Metin Gürcan: F-35’ler ile S-400’ler iki ayrı karpuzdur, bir koltuğa sığmaz

KRONOS 07 Ağustos 2018 DÜNYA

Eski asker, akademisyen ve güvenlik uzmanı Metin Gürcan, Amerikan Senatosu’nun Türkiye’ye F-35 teslimatının durdurulması yönündeki kararı üzerinden Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu savunma risklerini değerlendirdi.

Deutsche Welle Türkçe servisinden Hilal Köylü’nün sorularını yanıtlayan Gürcan, “F-35’lerin Türk ordusu için anlamı nedir” sorusu üzerine, “F-35 sadece uçak anlamı taşımıyor. Bir stratejik kültür ve kimlik beyannamesi niteliğinde. Radara yakalanmayan F-35’ler, özel bir NATO savunma ağı yaratıyor. Türk Hava Kuvvetleri F-35 projesini Türkiye’yi uzaya taşıyacak bir proje olarak tanımladı, F-35’lerin sadece hava sahası hakimiyeti için değil Türkiye’nin uluslararası uzay yarışında elini kuvvetlendireceğini duyurdu. Yani siz NATO savunma ağını kullanmazsanız, F-35’i uçuramazsınız. Bu yüzden Türkiye, F-35’lerle birlikte Batı savunma ağının önemli bir parçası olacak” diye konuştu.

Hem F-35 hem de Türkiye’nin Rusya’dan edinmek istediği S-400 füze sistemlerinin savunma ve güvenlik alanında çok kritik önem taşıdığını söyleyen Gürcan, “İki proje de yüksek irtifada savunma ve güvenlik özelliği taşıyor ve uzay çalışmalarında rol oynuyor. Bu yüzden F-35’ler ile S-400’ler iki ayrı karpuzdur ve bir koltuğa sığmaz. Yani siz; aynı anda Rusya ve ABD’yle kritik savunma alanında işbirliği yürütemezsiniz” dedi.

Metin Gürcan, “Türkiye ile ABD arasında perde arkasında bir takım pazarlıkların yapıldığı konuşuluyor. Kriz tırmandıkça, Türkiye’nin istediğini elde etmesi mümkün mü” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“S-400’lerin Türkiye’ye gelmesi, teslimi büyük resimde teferruat görünüyor. Rusya’nın derdi Türkiye’ye S-400’leri teslim etmek değil, S-400’ler aracılığıyla Batı ile Türkiye arasındaki kavgayı büyütmek. Batı ile kavgalı bir Türkiye, Rusya’yı mutlu ediyor. Rusya, Suriye’yi ortaya atarak Ukrayna dahil dünyanın pek çok yerinde yarattığı ihtilafların üstünü kapatabiliyor. Türkiye’nin önümüzdeki süreçte ABD ile krizi daha da tırmandırarak bir şey elde etmesi mümkün görünmüyor. Etkin ve sessiz bir diplomasi yerine gürültülü bir diplomasi tercih eden Ankara; ekonomisi başta olmak üzere hem kendi içindeki hem de bölgedeki siyasi dengeleri sarsabiliyor. Bölgesel revizyonist bir ülke görüntüsü veren Türkiye, Batı’ya meydan okumalarını kavga boyutuna taşımasaydı, krizleri sessiz yönetebilseydi Amerika’dan istediklerini daha kolay bir şekilde alabilirdi.”

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com