Şenol Hoca ben, hiç iyi değilim!

Sağlık, eğitim, ekonomi, istihdam, üretim, çevre, tarım, hayvancılık, aile, sosyal hayat, futbol… Al birini, vur ötekine! Türkiye, son dönemlerde “cumhurbaşkanımızın talimatıyla” her alanda uzay çağını yakalamaya çalışıyor ama kimse talimat gelmeden kılını kıpırdatmadığı için bir arpa boyu yol alınamıyor. Arada bir elde edilen başarılardan sonra ise hemen cumhurbaşkanı devreye giriyor. Ya telefonla ya da yazılı olarak tebriklerini iletip popüler başarı üzerinden siyasi kazanç sağlamaya çalışıyor. Başarısızlıklardan sonra ise kimse ortalarda görünmüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’na ilişkin yol haritasını açıkladı.

“CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATIYLA” YÖNETİLEN TÜRK FUTBOLU

Konumuz, “cumhurbaşkanımızın talimatıyla” tek aday olarak federasyonun başına geçen isimlerin (önce Yıldırım Demirören, sonra Nihat Özdemir) yönettiği Türk futbolu ve Milli Takım. Son dönemdeki gelişmeler üzerinden bir analiz yapmaya çalışalım.

Milli Takım, 2022 Dünya Kupası elemelerine Hollanda (4-2) ve Norveç (3-0) galibiyetleriyle başladı. Cumhurbaşkanı, iki galibiyetin ardından da Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun telefonuyla soyunma odasına bağlandı. Kaptan Burak Yılmaz, teknik direktör Şenol Güneş ve federasyon başkanı Nihat Özdemir, hürmetlerini arz edip vücut dilleriyle “sizlerin talimatıyla kazandık efendim” diyordu adeta.

BEN MİKROFONU AÇIYORUM EFENDİM!

Norveç galibiyetinin ardından soyunma odasında yaşananları kısaca bir hatırlayalım isterseniz:

Bakan Mehmet Kasapoğlu: Efendim; federasyon başkanımız (Nihat Özdemir), hocamız (Şenol Güneş) ve sporcularımız, hep birlikte bir aradayız efendim. Ben mikrofonu açıyorum.

Şenol Güneş: Sayın cumhurbaşkanım, Şenol Hoca ben. İyi misiniz?

Cumhurbakanı Erdoğan: Valla iyi olmamak mümkün değil. Bu gece malum, bizim hem Berat Gecemiz, hem de böyle bir muhteşem galibiyet… (Bu arada Nihat Özdemir, diğer futbolculara “Yaklaşın! Yaklaşın!” talimatı vererek herkesin telefona yakın olmasını istiyor.)

Şenol Güneş: Biz de mutluyuz bugün. Oyuncularımızla bugün Türkiye adına görevimizi iyi yaptığımızı düşünüyoruz. Sizlere ve İslam alemine hayırlı kandiller diliyorum. Bu mutluluğun devamlı olmasını diliyorum. Sizi de salı günü maça (Letonya maçına) bekliyoruz efendim. İnşallah devamı gelir bunların. Efendim çok naziksiniz.

Bakan Mehmet Kasapoğlu: Kaptan da burada efendim.

Burak Yılmaz: Efendim, nasılsınız, iyi misiniz? İnşallah salı günü bekliyoruz.

Cumhurbakanı Erdoğan: Bütün futbolcu kardeşlerimi tebrik ediyorum. Kollektif futbolun dersini verdik.

Burak Yılmaz: Efendim, biz sözümüzü tuttuk. İnşallah salı günü sizi de bekliyoruz efendim.

Cumhurbakanı Erdoğan: İnşallah, inşallah…

Nihat Özdemir: Efendim, ben Nihat Özdemir. Kandiliniz mübarek olsun. Salı günü bekliyoruz dört gözle efendim. Sağ olun, var olun! (Soyunma odasında alkışlar)

HANGİSİ GERÇEK MİLLİ TAKIM?

İşte o salı gecesi cumhurbaşkanı da geldi İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki Letonya maçına. Rakip zayıftı. Hollanda ve Norveç’i yenmiş Milli Takım’ın Letonya’ya fark atması bekleniyordu. Maçtan sonra cumhurbaşkanı bu kez bizzat soyunma odasına inecek, tebriklerini iletecek, yine polüler bir başarı üzerinden siyasi rant devşirilecekti. Ama olmadı. Milli Takım’ın her zamanki hastalığı nüksetti, 3-1 önde olduğu maçtan 3-3’lük beraberlikle ayrıldı.

O Milli Takım, ardından büyük beklentilerle Euro 2020’ye katıldı. Kariyerinde 2002 Dünya Kupası üçüncülüğü bulunan Şenol Güneş yönetimindeki Türk Milli Takımı, Euro 2020’yi en kötü takım olarak tamamladı. Zaten 2022 Dünya Kupası elemeleri başlamadan önce de aynı Milli Takım, UEFA Uluslar Ligi’nde küme düşmüştü.

LETONYA’DAN SONRA KARADAĞ’A DA TAKILDI

Euro 2020’deki kötü performansı unutturması beklenen Milli Takım, 2022 Dünya Kupası elemelerindeki kalan maçlara Karadağ beraberliğiyle başladı. 2-0 önde olduğu maçtan 2-2 berabere ayrılmıştı yine. Hem de kendi evinde…

Ardından Cebelitarık deplasmanına gitti Milli Takım. Zayıf rakibine karşı ilk yarıda gol atamayan 5 ülkeden biri olmuştu tartışılan performansıyla. İkinci yarıda 3 gol bulup kazansa da kimse beğenmemişti Milli Takım’ı. Ama Güneş öyle düşünmüyordu. Ona göre Cebelitarık, Hollanda’nın bile ilk 41 dakikada gol atamadığı bir takımdı.

İPLER ARTIK MİLLİ TAKIM’IN ELİNDE DEĞİL

Vee Şenol Güneş’in “İpler bizim elimizde” dediği Hollanda maçı gelip çattı. Türkiye, Cebelitarık kadar bile dirememedi Hollanda’ya. İlk 38 dakikada 3-0 yenik duruma düşmüştü zira. Kötü oyun ikinci yarıda da devam etti ve Türkiye, 1980’lerdeki 8-0’lık galibiyetleri hatırlatırcasına sahadan 6-1 mağlup ayrıldı. 31 yıl aradan sonra gelen 5 farklı yenilgi, ipleri Milli Takım’ın elinden alıp Hollanda ve Norveç’in eline verdi.

TFF BASIN DANIŞMANI BİLE ELEŞTİRDİ

Bu başarısızlığa, Futbol Federasyonu Basın Danışmanı Ersin Düzen bile tahammül edemedi. Daha ilk yarıda durum 3-0 olduğunda şu twiti attı: “Şenol Güneş, Cebelitarık maçının ilk yarısındaki kötü oyun için ‘Rakibimiz, Hollanda karşısında da iyi savunma yaptı. 41 dakika gol yemediler’ demişti. Cebelitarık kadar olamadık! A, B, C planı tutmadı, senin harf bitti. Z raporunu alsak mı artık hocam?”

Ve Ersin Düzen, bu twitin ardından Nihat Özdemir ile görüşüp görevinden ayrıldı.

ŞEYTANLIK MI VAR, BAŞKA BİR ŞEY Mİ VAR?

A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ise bir taraftan “Burada tek sorumlu benim, seçimleri yapan benim, başarısızlık da benimdir. Kararı saha içinde aldık, yanlış yaptık. Başarıyı yakalayamadık.” diyerek başarısızlığı üstlenirken; bir taraftan da “Ben bir bedel öderken bir düşünce devrimi olsun isterim. Ben yalvararak gelmedim. Bana yalvardıklarını düşünüyorum. Maaşımın bugüne kadar neden konuşulduğunu da anlamış değilim. Düzen böyle mi, şeytanlık mı var, başka bir şey mi var? Bilmiyorum ki.” sözleriyle şaşırttı.

SİYASET, HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ FUTBOLUN DA GÖBEĞİNDE

Son dönemde Türk Milli Takımı etrafında yaşananlar, Türk futbolunun bir yansıması aslında. Siyaset, her şeyde olduğu gibi futbolun da göbeğinde. Teknik direktör seçiminden kulüp başkanlarının söylemlerine kadar her şeyin üzerinde siyasetin bazen gölgesini bazen kılıcını görüyoruz. Futbol, doğal bir şekilde oynanmıyor ülkede.

Elbette başka teknik sebepler de var başarısızlıklarda. Teknik direktörler yetersiz, futbolcular tembel. Oyuncular oynamaktan çok numara yapmayı, yalandan yerde yuvarlanıp zamandan çalmayı düşünüyor. Yeterince çalışmayan ve kilo fazlası olan futbolcuların durumu Avrupa maçlarında hemen ortaya çıkıyor. Galatasaray bile adını sanını çok az kişinin bildiği takımları zar zor eliyor. Avrupa’nın büyük takımlarında oynamalarından gurur duyduğumuz futbolcular da yeterince sorumluluk almıyorlar. Kendi takımlarındaki performansı gösteremiyorlar.

Konu uzatılabilir. Daha birçok neden sıralanabilir. Bunlardan biri de istikrarsızlık olabilir. Zira Türk Milli Takımı, hiçbir dönemde Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası’na üst üste katılamadı. Birine katıldıysa diğerini, diğerine katıldıysa öbürünü kaçırdı. Korkarız ki Euro 2020’ye katılan Milli Takım, 2022 Dünya Kupası’na katılamayacak.

TAKIM ELBİSE İYİ AMA TAKIM KÖTÜ HOCAM!

Nedenlerden biri de Şenol Güneş’in kıyafetleri olabilir! Kılık kıyafetiyle yerden yere vurulduğu 2002 Dünya Kupası’nda Türkiye’yi üçüncü yapan Güneş, grand tuvalet olarak çıktığı son maçlarda ise takımı iyi yönetemiyor. Sosyal medyadaki bir espri, bu durumu çok iyi özetliyor aslında: “Takım elbise iyi ama takım kötü hocam!”

TALİMATLA YÖNETİLEN BÖYLE FUTBOLA BÖYLE CEVAP!

Analizimizi, cumhurbaşkanının mağlubiyetten sonra da soyunma odasına telefonla bağlandığını düşünerek bitirelim. Şenol Güneş, şöyle der miydi acaba?

“Sayın cumhurbaşkanım, Şenol Hoca ben! Hiç iyi değilim! Dünya Kupası’na katılıyor, Avrupa Şampiyonası’na katılamıyoruz. Avrupa Şampiyonası’na katılıyor, Dünya Kupası’na katılamıyoruz. Hollanda’yı, Norveç’i yenip 2022 Dünya Kupası elemelerine iyi başlıyor, Letonya ve Karadağ’a takılıyoruz. Cebelitarık’ı zorla yenip Hollanda’dan fark yiyoruz. Herkes benim istifa etmemi istiyor ama istifayı kesinlikle düşünmüyorum! Çünkü bu işte bir şeytanlık var sayın cumhurbaşkanım!”

Son cümledeki “şeytanlık var” ibaresinin yerine “dış güçlerin oyunu” da denebilir. Zira Türkiye’yi hep dış güçlerin milli takımları zor duruma düşürüyor! Talimatla yönetilen böyle futbola böyle cevap yakışır aslında!