zamanaşımına girdiğini, bu nedenle kendisini kimsenin suçlayamayacağını söylüyor.

Sekizinci videosunda kol bacak koparacağını söyleyen Peker’in, Kutlu Adalı cinayetinde olduğu gibi ayrıntılı ve delile dayalı bir anlatım yapacağını bekliyordum. Ancak pek beklediğim gibi olmadı.

Güney sınırımızdaki silah ve petrol kaçakçılığının işleyişi, Suriye’deki cihatçılara silah nakli gibi işlerde dahli ve bilgisi olduğu bilinen Peker’den, kendisini El-Nusra’ya silah gönderme konusunda kimin aradığını ve yardım istediğini duymayı beklemek hakkımız diye düşünüyorum.

Atilla Peker’in “Devletimize hizmet ettiğimizi düşünürken meğer kullanılıyormuşuz.” açıklaması, Korkut Eken’in “o günkü devlet stratejisine göre devlet görevlisi yerine eleman kullanılıyordu.” şeklindeki sözleri ortadayken; Türkiye’yi dünyada silah ve petrol kaçakçısı ve aynı zamanda dünyanın değişik yerlerinde terör eylemleri yapmak ve bazı ülkelerin iç savaşında kullanılmak üzere cihatçı temin eden ülke pozisyonuna düşüren Suriye politikasının hesabı sorulacaksa, bu suçların da zamanaşımına girmesini mi bekleyeceğiz?

Sedat Peker’in videolarında devamlı olarak uluslararası hukuku okuyorum demesinin sebebinin, kendisini bu suçlardan ceza almadan nasıl kurtaracağının veya en az ceza ile nasıl kurtulacağının araştırmasını yapmak olduğunu belirtmiştim. Anlaşılan Peker, Suriye’ye giden silahları anlatırken bu hesabın içerisine girmiş. Ancak biz Peker’de, bu işin kendisine nasıl geldiğini isim isim, arada geçen diyalog ve görüşmeleriyle ayrıntılı anlatmasını bekliyoruz.

Örneğin Peker’in üçüncü videoda ekrana gösterdiği ve üzerinden Suriye’ye giden silahlar yazan not kağıdında, Serdar Ekşi adında bir isim yazılıydı. Ancak Peker sekizinci videosunda Suriye’ye giden silahları anlatmasına rağmen bu isimden hiç bahsetmedi.

PEKER SAVUNMASINI HAZIRLAMIŞ

Peker ilk videosunu yayınladıktan sonra; Peker’in Erdoğan ve Albayrak kardeşler ile Suriye’de silah ticaretine girdiğinin, IŞID ve cihatçı gruplara silah satışı yapıldığının ve bu durumun Rusya tarafından delillendirildiğinin, Peker’e bu nedenle soruşturma açılması sonrasında yurtdışına kaçtığının iddia edildiğini yazmıştım.

Sekizinci videonun özellikle 50.dakikasından sonrasını izlediğimde, Peker’in adeta uluslar arası mahkemedeki ifadesini dinliyor gibi hissettim. Peker; “Bu gidenler El-Nusra’ya gidiyor dediler, evet, benim üzerimden gidiyor, samimi söylüyorum, ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı” diyor.

SADAT başkanı Adnan Tanrıverdi’nin Erdoğan’ın eski başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi olması ve SADAT ile saray arasındaki ilişkiyi düşündüğünüzde; Peker’in “ben yapmadım SADAT yaptı” savunmasını, “ben yapmadım Tayyip Abi yaptı” şeklinde okumak gerekir.

Peker’in Binali Yıldırım ile ilgili sözleri de bunu destekliyor. Peker, Venezuela ile olan uyuşturucu trafiğine dair “ben deseydim ki mesela Binali Yıldırım’ın başbakanlığı döneminde ülkeye sıcak para girsin diye özel gizli bir anlaşma yapıldı, bu şeklide koordinasyon kuruldu. Bu devleti yargılatmak için kriminal bir olay” diyor. Peker, aynen bu mantıkla “Tayyip Abi” yerine “SADAT” ifadesini kullanıyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com