Özgürlüğün negatif karakteri

Sufilerin iç huzura kavuşmak için gerekli gördükleri ve bireysel özgürlük perspektifinden yorumladıkları ‘’Allah'tan başka İlah yoktur’’ hakikati İslamcı siyaset teorisinde toplumsal hayatı kontrol ve kendilerinden olmayanları dışlama aracına dönüşmüştür.

AYHAN TEKİNEŞ 17 Ocak 2021 GÖRÜŞ

Özgürlük sınırlandırmalardan kurtulmak mıdır, yoksa bir iş yapabilme hürriyeti midir? Her ikisi de der Isaiah Berlin, İki Özgürlük Konsepti’nde (Two Concepts of Liberty, 1958). Birincisini negatif özgürlük ikincisini ise pozitif özgürlük olarak isimlendirir. Buna göre negatif özgürlük, kişinin diğer insanların, kurum ve ideolojilerin baskı ve engellemeleri ile karşılaşmadan kendi iç açılımını ve davranışlarını gerçekleştirmesidir. Totaliter siyasi yapılara karşı özgürlüklerin savunulması için negatif özgürlük daha önemlidir. Zira pozitif anlamda seçme ve davranış özgürlüğüne sahip olmak yani özgür irade, toplumsal özgürlüklerin korunması ve totaliterliğin engellenmesi için yeterli değildir. Hatta tam aksine pozitif özgürlüklerini gerçekleştirmek isteyen iktidar ve güç sahipleri için otoriteyi pekiştirici ve tek tipçi yönetim biçimlerine meşruiyet kazandırıcı bir tarafı da vardır.

İslam tarihinde pozitif özgürlükleri savunan akılcı akımların totaliterliğe yatkın karakterleri ile negatif özgürlükleri savunan sufi ve zahitlerin bireysel özgürlüklerin korunması konusundaki hassasiyetleri de Berlin’in teorisini destekler gözükmektedir.

ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNAN MUTEZİLE BASKI REJİMLERİNE DESTEK VERDİ

Pozitif içsel özgürlük, bir şeyi yapabilme isteği ya da yönelişi anlamında irade özgürlüğü İslam kelamcılarının da önemli tartışma alanlarındandır. Kelam ilminin kuruluşunda önemli katkıları olmuş Mu’tezile mezhebinin Yaratıcı’nın sıfatları yanında önemli tartışma konularından birisi de irade özgürlüğüdür. Mu’tezile bir yandan insanın pozitif anlamda özgürlüğünü hatta kişinin kendi davranışlarında mutlak özgürlüğe sahip olduğu fikrini savunurken öbür yandan siyasi gücü eline geçirdiğinde tarihte benzerlerine bir çok kez şahit olduğumuz baskıcı bir rejim karakterine bürünmüştür.  Halife Me’mun döneminde Yaratıcı’nın kelâm sıfatı hakkında kendileri gibi düşünmeyen ilim adamlarına uyguladıkları baskı ve şiddet tarihe el-Mihne (Büyük Baskı/imtihan) Dönemi olarak geçmiştir. Kişinin iradesinde ve fiillerinde mutlak özgürlüğe sahip olduğunu savundukları için, insanların mutlak doğruyu kabul etmek ve ifade etmek zorunda olduğunu düşünmüşler, mutlak doğru olarak kabul ettikleri konuları kabul ettirmek için de fikri muhaliflerine baskı uygulamaktan çekinmemişlerdir.

Hukuki anlamda özgürlük kavramı İslam hukukçularının ve usûlcülerin de kişinin davranışlarından sorumlu olması açısından ilgisini çekmiştir. Bu manada hem pozitif özgürlük hem de negatif özgürlük konusuyla ilgilenmişlerdir. Bireyin sorumlu olması için tam ve özgür bir iradeye sahip olması gerektiğini ifade ederek pozitif özgürlüğün, baskı altında yapılan fiillerin ve söylenen sözlerin hukuki geçerliliğini tartışarak da negatif özgürlüğün hukuki yönünü ele almışlardır.

ABBASİ HALİFESİ MANSUR İMAM MALİK’E İŞKENCE YAPTIRMIŞTIR

Negatif özgürlükler diktatörlerin hoşuna gitmez. Nitekim Abbasi devletinin 2. Halifesi Mansur, baskı altında yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu ima eden bir görüş beyan ettiğinden dolayı Medineli büyük hukukçu İmam Malik’e işkence yaptırtmıştır. Kendisi ve yönetimi için baskıyla aldığı bağlılık sözlerinin (bey’at) geçersiz olacağı endişesi ile baskı altında yapılan boşanma sözleşmesinin geçerli olmadığına dair verilen fetvayı bile kendi iktidarına karşı bir tehlike olarak görmüştür.

Özgürlükler konusuyla sufiler de ilgilenmişlerdir. Pozitif özgürlük konusunda neredeyse cebri (Tanrı’nın iradesi yanında insan iradesinin bir değeri olmadığını savunan görüş) bir düşünceye sahip oldukları halde negatif özgürlüğü sufi olmanın temel kriterlerinden birisi kabul etmişlerdir. Bir insanın gerçekten özgür olabilmesi için makam, mülk, saltanat gibi insan vicdanını baskılayan bağlardan kurtulması gerektiğini söylemişlerdir. İç huzuru ve tam marifete ulaşmanın yolunun insanı baskı altına alan dışsal bağlardan ve engelleyici iç duygulardan arınmak gerektiğini söylemişler hatta başkalarına karşı sosyal baskı oluşturduğundan dolayı yöneticiliği bırakan sufiler olmuştur.

ÖZGÜRLÜK SİYASET TEORİSİ ÇERÇEVESİNDE YORUMLADI 

Negatif özgürlükler, Batı’da siyaset teorilerinin gelişmesi ile birlikte gündeme geldiğinden dolayı negatif özgürlük, modern özgürlük teorisi olarak da tanımlanmıştır. Toplum sözleşmelerinde monarkların otoritesini sınırlandırmak, halkı baskı ve zorbalığa karşı korumak için negatif özgürlük kavramı siyaset teorilerinde önem kazanmıştır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra da demokrasiler içinde ortaya çıkabilecek totaliter tek adam ya da tek parti rejimlerine karşı çoğunluğun haklarını korumak için negatif özgürlükler konusu siyaset teorilerinin temel perspektiflerinden birisi olmuştur.

İslamcı akımlar, modern siyaset teorilerindeki yönelişlerden etkilenmişlerdir. Politik İslam teorisyenleri özgürlüğün teolojik ve mistik yorumlarından ziyade toplumsal özgürlüğün üzerinde durmuşlar; toplumsal anlamda özgür olabilmek ve ideal bir toplum kurabilmek için Allah’tan başka ibadet edilenlere kulluğun terk edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Toplumsal özgürlük düşüncesine İslami açıdan metafizik bir temel kazandırmaya çalışmışlar ve özgürlük kavramına genel siyaset teorilerine uygun bir tanım getirmişlerdir: “Kelime-İ tevhid, (Allah’tan başka İlah yoktur) temel ilkesi, vicdanların ve davranışların Allah’tan başka varlıklara ibadet etmekten kurtularak tam bir hürriyete kavuşabilmesi için hayata tam bir metot verir. Sahih, onurlu bir toplum için en önemli adım işte bu hür kılma faaliyetidir” (Kutub, İslamda Sosyal Adalet)

İSLAMCI  OLMAYANLAR CAHİLİ VE MÜŞRİK OLARAK NİTELENDİ

İlk anda negatif özgürlük teorisini çağrıştıran bu yaklaşımın gerçekte ne anlama geldiğini çözümleyebilmek için İslamcıların “ibadet” kavramına yükledikleri anlamı bilmek gerekmektedir. Dini esaslara göre belirlenmemiş hukuk ve sosyal prensipleri benimsemek, dini kanunlarla yönetmeyen siyasetçilerin otoritesine boyun eğmek siyasi İslamcılara göre Allah’tan başkasına ibadet anlamına gelir.  İslamcılar, Allah’tan başkasına ibadet etmek insanı dinden çıkarır, dinden çıkanların da öldürülmesi gerekir, görüşünden hareketle kendi siyaset teorilerini ve İslamcı politikacıları benimsemeyen bütün bir toplumu Cahili, müşrik toplum olarak isimlendirmişlerdir. Özgürlük teorisi, metafizik boyutuyla İslamcıların elinde bir anlamda totaliterliği temellendirme aracı haline dönüşmüştür.

İbadet kavramının içeriğinin değiştirilmesi ve kavramın gündelik hayat normlarını da içine alacak şekilde genişletilmesi ile birlikte özgürlük teorisi de adeta özgürlüğü sınırlandıran bir ideolojiye dönüşmüştür. Sufilerin vicdanların özgürleşmesi ve iç huzura kavuşmak için gerekli gördükleri dünyevi bağlardan ve baskılardan kurtulma anlamında bireysel özgürlük perspektifinden yorumladıkları ‘’Allah’tan başka İlah yoktur’’ hakikati islamcı siyaset teorisinde toplumsal hayatı kontrol ve kendilerinden olmayanları dışlama aracına dönüştürülmüştür.

ÖZGÜRLEŞTİRME KAVRAMI İSLAMCILARIN ELİNDE TERÖR ARACI OLDU

Kendileri gibi düşünmeyenleri gerçek tevhide ulaştırma iddiasıyla Mutezile bilginleri kelam sıfatının yorumunu bir baskı aracına dönüştürdüğü gibi, tevhidle ilişkilendirilen özgürleştirme kavramı da İslamcıların elinde tehdit, dışlama, şiddet hatta zaman zaman terör aracı haline gelmiştir. Mutezile’nin imanla alakalı ilahi sıfatlar konusundaki ısrarı, İslamcıların sosyal ve ameli bir konuyu imanla ilişkilendirmesinden İslam kelamı açısından daha tutarlı ve anlaşılabilir bir yaklaşımdır. Ancak her iki yorum da inancın araçsallaştırılması ve toplumun bizden olanlar ve olmayanlar şeklinde ayrıştırılmasına yol açtığından dolayı son derece tehlikeli sonuçlar doğurmuştur.

Halbuki iradeleri özgürleştirmek ya da toplumsal özgürlük, ancak vicdanlar üzerindeki baskıların kaldırılması ile mümkündür.  Pozitif özgürlüğü kullanabilmek için de öncelikle negatif özgürlük gereklidir.

 

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com