Marc Pierini: AB Türkiye için yaptırımlara hazırlanmalı

AB'nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini: Bugünün Türkiye'si sadece AB'den değil, aynı zamanda ABD'den, Arap Ligi'nden ve İsrail'den de diplomatik olarak izole durumda. Ankara, AB ilkelerinin gücünü küçümsedi

ALİN OZİNİAN 27 Eylül 2020 DÜNYA

AB’nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini, Le Monde için kaleme aldığı makalede, Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliğin ardından AB’nin Türkiye’ye Avrupa ilkelerini yeniden hatırlatması gerektiğini söyledi.

İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Europe’ta misafir araştırmacı olan Pierini, Türkiye’de hukuk devleti mimarisinin yıllarca süren bir uğraşla kaldırılmasının ardından, Türkiye’nin artık bir otokrasi tarafından yönetildiğini dile getirdi. Özgür medyanın ortadan kaldırıldığının, sivil toplumun bastırıldığının, yargının siyasallaştığının ve AKP’nin 2002-2013 arasındaki siyasi müttefiki olan Gülen hareketinin taraftarları “temizlendiğinin” altını çizen Pierini, Erdoğan’ın 2023’e başarı ile yaklaşmadığını düşündüğünü ifade etti.

“MİLLİYETÇİ COŞKU İLE BASİT GERÇEKLER SAKLANIYOR”

Türkiye’de ‘milliyetçi coşku’ ile basit gerçeklerin saklanmaya çalışıldığını belirten Pierini, “Ekonomi bir uçurumun eşiğindeki ülkedeki kamuoyu yoklamaları, AKP ile MHP arasındaki ittifakın ciddi zorluklar ile karşılaştığını gösteriyor. Ankara, bu başarısızlıkları gizlemek için çok çalışıyor. Bu kasvetli ortamda, Doğu Akdeniz ve Ege deniz sınırları ve hakları konusu “ulusal coşkuyu” diyerek şunları söyledi:

“Bugünün Türkiye’si sadece AB’den değil, aynı zamanda ABD’den, Arap Ligi’nden ve İsrail’den de diplomatik olarak izole durumda. Ayrıca Ankara, AB ilkelerinin gücünü küçümsedi: iç dayanışma, iyi komşuluk ilişkileri, anlaşmazlıkların barışçıl çözümü ilkelerini unuttu.”

SOSYAL AĞLAR, ÖFKELİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AÇIKLAMALARI…

Pierini, Türkiye tarafından, 1923 Lozan Antlaşması’nın yeniden düzenlenmesi olarak görülen “Doğu Akdeniz’deki yeni deniz ve gaz sınırının fethinin” Libya ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde düzenlendiğini, Yunanistan ve Kıbrıs sularında önemli askeri araçların eşlik ettiği geniş bir araştırma ve sondaj kampanyasının, sosyal ağlar ve öfkeli dışişleri bakanlığı açıklamaları aracılığıyla müthiş bir medya kampanyası ile desteklendiğini düşüyor:

“Bol miktarda siyasi kibirle doldurulan Ankara’nın taktik hamlesi, en azından ilk bakışta ülkenin enerjisini harekete geçirmeyi başardı fakat kasıtlı olarak gündeme alınan yıkıcı politikaların siyasi sonuçları 2019 ve 2020 boyunca hissedildi: Türkiye, Rus S-400 füzelerini konuşlandırdığı için ABD’nin F-35 gizli uçak programından çıkarıldı, Volkswagen, Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri operasyonlar nedeniyle büyük bir yatırımı dondurdu, Moody’s, Türkiye’nin notunu tarihi düşük bir seviyeye indirdi.”

“TÜRKİYE KENDİ KENDİNE ZARAR VERİYOR”

Pierini’ye göre bu tür tepkiler ve siyasi adımlar, Türkiye’nin kendi kendine verdiği zararın, Avrupa Birliği’nin nihai resmi yaptırımlarından daha fazla zarar verici olduğunu gösteriyor. Bu savaş çığırtkanlığı yapılan atmosferde, Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu kısa vadeli fonları, doğrudan yatırımları ve teknolojiyi şimdi kim sağlayacağı hala soru işareti:

“AB’yi bölme becerisine güvenen bir Türk lideriyle yüzleşen Avrupa Konseyi zirvesi ağır bir görevle karşı karşıya. İlkeler, olası eylemler ve sağlam olmayan seçenekler arasında nasıl seçim yapılacağını göreceğiz. Kendi ilkelerini hatırlatmak, kaçınılmaz olarak Birliği’nin pozisyonunun merkezinde olacaktır. AB’de müttefikler arasında askeri veya sözlü bir saldırı kabul edilemez ve askeri müdahale olasılığı, Avrupalılar arasında sarsılmaz bir dayanışma gerektirir. Bu zaten konuşuluyor fakat önümüzdeki günlerde yeniden ifade edilecek.”

TÜRKİYE’NİN AB ATAY STATÜSÜ İPTAL EDİLEBİLİR

Makalede, Avrupa Konseyi’nin yeni saldırılar durumunda kademeli bir yanıt sistemi için şimdiden “seçenekler listesi” oluşturulması üzerinde duruluyor. “Yaptırımlar, daha önce yapılmış olan gaz araştırma ve sondajı ile ilgilenen kişi ve kuruluşlara yöneltilebilir. Yaptırımlar, tek taraflı ticaret imtiyazları gibi diğer alanlara veya – aşırı bir durumda – Türkiye’nin askeri sanayisine (şimdiki veya gelecekteki) yönelik Avrupa mühendisliği ve ekipmanı ihracatı gibi diğer alanlara da genişletilebilir.” diyen Pierini, Türkiye’nin AB aday statüsünün iptalinin de isteneceğini belirtiyor.

Pierini, Yunan ve Türk heyetlerinin aynı masaya oturmayı başarmasının nihai sonuç getirmeyeceğini, bir sonraki sorunun Ankara’nın uzlaşma arzusu konusundaki iştahını sorguluyor ve makalesini şöyle tamamlıyor:

“İçerideki ekonomik ve siyasi risklerin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, Akdeniz sularında yabancı güçlerle optimalin altında bir uzlaşma kabul edilecek mi? Ya da tam tersine, her taraftan saldırıya uğrayan fakat bir ulusun kurtarıcısı olarak tasvir edilen liderlik, bir sonraki seçimler için kullanılacak mı?”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com