Doğu Akdeniz'de sismik araştırmalar yapan Oruç Reis gemisi, Antalya Limanı açıklarına geri dönerek demir attı. Yunanistan memnuniyetini açıklarken, uluslararası ilişkiler uzmanı Kerim Has, gelişmeyi "Ankara, Yunanistan'ın istediğini yapmış" sözleriyle yorumladı.
Doğu Akdeniz’deki enerji bölgelerinde sismik araştırmalar yapan Oruç Reis gemisi, Antalya Limanı açıklarına geri döndü. Türkiye ile Yunanistan arasında NATO nezdinde başlayan müzakereler sonucu Oruç Reis’in Antalya Limanı’na demir atmasından Yunanistan’ın memnuniyet duyduğu açıklandı. Uluslararası ilişkiler uzmanı Kerim Has, gelişmeyi “Ankara, Yunanistan’ın istediğini yapmış” sözleriyle yorumladı.
Oruç Reis, Doğu Akdeniz’deki 1 aylık faaliyetlerinin ardından önceki gün Navtex süresinin dolmasıyla birlikte Antalya Limanı’na döndü. Sismik araştırma gemisinin, proje sahasında 10 Ağustos’ta başlattığı araştırma faaliyetleri kapsamında yaklaşık 3 bin 500 kilometrelik alanda sismik veri topladığı kaydedildi.
CHP’DEN “TAVİZ VERİYORUZ” AÇIKLAMASI
Öte yandan, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin Antalya açıklarına demirlemesini taviz olarak değerlendirerek “CHP olarak hükümeti, haklı davalarımızda taviz vermemeye çağırıyoruz” açıklamasını yaptı.
Partiden, MYK toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada, CHP MYK’nın dış politika ve özellikle de Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ettiği vurgulandı.
“DIŞİŞLERİ BÜROKRASİSİ DEVRE DIŞI”
CHP’nin açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:
“CHP olarak hükümeti, haklı davalarımızda taviz vermemeye çağırıyoruz. TBMM’nin siyasetin güç odağı olmaktan çıkarılması, dış politikada Türkiye’yi haklı davalarında yalnızlaştırmış ve taviz verir konuma düşürmüştür. Bir ‘devlet politikası’ olması gereken dış politika öncelikle iç politikaya malzeme edilmiş, Dışişleri Bakanlığı ve bürokrasisi de devre dışı bırakılarak, tek bir kişinin aldığı kararlar ile yönetilir hale getirilmiştir.
POMPEO’NUN ZİYARETİ ÇÖZÜMÜ ZORLAŞTIRACAK MI?
Pompeo’nun Kıbrıs Rum Yönetimi ile bir mutabakat imzalamış olması bölgedeki gerginliği daha da artırarak, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz sorununun barışçıl bir şekilde çözümünü daha da zorlaştıracaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) haklarını hiçe sayan bu mutabakat, 1960 Londra ve Zürih anlaşmalarına da aykırılık teşkil etmektedir. Pompeo’nun adayı ziyareti sırasında KKTC yetkilileri ile hiçbir görüşme yapmadan ayrılması ise adadaki Türk varlığına yapılmış büyük bir saygısızlıktır.
CHP olarak, KKTC’nin ve ülkemizin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını sonuna kadar savunacağımızın altını çiziyor, ülkemizin yetkili kurumları tarafından söz konusu mutabakata ilişkin olarak şu ana kadar bir açıklama yapılmamış olmasını esefle karşılıyoruz.”
