Sedat Peker, Demirören ailesine neden ‘pambık ailesi’ dedi?

Sedat Peker meşhur videolarında bahsetti ya, “pambık ailesi” diye. Hiç aklımda yoktu Demirören ailesini yazmak. Vebali Sedat Peker’in boynuna olsun dedim, madem gündeme geldi bir el atayım şu işe. Hani son videosunda diyor ya, “Demirören ailesi sizinle de görüşeceğiz, size Demirören diyorlar ben size Adana deyişiyle ‘Pambık’ ailesi diyeceğim” diye, işte o pambık ailesinden bahsedeceğim size, hazırsanız.

Efendim, malumunuz Demirören ailesini kamuoyu Yıldırım Demirören’in Beşiktaş başkanlığı sayesinde duydu. Baba Erdoğan Demirören iş dünyası dışında pek bilinmezdi. Ama okudukça ve araştırdıkça baba mı daha uyanık oğlan mı ben karar veremedim. İsterseniz yazayım, siz karar verin.

DEMİRÖREN AİLESİ 1960’LARDA BİDİĞİNİZ YEDEK PARÇACI

Erdoğan Demirören İnegöl doğumlu. Balkan göçmeni bir ailenin oğlu. Baba Şükrü bey ölene kadar babasının yanında çalışıyor Erdoğan Demirören. Baba 1960’larda hakkın rahmetine kavuştuktan sonra işin başına geçiyor. İş dediysek öyle şirketler, holdingler falan yok. Otomotiv parçası satıyor baba dükkânında. Bildiğiniz yedek parçacı yani. Peki nasıl oluyor da ‘yedek parçacı Şükrü’nün oğlu’ holding patronu oluyor? Orası biraz çetrefilli işte. Film gibi mevzular var. Gizem, kumpas, mafyatik ilişkiler, cinayet, ne ararsan var…

Demirören’in Total’i satın aldığı, kendi gazetesi Milliyet’ten bu fotoğrafla duyurulmuştu.

Babasından kalan ‘Oto Kolaylık’ adlı dükkânın başına geçen Erdoğan Bey, 1 yıl sonra Alman ürünleri üreten bir piston fabrikası kuruyor. 1970’lerin başına kadar bu iki işle ilgilenen baba Demirören, 1972’de yeni bir alana yatırım yapıp Milangaz’ı alıyor, şimdi burada bir es verip bakalım bu konuya. Milangaz Avram Laçin adli Musevi işadamının 1960’ta kurduğu bir şirket. Likid gaz üreten şirketin durduk yerde satılmasına kimse anlam  veremiyor. ‘Demirören baskı ya da katakulli yaptı’ iddiaları da ispatlanamıyor. En azından bugüne gelen resmi bir belge bulamadım. Neyse Milangaz’ı alan Erdoğan Demirören, art arda likid gazla ilgili yeni markalar kurup işleri büyütüyor.

MİT RAPORU, DEMİRÖREN ARŞİMİSİDİS ŞİRKETİNE ‘EL KOYDU’ DİYOR  

Şirket büyüyor ama Erdoğan Demirören ile ilgili iddialar bitmiyor. Mesela kamuoyunda Arşimidis Olayı olarak bilinen skandal patlıyor. Yorgo Papudopulos isimli bir işadamının kurduğu Arşimidis firması da tesadüfe bakın ki otomotiv yedek parça ithalatı ve satışı işi yapıyor. 1988’de Nokta dergisinin, 2013’te de şimdi hapishanede esir tutulan gazeteci Mehmet Baransu’nun ortaya çıkardığı belgelere göre, Papadopulos şüpheli bir şekilde öldürülüyor. 1982’de olayla ilgili emniyete gelen bir ihbar MİT’e bildiriliyor. Araştırmaların ardından MİT 1982’de bir rapor hazırlıyor. Raporda Yorgo Papadopulos isimli işadamının öldürüldüğü ve tüm mallarıyla birlikte Arşimidis isimli şirketine de hileli bir şekilde el konulduğu yazıyor. Peki zanlılar kim? Türkiye’yi uzun süre UEFA’da temsil eden avukat Necdet Çobanlı ve Erdoğan Demirören! Raporda Necdet Çobanlı ve Erdoğan Demirören’in Arşimidis şirketine sahte belgelerle nasıl çöktükleri tek tek anlatılıyor. 1967’de yaşandığı yazan cinayet sırasında Necdet Çobanlı Papadopulos’un avukatlığını yapıyor. Arşimidis şirketinin hisselerini diğer ortaklara şantaj yaparak üzerine aldığı rapor edilen Çobanlı, 1977’de hisselerin tamamını Erdoğan Demirören’e devrediyor. MİT raporunda Necdet Çobanlı’nın Arşimidis olayında elebaşı, Demirören’in ise yardımcısı olduğu yazıyor.

İŞE BAKIN Kİ İKİ ŞİRKET DE SAHİPLERİ ÖLDÜRÜLÜNCE DEMİRÖRE’NE GEÇİYOR  

Aynı raporda Demirören’in Çamgaz şirketi sahibi Metin Çam ve Çam’ın tuğla fabrikası sahibi kayınbiraderinin ölümünün de sorumlusu olduğu yazıyor. İşe bakın ki iki şirket de sahipleri öldürülünce Erdoğan Demirören’e geçiyor. Baba Demirören ‘yukarıdaki’ tanıdıklarının desteği ile bu 3 olaydan da deyim yerindeyse yırtıyor. Hatta aynı rapora göre öldürülen işadamlarının yakınlarının, ‘Sizi Milli Güvenlik Kurulu’na şikayet ederiz’ tehditlerine ‘MGK bu ofiste kuruldu, kime isterseniz edin’ diyen de Erdoğan Demirören. Olayda adı geçen bir diğer işadamının Galatasaray Divan Kurulu Başkanı Duygun Yarsuvat’ın ağabeyi Hüseyin Yarsuvat olduğunu da ekleyeyim de kim kimmiş görün.

Demirören’ler bu tarihten sonra büyüdükçe büyüyor. Mermer ocağı işletmeciliğinden inşaata, liman işletmeciliğinden petrolcülüğe kadar birçok alanda yatırımlar yapıp büyüdükçe büyüyor. Demirören ailesinin bu yükselişi AKP iktidarının da dikkatinden kaçmıyor. Kendine yeni zenginler arayan AKP iktidarı, Demirören’e 2011’de Vatan ve Milliyet gazetelerini aldırıyor. Medyaya girmesiyle birlikte ‘yandaş işadamı’ apoletini de takan Demirören, Total’den Milli Piyango’ya kadar dev alımlar yapıyor. 2018’de Doğan Grubu’nun neredeyse tamamını alan Demirören, medyada deyiş yerindeyse tekel oluyor. Gazete ve Tv’lerinde iktidara toz kondurmayan Demirören, Erdoğan’ın en gözde işadamları arasına da adını yazdırıyor.

DEMİRÖREN: SENİ ÜZDÜM MÜ PATRON? ERDOĞAN: DUMAN, KEPAZE ETTİNİZ 

E şimdi Demirören’in medya patronu olmasından bahsederim de ‘Seni üzdüm mü patron?’a değinmeden geçer miyim! Sene 2014. 17-25 yolsuzluk operasyonu yapılmış, AKP, topuyla tüfeğiyle yolsuzluk suçlamasının ‘darbe’ olduğuna inandırmaya çalışıyor. Bu arada Milliyet gazetesi İmralı Görüşmelerini yayınlıyor. Emrindeki medyanın bu görüşmeleri yayınlamasına köpüren dönemin başbakanı Erdoğan, baba Demirören’i arıyor. Telefonda demediğini bırakmayan başbakanın hakaretleri, Demirören’i ağlatıyor. Dikkatinizi çekerim telefon görüşmesi sırasında Erdoğan Demirören 75, Başbakan Erdoğan 55 yaşında. ‘Sizi üzdük mü patron?’ diyor Demirören ağlamaklı, ‘Duman ettiniz, kepaze ettiniz’ diyor başbakan öfkeyle. Fırça üstüne fırça yiyen Demirören, konuşmanın sonuna doğru,’Nasıl girdim ben bu işe ya, kim için?’ diye gözyaşı döküyor. Milyarlarca dolarlık servete sahip işadamının daha fazlası için düştüğü durum da hepimize ibret oluyor.

BABA DEMİRÖREN BİZE MİRAS OLARAK OĞLU YILDIRIM DEMİRÖREN’İ BIRAKTI

Erdoğan Demirören 2018’de günahıyla sevabıyla hakkın rahmetine kavuşurken, bize de miras olarak oğlu Yıldırım Demirören’i bırakıyor. Erdoğan Demirören’in 3 çocuğundan biri olan Yıldırım Demirören, ilginç saç stili, babasına taş çıkartacak şeytani hamleleri ve gülüşüyle hayatımızı işgale devam ediyor.

1964 doğumlu Yıldırım Demirören, teşbihte hata olmasın 40 sezon süren kabus dolu dizi film gibi. Uyuyoruz rüyalarımıza giriyor tam ‘uyandık çok şükür kurtulduk’ dediğimiz anda başımızı yastığa koyunca müthiş gülüşüyle karşımıza dikiliyor. Bunu ben demiyorum, Beşiktaş taraftarı diyor.

Neden? Çünkü Demirören’den en çok da Beşiktaş taraftarı çekti. 2000’de Beşiktaş yönetimine girdiğinde ‘Kim yönetime aldı?’ diye tepki gösteren Beşiktaşlılar, tam kurtulduklarını düşündükleri 2002’de Yıldırım Demirören’in asbaşkan olmasıyla şoke oldu. Asbaşkanlığına tepki verenler 2004’te başkan olmasıyla dumura uğradı. ‘Demirören yeeeeeeter’ tezahüratları ‘artık bırak başkanlığı’ diyeydi ama 2011’e kadar Beşiktaşlı’ya kabus olan Yıldırım Demirören 2012’de Türk futbolunun başına geçerek- geçirilerek hepimize kabus oldu.

KARDEŞLERİNİN ‘ERDOĞAN’DAN SONRA BİZİ YAŞATMAZLAR’ DEDİĞİ SÖYLENİYOR

Nevi şahsına münhasır bir kişilik kendisi. Onu tanıyan hiç kimse şu anda bulunduğu konumda olmasına inanamıyor. Hakkında yarı şaka yarı ciddi menkıbeler anlatılıyor. Mesela onunla ilgili en çok konuşulan şey, lisede başarısız olunca babasının okulu bitirsin diye okul açması. Erdoğan’a kapılandığı için de iki kardeşiyle küs olduğu konuşuluyor. Kardeşlerinin, ‘Erdoğan’dan sonra bizi bu ülkede yaşatmazlar’ diye Yıldırım Demirören’le kavga ettikleri söyleniyor.

Bu kadar magazinden sonra gelin size Demirören’in babasından bile daha cevval bir işadamı olduğunu anlatayım. Üstelik işin içinde Mansimov, Mehmet Ağar ve bilumum derin güçler de var. Sedat Peker’in Yıldırım Demirören’e sarmasının sebebi de burada.

DEMİRÖREN ZAMANINDA MANSİMOV’UN BEŞİKTAŞ’I ALMASI GÜNDEME GELMİŞTİ

Efendim, Yıldırım Demirören 2004’te Beşiktaş başkanı olunca Mübariz Mansimov’la yakınlaşıyor. Mansimov’un Beşiktaş’ı alacağı bile konuşuluyor. 2007’de TC vatandaşı olan Mansimov, Beşiktaş’ın yanında olduğunu açıklıyor. Ünlü işadamının 2011’li yıllarda transferlere destek olduğu iddia ediliyor. Mansimov’un şirketi Palmali’nin genel müdürü Alaattin Aykaç, Demirören tarafından hem Beşiktaş hem de TFF’nin yönetimine alınıyor. 2015’te Alaattin Aykaç ile Mansimov’un arası bozuluyor. Aykaç’ın  Palmali hisselerini devretmediği gerekçesiyle taraflar birbirini mahkemeye veriyor. Neyse aradan zaman geçiyor. 2019’da Mansimov hakkında 4 kişi ‘FETÖ’ üyesi diye ihbarda bulunuyor. İhbarcılardan biri bilin bakalım kim? Alaattin Aykaç. Mansimov’la bozuştuktan sonra Demirören Holding’te üst düzey yönetici olarak çalışan Aykaç,Doğan Medya Grubu’nun alınmasından sonra buranın yönetimine de giriyor.

Yıldırım Demirören, hükümete yakınlığı ile biliniyor

Bitti mi, bitmedi. Mansimov Aykaç’la bozuştuktan sonra Palmal’nin başına Vugar Hüseyin’i getiriyor. Vugar Hüseyin aynı zamanda Pal Güvenlik’in de başında. Aradan zaman geçiyor Vugar Hüseyin’le Mansimov’un arası bozuluyor. Vugar Hüseyin’in şirketi Pal Güvenlik şimdi Demirören Medya ve ruhsatı nasıl alındığı bilinmeyen Beyoğlu’ndaki Demirören AVM’nin güvenlik işini yapıyor.

Peki şimdi bitti mi? Yine bitmedi. Mansimov’u ihbar edenler arasında adı olan Fatih Berber var sırada. İhbarcu Berber, Demirören Medya’nın Almanya’da bulunan 380 milyon euroluk şirketini kağıt üzerinde 1 euroya alıyor. Aradan zaman geçiyor satış anlaşmazlık var diye iptal ediliyor.

İlişkile o kadar karmaşık o kadar şaibeli ki insanın hafsalası almıyor. Bu arada babasının ölümünden sonra şirketin başına geçen Yıldırım Demirören, şimdi Tayyip Erdoğan’ın dizinin dibinde servetine servet katıyor. Ben ise bir yolunu bulup ve de aradan sıyrılıp devletin başına geçer diye korkuyorum…