Karakaş: Uyuşturucu paraları Türkiye’ye transfer ediliyor

‘Pandora Papers’la dünya genelinde pek çok ismin vergi cennetlerindeki şirketlerini duyuran Uluslararası Gazeteciler Konsorsiyumunun paylaşımında Türkiye’den Rönesans Holding de dikkat çekti. ‘Off shore’ hesap kavramına açıklık getiren Prof. Dr. Eser Karakaş Kronos Gündem için yaptığı değerlendirmede meselenin temelinde sermaye üzerindeki vergi reakbeti olduğunu belirtti.

Karakaş, şöyle konuştu:

“Dünyada en az elli yıldır sermaye üzerinde bir rekabet var, vergi rekabeti diyoruz buna. Herkes uluslararası piyasalardan daha fazla sermaye çekmek için vergi düzenlemeleri yapıyor. Bunları düzenleyecek global, uluslar üstü bir kurum yok. Dolayısıyla hangi devletin daha çok kaynağa ihtiyacı varsa biraz vergisini düşürüyor, daha çok sermaye çekerim diye. Bir de bunun dışında kalanlar var, İsviçre gibi Lüksemburg gibi sadece itimat temelli, güven temelli bir şekilde… Çünkü siz biliyorsunuz ki siz istediğiniz kadar İsviçre’ye paranızı yatırın oradan hiçbir şekilde bilgi sızmayacak, sızmıyor. Dolayısıyla insanlar negatif faize bile razı olarak paralarını götürebiliyorlar. Bir de adalar var, British Virgin Islands diye geçiyor zaten… Oralara bağlı oldukları devletlerle ilgili bir statü tanımışlar. Siz oradaki bankalara bir şekilde paranızı getirebiliyorsanız orada hem niye getirdiniz diye sorulmuyor üstelik arkasında Birleşik Krallık’ın güvencesi var. El konma riski yok, bu çok önemli.” diyen Prof. Karakaş, vergi avantajından daha önemli bi konuya dikkat çekerek; “Oraya para getirenlerin önemli bir bölümü kendi ülkelerinde siyasal rejim değiştiği anda o paralarına el konulacağı kuşkusu yaşayan insanlar… Türkiye’de o 221 kişi içerisinde de böyle insanlar çıkacaktır. Rönesans Holding’in de geçtiğimiz dönemde Türkiye’de büyük bir para birikimi yaptı. Hakkını yemeyelim yurt dışında da iş yapıyor ama kendi devletinden dünyada kamu ihalesi alan ilk beş şirket arasına giriyor. Dolayısıyla o paranın bir bölümünü yurt dışına çıkarıp sadece vergi avantajından değil ama bu çok önemli, oraya bu paraları bir şekilde el konulamayacağı, geri istenemeyeceği güvencesiyle götürüyorlar.”

‘TÜRKİYE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE NARKO DEVLET GÖRÜNÜMÜ VERMEYE BAŞLADI’

1989’da Turgut Özal tarafından çıkarılan 32 sayılı kararla Türkiye’den yurt dışına sermaye transferinin serbest bırakıldığını, çıkarılan para tekrar dönerse yüzde 30 vergi ödenmesi gerektiğini anlatan Karakaş, ancak 15 senedir Türkiye’nin nerelerin vergi cenneti olduğunu tespit etmediğini söyledi. “Türkiye önemli ölçüde narko devlet görünümü vermeye başladı.” diyen Prof. Dr. Eser Karakaş; “Bıyıklı yabancı diye bir tabir var. Bıyıklı yabancıların bu vergi cennetlerindeki hesaplarına bu narko trafik nedeniyle para yatıyor. Biliyoruz, Kolombiya’dan gelenlerin bir kısmı yakalandı bir kısmı yakalanmadı. O yakalanmayanların parası nereye yatıyor? Onlar herhalde Garanti Bankası’na, Ziraat Bankası’na yatırılmıyor doğrudan. O paralar off shore hesaplara yatırılıyor, oradan da Türkiye’ye transfer ediliyor.” ifadelerini kullandı.

‘AKP YAPTIĞI HER ŞEYİ BOZDU’

Pandora Papers’da adı geçen Rönesans Holding’le ilgili de, “Başındaki beyefendi çok iyi bir mimardır. Keşke işi buralara kadar getirmeseydi. Çok büyük para kazandılar. Rekabetçi bir piyasadan kazanmadılar bu parayı. Aldıkları ihalelerin yüzde 99’u ihale kanunun 21-b maddesine göre açılan ve kendilerine sunulan ihaleler bunlar. Davet usulü deniliyor buna… Muazzam bir tekel kârı elde edildi bu şekilde.” tespitini paylaşan Karakaş, Türkiye’deki mâli disipline dair de, “AKP yaptığı her şeyi bozdu, ama hâlâ mâli disiplini biraz koruyor. Orada bir açılma, hovardalık yapma, bir seçim ekonomisi uygulama rezervi tutuyor.” yorumunda bulundu.

‘TÜRKİYE’DE BUGÜN ERDOĞAN AİLESİNİ SORUŞTURABİLECEK BİR SAVCILIK KURUMU YOK’

Pandora Papers sonrası neler olabileceği sorusuna Mann Adası’ndaki hesapları hatırlatarak “Türkiye’de bugün Erdoğan ailesini soruşturabilecek bir savcılık kurumu yok.” cevabını veren Karakaş, yükselen fiyatlar karşısında hükûmetin market açma hazırlığına da değindi. Market açma fikrini, iktisatçı olarak kabul edilebilir bulmadığını belirten Prof. Dr. Eser Karakaş, girişimle ilgili ‘Ayıp’ ifadesini kullanarak, “Ucuz satış durumunda ortaya çıkacak bütçe açığı yine halk tarafından ödenecek. Ucuz ürün alsalar bile ödedikleri verginin miktarı artacak.” dedi.