Seçimlere 1 ay kala Ermenistan’da “yeni” aktörler

Ermenistan halkının yeni seçimlerde işi çok zor; kendini çoktan tüketmiş eskiler ve ülkeyi tarihindeki en büyük yenilginin baş aktörü arasında seçim yapacak.

ALİN OZİNİAN 20 Mayıs 2021 YAZARLAR

Ermenistan’da erken seçimlerin 20 Haziran’da yapılması planlanıyor. Kanunlara göre seçim öncesi kampanya için 12 günlük bir süre öngörülüyor, oysa Ermenistan, Azerbaycan ile karşı karşıya geldiği 44 günlük Dağlık Karabağ savaşını sona erdirmek için 9 Kasım 2020’de Rusya’nın arabuluculuğunda ateşkes anlaşmasını imzaladığı ve ağır yenilgiyi kabul ettiğinden bu yana siyasi bir kriz ile yüz yüze.

O günden bu yana Nikol Paşinyan çok yoğun bir eleştiri yağmuru altında, 6 aydır tabir yerinde ise Paşinyan karşıtı bir seçim kampanyası yürütülüyor. Varlığı ülkede hep hissedilen ve dış politikayı büyük ölçüde şekillendiren güvenlik zafiyetinin savaşın akabinde büyümesi, halk için en önemli sorununun demokratikleşme ve ekonomiyi sollayan güvenlik konusu olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.

Başta adı sadece “muhalefet” olan ve Paşinyan’ın acil, seçim olmadan, istifasını isteyen güçler, özellikle son 2 ayda daha net şekilleniyor, alternatif oyuncular sahaya iniyor. Tüm “yeni” güçler ve isimler Ermenistan’ın 30 yıllık siyaset tarihinden tanınan ve bugün pek de onaylanmayan isimler fakat bu şanslarının olmadığı anlamına gelmiyor.

Paşinyan’ın koltuğundan ettiği Serj Sarkisyan aday olacağını açıkladı, Sarkisyan’a 2008 yılında koltuğunu devreden ve bu devir için gerekli seçimin sonuçlarını kabullenmeyen göstericileri “Kanlı 1 Mart’ta” bastırarak, ölümlere sebep olmakla hala suçlanan ikinci Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ise 9 Mayıs’ta bu yarışta kendisinin de olacağını belirtti.

Ermenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı 1991-1998 yıllarında ülkeyi yönetmiş, 76 yaşındaki Levon Ter Petrosyan’ın geçen hafta seçimlerde aday olacağını açıklaması ise gerçekten beklenmiyordu.

Ter Petrosyan adaylığını açıklamadan “siyasi babası” olduğu Paşinyan’ı devirebilmek için yıllar boyunca kanlı bıçaklı olduğu ve suçladığı Koçaryan ve Sarkisyan’a “Paşinyan’dan kurtulabilmek için birleşelim!” çağrısı yapmıştı. Çağrı kabul edilmediği gibi, Koçaryan ve Sarkisyan seçime birleşmeden yalnız girme kararı aldılar. Bu ayrılık bazıları tarafından daha çok oy toplamak için bir hamle olarak görülse de, ikilinin oldukça derin fikir ayrılıkları olduğu hatta hali hazırdaki durum yani Paşinyan’ın iktidar olabilmesinin önünü açtığı için, Koçaryan’ın Sarkisyan’ı “gevşek yönetmek” ile suçlandığı kulislerde konuşuluyor.

Çok az oyu olmasına rağmen, Sarkisyan hükümetinin Türkiye ile 2009’da imzalanan protokollere kadar koalisyon ortağı olan Devrimci Taşnaktsutyun ise seçimlere Koçaryan ile gireceğini açıkladı. Taşnakların ve Koçaryan’ın dostluğu yeni değil, yıllaran bu yana fena olmayan ilişkiler içerisindeler.

2018’de halk oylarının% 70’ini alarak ezici bir zafer elde eden Paşinyan’ın oyları düşüşte, son anketlere göre %30-35’lerde. Aynı seçimlerde %4.8 olay alan ve parlamentoya giremeyen Cumhuriyetçiler yani Sarkisyan’ın oy oranı ise şu an %2-3’lerde seyrediyor.

Koçaryan, Şubattaki  yüzde 5.6 oy oranını Nisan’da yüzde 8.1’e yükseltebildi. Oy oranı olarak düşük olsa bile, oylardaki artış seçime kadar yeniden bir artma olabileceğinin işareti.

Paşinyan’ın ülkeyi tekrar tek başına yönetebilmesi için %50 oy alması gerekiyor, çünkü bu oy oranı ile Ermenistan’daki sisteme göre Parlamento’nun yaklaşık %55’ine sahip olabiliyor, çoğunluğu elinde bulundurabiliyor.

Geriye kalan tüm senaryonlar için koalisyonların kurulması gerekli, Ermenistan’daki şu an hükmeden kutuplaşmış ve oldukça gergin atmosfer herhangi bir olası koalisyon fikrine inanç beslenmesine engel oluyor.

Temel olarak 3 eski Cumhurbaşkanının başını çektiği muhalefet, iktidardaki Paşinyan’a karşı yarışacaklar.

Peki tarafların seçim öncesi vaadleri neler?

Paşinyan’dan başlayalım. Ağır bir savaş yenilgisi, geri alamadığı 200 savaş esirinin sorumluluğunun altında ezilen ve “eskileri” gerektiği gibi cezalandıramamak ile suçlanan Paşinyan, geçtiğimiz hafta başlayan Azerbaycan’ın Ermenistan’ın sınırlarından içeri “süzülmesi” hamlesi ile de uğraşıyor.

Ermenistan tarafından yapılan açıklamaya göre 12 Mayıs’ta Azerbaycan askeri birlikleri Ermenistan’ın Syunik bölgesindeki Sev liç (Kara göl) civarında 3 yönde, 3 km’den fazla sızma gerçekleştirdi. Ermenistan’ın uyarılarına, ABD, Fransa ve Rusya’nın çağrılarına rağmen Azerbaycan güçlerini tam olarak geri çekmiyor. Görünen o ki, Azerbaycan yönetimi, kendince “tartışmalı” saydığı bazı sınır hatlarını “yeniden belirleme” adına fiili ihlaller yapmaya çalışıyor.

Paşinyan

Paşinyan hükümeti bunun yeni bir savaşın fişeğini ateşleyebilecek bir provokasyon olduğunu, sorunun masada çözüleceğini belirtirken, muhalefet, hükümeti “sert” adımlar atmamakla suçluyor, yakında Paşinyan hükümetinin Ermenistan’ı da Azerbaycan’a “kaptıracağını” iddia ediyor.

Paşinyan tüm bu olup bitenlere karşı, “Ben gidersem eskiler gelecek, bu ülkede halkın seçtiği bir hükümet olmalı.” diyor, Türkiye ve Azerbaycan düşmanımız diyenlere, “Düşmanla ilişki kurmayı, uzlaşmayı bilmek gerek.” diyor. Bunun dışında net bir güvenlik ve kalkınma planı sunamıyor.

Ceza evinde kaldıktan sonra davası hala süren, sert mizaçlı Karabağlı eski Cumhurbaşkanı Koçaryan ise ülkenin güvenlik tehdidi altında olduğunu, ekonomik buhrana sürüklendiğini, çehresini kaybettiğini, bu sebeple kriz yönetimi konusuda tecrübeli olan kendisinin ülkeyi yönetmesi gerektiğini, Paşinyan’dan acile kurtulmak gerektiğini belirtiyor.

Sarkisyan ise Paşinyan’ın ülkeyi çökme sürecine soktuğunu ifade ederken, Koçaryan’ın yapmadığı bir şey yapıyor ve isim vermeden eski hatalardan ders çıkarılması gerektiğini söylüyor. Kısaca Paşinyan’ı sert bir dille eleştiren Sarkisyan, daha sakin, daha anlayışılı, Koçaryan ve kendi döneminde yapılan yanlışları kabullenen bir imaj yaratıyor.

Adaylar özünde rakibinin başarısızlığı, ya da varsayılan gelecek başarısızlığına güveniyor ve bundan çıkar sağlamaya çalışarak kendini meydana atıyor. Vaadler temel olarak “Beni seçmeseniz yine “o” gelecek ve ülke batacak” söylemi üzerinden şekilleniyor. Kimilerine göre eskiler en büyük tehditken, savaş sonrası Paşinyan da halkın bir kesimi tarafından devletin varlığına ve ülkenin güvenliğine tehdit olarak algılanıyor. Ciddi bir plan, güvenlik ya da demokrasi konusunda yol haritası ortaya koyan bir aday şimdilik yok.

İlk cumhurbaşkanı Ter-Petrosyan adaylığını açıkladığı konuşmasına oldukça beklenmeyen şekilde başladı.

Son savaştaki yenilgimizin sebebi nedir? diye soran eski Cumhurbaşkanı cevabı da kendi verdi.

“Azerbaycan’a yenilmedik, kendimize yenildik. Son 23 yılda ülkemiz yetkilileri maceracı ve sorumsuz politikalar sürdürdüler. Yenilgi, 1998 yılında yetkililerin benimsediği statükoyu sürdürme ve “bir santim toprağı dahi vermeyeceğiz” siyaseti sebebi ile yaşandı. Bu 20 yıllık yanlış yönelim Paşinyan’ın kışkırtıcı “Artsakh Ermenistandır, nokta.” sözleriyle nihayete kavuştu; yenilgi yaşandı.” diyen Ter-Petrosyan’a göre yıllar boyunca politikanın en önemli üç faktörü dikkate alınmadı: güç dengesi, müttefiklerin varlığı/yokluğu ve zamanın geri çevrilemezliği.

Ter-Petrosyan yenilgi ile suçlanan Paşinyan’ın yükünü istemeden de olsa hafifletmiş oldu, lakin Paşinyan’ın neden “milliyetçi” çıkışlar yapmak durumunda kaldığı konusuna değinmedi. Paşinyan hükümetinden mutlaka kurtulması gerektiğinin altını çizen Ter-Petrosyan’ın 2008’deki seçimlerde “yok edilen oylarını” savunmak için meydanlara çıkan, yargılanan ve 7 hapis cezası alan Paşinyan’ı karşısına alması o dönem ikiliyi savunanları şaşırttı.

Paşinyan, Kadife Devrim akabindeki seçimlerde Ermenistan Cumhuriyeti tarihinde rekor bir oy oranı ile hükümet olduğunda muhalefetten çıkan ses tekti: “Bu bir Batı projesi, Paşinyan Karabağ’ı vermeye geldi”.

Bu iddianın ve senaryonun eksik bir tarafı var. Paşinyan bunun için geldi ise, Sarkisyan da bunun için istifa etmiş anlamını taşıyor bu iddia. Kısaca baştan bilinen savaştaki beklenen mağlubiyet, bile isteye Paşinyan’a yıkılmış oluyor.
Diğer yandan Paşinyan’ı Karabağ ile keskin ve milliyetçi söylemlerde bulunmaya itenin de bu iddialar olduğunu görmek gerekli.

Seçimlere bir ay kala, Paşinyan’ın oylar düşüş yaşarken, diğer güçlerin Paşinyan’ın yarısı kadar bile oy toplayamayacağı aşikar. Muhalefetin hatrı sayılır bir kısmı, hükümet değişimi konusunda seçimlerden daha farklı bir yol arayışında.

Kabaca muhalifler, kendilerine göre devlet gerçek sahibi olanlar, halkın “her şeye rağmen” Paşinyan’a oy vererek “yanlış yapacağını” görüyor ve “devletin bekası” için bu gidişe bir dur denmesi gerektiğini düşünüyorlar. Ama nasıl?

“Ülke elden gidiyor, Azerbaycan yine saldıracak” diyerek mi? Üzerine gittikleri, vatan hainliği ile suçladıkları hükümetin, Ermenistan’ın Azerbaycan’ın provokasyonlarına karşı yanılıp sert bir cevap vermesini sağlayarak, oluşacak savaş durumunda hükümete “el koyarak” mı?

Eskilerin seçimler ile arası uzun süredir iyi değil, bunun en büyük kanıtı 2012’de yüzde 46.1, 2017’de yüzde 49.2 oy alan Cumhuriyetçilerin, devrimden sonra Ermenistan’ın son yıllardaki tek şeffaf seçimi kabul edilen 2018’de %4.7 almaları oldu. Yüzde 40 oy nereye gitmişti? Cumhuriyetçilere oy verenler bir anda yüzlerini Paşinyan’a mı dönmüşlerdi?

Bu seçimlerde eski yıllardaki gibi bir “seçim ortamı” olamayacağı kesin, oy “almaya” alışık muhalifiler eskisi gibi yönetemedikleri sandıklarda sahtekarlığa gidemeyecek, ancak oy satın alma denemelerinde bulunacak, eskiden olduğu gibi rüşvet dağıtmayı deneyecekler.

Seçimler, Ermenistan’da ne olursa olsun halk iradesini savunanlar ile anti-demokratik, yolsuzluk ve rüşvet dolu ama kısmen ekonominin iyi olmasını isteyenler,Koçaryan’ın yönetiminde Rusya’nın daha Ermenistan tarafında olacağını düşünenler arasında geçeceğe benziyor.

Ermenistan halkının yeni seçimlerde işi çok zor; kendini çoktan tüketmiş eskiler ve ülkeyi tarihindeki en büyük yenilginin baş aktörü arasında seçim yapacak.

Açık olan bir şey var; Paşinyan ülkeyi 30 yıldır kemiren yolsuzluk çarkını kırdı fakat yerine yeni bir model geliştiremedi, adalet mekanizmasını düzeltemedi, artı 30 yılın tüm askeri başarısızlığı sadece Paşinyan’ın omuzlarına çöktü. Ya Paşinyan %50 oy alıp bu gidişi terisine çevirmeye çalışacak, bu kez gerçek bir siyasi irade gösterecek ya da ülke 30 yılldır alışık olduğu eski “çarkı” tekrar çevirmeye başlayacak.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com