Kumpaslar, cinayetler, yolsuzluklar ve uyuşturucu trafiği: Sedat Peker’in videoları bugüne kadar hangi sonuçları doğurdu?

Sedat Peker, yayınladığı videolarla Türkiye’de 1,5 aydır gündemi belirleyen isim. Eski suç ortağı olarak itiraf ettikleri, ortaya döktüğü ilişkiler ağı, insanı dehşete düşüren uyuşturucu, faili meçhul cinayet ve diğer tüm kirli ilişkiler, “içeriden birinin sözüyle” Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar aleni biçimde tartışılıyor. Peki Sedat Peker’in yayınladığı videolar bugüne kadar hangi sonuçları doğurdu?

KRONOS 14 Haziran 2021 GÜNDEM

Sedat Peker, yayınladığı videolarla kumpaslar, cinayetler, yolsuzluklar ve uyuşturucu trafiğini anlatmıştı.

Kendisini “organize suç örgütü lideri” olarak değil, üyesi olduğu başka bir örgütün parçası olarak ilan eden Sedat Peker, yayınladığı videolarla Türkiye’de son 1,5 aydır gündemi belirleyen isim. İtirafları, yayınladığı belgeler ve görüntü kayıtları, ifşa ettiği ilişkiler hiçbir şey yapmasa bile ‘çok şey yaptı.’

Gazetecilerin “gazeteci” değil kirli işlere “aracılık” eden kişiler oldukları ortaya çıktı, Venezuela’dan Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan uyuşturucu trafiği afişe oldu, başta İçişleri Bakanı olmak üzere mafya ile kirli ilişkiler ortalığa saçıldı.

Türkiye’nin son 50 yılına damgasını vurmuş eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve onun etrafında örgütlenmiş “derin yapı”ya dair ilk kez “içeriden” biri bu kadar net ifadelerle Kutlu Adalı cinayetinden Uğur Mumcu cinayetine, Ağar’ın sahibini ‘fetöcü’ diye ekarte edip marinasına çöktü Mübariz Mansimov’dan, hakkında yakalama kararı varken İçişleri Bakanlığı’nda yargı ve emniyetin üst düzey ilişkileri sayesinde kaçıp kurtulan Sezgin Baran Korkmaz’a, geniş bir aralıkta ülkeyi dehşete düşüren ilişkiler deşifre oldu.

AKP’nin seçim sürecinde dağıttığı kahvelerden Almanya’daki Osmanlılar’a, oradan AKP MKYK üyesi Metin Külünk’e verilen çanta çanta paradan, 10 bin dolar alan siyasetçilere kadar geniş bir aralıkta siyaset-mafya ilişkileri de gün yüzüne çıktı.

Muhalefet partilerinden bu iddiaların araştırılması ve savcılığın harekete geçmesi çağrıları gelirken iktidar partisi, Peker’in suç örgütü lideri olmasına ve yurt dışında olmasına vurgu yaparak bu iddiaların ciddiye alınmaması gerektiğini savunuyor. Ancak bir yandan da bu iddialara karşı iktidar partisi üyesi siyasiler de dahil muhataplarından haftalardır arka arkaya açıklamalar geliyor.

İşte Sedat Peker videolarının bugüne kadarki sonuçları…

BBC Türkçe’deki derlemeye göre; Peker’in gündeme getirdiği bazı iddiaların ve paylaştığı bazı video kayıtlarının ardından görevine son verilen gazeteciler olduğu gibi, bazı kurumlarda görev değişiklikleri de oldu.

DAVUTOĞLU İLE ‘DİNLEME VE KUMPAS’ POLEMİĞİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sedat Peker’in videolarında kendisine yönelik iddiaları ortaya atmaya başlamasının ardından, 17 Mayıs’ta Peker hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ‘hakaret’ ve ‘iftira’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Soylu’nun avukatının verdiği dilekçede, iddiaların araştırılması talebi de şu ifadelerle yer aldı:

“Organize suç örgütü lideri şüphelisinin akıl ve mantıktan yoksun olarak ileri sürdüğü müvekkilim hakkındaki gerçeğe aykırı tüm iddialar ile ilgili araştırma yapılmasını, vekaleten arz ve talep ederim.”

Soylu bunun hemen ardından, beş gün içinde iki kez canlı yayına çıkarak yaklaşık 5 saat boyunca iddialarla ilgili konuştu. 19 Mayıs’taki TRT ve 24 Mayıs’taki Habertürk yayınlarında Soylu, iddialara doğrudan ve net cevaplar vermemekle eleştirildi. Soylu, geçmiş döneme de uzanarak, “Sayın Davutoğlu, tam anlamıyla dengesi kayboldu, ‘hepinizin odalarında neler konuştuğunuzu dinletiyorum ve biliyorum’ dedi” diyerek Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun AKP lideri ve Başbakan olduğu döneme yönelik iddialarda bulundu. Davutoğlu ise daha sonra katıldığı bir canlı yayında Soylu’yu Binali Yıldırım ve Berat Albayrak’la birlikte kendisine kumpas kurmakla suçladı.

SOYLU, ESKİ EMNİYET MENSUPLARINI ADRES GÖSTERDİ

Süleyman Soylu, Sedat Peker’in kendisine koruma verildiği ve o korumayla yurt dışına da çıktığı iddialarına yanıt verirken, dönemin Emniyet Genel Müdürü, bugün AKP milletvekili olan Selami Altınok ile halen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ı işaret etti:

“16 Ocak 2015’te DHKP-C tehdidi ile kendisine koruma veriliyor. Şimdi esas iş bundan sonra. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, terörden sorumlu müdür de Mustafa Çalışkan. Nurettin Demir Kadıköy Emniyet Müdürü. 2015 yılında sanal bir tehditle Nurettin Demir kardeşinden kalan DHKP-C mirasıyla bir kurgu yapar ve koruma verilir.”

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra Anadolu Ajansı (AA), Peker’e koruma verilmesine ait kararı gösteren belgeleri yayımlayarak “Sedat Peker’e verilen koruma kararında FETÖ izi var” başlığıyla haberleştirdi. Yayımlanan belgede Selami Altınok’un imzası olduğu görülüyordu.

Bir süre sonra AA, önce haberi paylaştığı sosyal medya mesajını sildi, ardından belgenin fotoğrafını, Altınok’un imzasının bulunduğu bölümü keserek yeniden yayımladı.

AKP’Lİ ALTINOK: İDDİA SAHİPLERİNİ AĞIR VEBAL VE SORUMLULUK ALTINA SOKMUŞTUR

AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok, haberin ardından yaptığı yazılı açıklamada, ismini vermeden AA’ya tepki gösterdi: “Son günlerde kamuoyunu meşgul eden şahsın koruma kararına ilişkin haberlerde ve ‘FETÖ izi bulundu’ başlığıyla servis edilen belgede, resmi sıfat ve görev taşıyan kişiler haksız bir şekilde ifşa ve itham edilmiştir. Belgede adı geçen imza sahiplerinin gerek 17-25 Aralık gerekse 15 Temmuz sürecinde yürüttükleri mücadeleye tüm milletimiz yakından şahittir. Bunun aksine bir ima, iddia ve iftira her iki dünyada da hak ihlali olup iddia sahiplerini ağır vebal ve sorumluluk altına sokmuştur.”

Mustafa Çalışkan da Cumhuriyet gazetesinin “Açığa alınmayı bekliyor musunuz?” sorusuna verdiği yanıtla Soylu’ya da yanıt vermiş oldu: “Mustafa Çalışkan gibi bir insanı açığa kim alacak, nasıl alacak bir görelim bakalım… Bence toplum rahatsız. Benim rahatsız olmam çok da önemli değil.”

SİLİVRİ EMNİYET MÜDÜRÜ’NÜN İNTİHARI

Mustafa Çalışkan’ın adı, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın Temmuz 2017’deki intiharının ardından da gündeme gelmişti. Süleyman Soylu’nun oğlunun bir arkadaşının Silivri yakınlarında gözaltına alınması üzerine Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen’in Hakan Çalışkan’ı arayarak serbest bırakılmaları talebinde bulunduğu haberleri basına yansımıştı.
Ahmet Şık’ın 2018’de Cumhuriyet’te yazdığı habere göre, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, bu olayın üzerine aynı gece, Hakan Çalışkan’dan kendisinden İçişleri Bakanı Soylu ve Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen’in sorumluluğunu belirten bir tutanak tutarak olayla ilgili resmi işlem başlatmasını istedi. Baskılara dayanamayan Hakan Çalışkan’ın bu sebeple intihar ettiği iddia ediliyor. Mustafa Çalışkan, Haziran 2020’de Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilmişti.

Sedat Peker, Hakan Çalışkan’ın intiharında Süleyman Soylu’yu sorumlu tutarak, geçmişten beri yakın koruması olan, sonradan Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Daire Başkanlığı da yapan Ekrem Gülen için “katil” ifadesini kullandı.

METİN KÜLÜNK VE 10 BİN DOLAR OLAYI

Sedat Peker’in videoları yayımlamaya başlamasının ardından en çok tartışılan konulardan biri de kendisinden bir siyasetçinin her ay 10 bin dolar aldığına yönelik iddialar oldu. Ancak ilginç bir şekilde bu iddiayı Peker değil, Süleyman Soylu dile getirdi. Sedat Peker’in “Soylu ile arasında aracılık yapan gazeteciler olduğunu” öne sürmesi üzerine, Soylu, TRT yayınında “Nereden çıkmış, kendileri böyle bir şey yapıp sizinle ilişkilendirmiş ve bundan sizin haberiniz mi yok?” diye sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Benim haberimin olması idam edilmem anlamına gelir. Böyle bir şey olabilir mi? Keklemişler, ben ne yapayım. Kim keklediyse hesabını oradan sorsun. Ayda kime 10 bin dolar para gönderiyorsa, hangi siyasetçiye, ona sorsun.”

Bunun üzerine muhalefetten yoğun eleştiriler geldi. Birçok muhalefet partili yönetici Soylu’nun, bir siyasetçinin, bir suç örgütü liderinden para aldığını bildiğini; eğer savcılığa gitmezse bunun bir suç olduğunu dile getirdi. Habertürk yayınında konu tekrar sorulduğunda Soylu, savcılığa gideceğini belirtti. Ancak bugüne kadar konuyla ilgili savcılığa gidip gidilmediğine dair bir bilgi henüz paylaşılmadı. Bu esnada, bu kişinin eski AKP milletvekili ve MKYK üyesi Metin Külünk olduğuna dair iddialar gündeme geldi.

“10 BİN DOLAR VERMEDİM, DAHA FAZLASINI VERDİM”

Peker de 10. videosunda Metin Külünk’ün videoları yayımlamasından sonra kendisini arayıp sakinleştirmeye çalıştığını, iddialarının ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zor durumda bıraktığını söylediğini; daha önceleri Külünk’ün kendisinden Almanya’daki bazı derneklere para göndermesini rica ettiğini ve el altından bu derneklere para gönderdiğini iddia etti: “Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım. Daha çoğunu verdim. 10 bin değil, 150 bin değil daha fazlasını verdim.”

HÜRRİYET BASKININDA DA KÜLÜNK İDDİASI

Peker’in 2015 Hürriyet gazetesi baskınını da “Bir milletvekilinin kendisini arayarak AK Parti gençlik kollarının bunu beceremeyeceğini söylediğini ve vekilin ricası üzerine kendisinin yaptığını” iddia etmesi üzerine, AKP’li Abdurrahim Boynukalın açıklama yaptı. Saldırı gecesinde Hürriyet binasının önündeki bir aracın üzerinde kalabalığa konuşurken görülen Boynukalın, bu sebeple çok sık gündeme gelmiş ve eleştiri almıştı. Boynukalın, Twitter’dan “Meşhur video serisinin bugünkü bölümü 28-32. dakikaları arası 2015 Hürriyet eylemi meselesi özetlenmiş. Açıkçası çok rahatladım” paylaşımı yaptı. Ancak konuyla ilgili bir dizi tweet’ten biri olan bu paylaşımı daha sonra sildi. Bu saldırı için Sedat Peker’den ricacı olan dönemin milletvekilinin Metin Külünk olduğu iddiasına, Külünk’ten henüz bir açıklama gelmedi.

SOYLU İLE ŞENTOP ARASINDA ’10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ’ GERİLİMİ

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Süleyman Soylu’nun ifadelerine yanıt verirken TBMM Başkanı Mustafa Şentop’la ilgili şunları söyledi: “Süleyman Soylu bir başka partiden geldi. Mustafa Şentop dahil birçok isim Süleyman Soylu hakkında bana rapor sunuyordu. Şentop, bana gelerek ‘AK Parti içinde Süleyman Soylu örgütleniyor, AK Parti’yi başka yönlere kaydırıyor’ dedi.”

Hem Davutoğlu’nun açıklamaları hem de CHP’nin kendisine “10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklaması” talebiyle yazı göndermesi üzerine Şentop, “Bunun açıklanmasına dair kamuoyundan da beklentiler var, biz de bu konudaki beklentilerimizi ifade ettik yazılı-sözlü olarak Sayın Bakan’a. Fakat bu benim dile getirdiğim bir iddia değil, bu şahsın kim olduğunu da ben bilmiyorum. Dolayısıyla sorunun muhatabı ben değilim” açıklaması yaptı.
Ardından Habertürk’te çıkan bir habere göre Şentop, 27 Mayıs’ta Soylu’ya yazı göndererek konuyla ilgili tüm bilgi ve belgelerin Meclis Başkanlığı’na gönderilmesini istedi. Konuya dair AKP içinden de birçok milletvekilinin rahatsız olduğu ve bu rahatsızlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilettiği konuşuldu.

SOYLU’NUN SİGORTA ŞİRKETİ GÜNDEME OTURDU

Peker’in videolarının ardından Soylu’nun kurduğu Engin Sigorta da gündeme geldi. Peker’in “57 kat büyüdüğünü” iddia ettiği Engin Sigorta’yla ilgili CHP’den de “kamu kurum ve kuruluşlarında sigortacılık yaparak kârını arttırdığı” iddiası geldi. Bunun üzerine Engin Sigorta önce “Şirketin ne Türk Hava Yolları ile ne de ülkemizin büyük holdingleriyle; hiçbir ticari bağı, ilişkisi, herhangi bir sigorta ilişkisi, geçmişte olmadığı gibi bugün de söz konusu değildir” açıklaması geldi. THY de bağlantı olduğu iddialarını yalanladı. Yaklaşık 10 gün sonra bir açıklama daha yapan şirket, 57 kat büyüdüğü iddialarını da yalanladı. Ancak Soylu’nun şirketinin son beş yıldaki devasa boyutlardaki kazancı da dikkatlerden kaçmadı.

MAFYA, İŞ DÜNYASI VE SİYASET ARASINDA “ARACILIK” YAPAN GAZETECİLER

Sedat Peker’in açıklamaları, en çok gazetecileri ‘etkiledi.’ Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakınlıkları ile bilinen Hadi ve Süleyman Özışık kardeşler, Veyis Ateş, Fatih Tezcan gibi simler bu süreçte isimleri en çok geçen “gazeteciler” oldu. Sedat Peker önce, bazı gazetecilerin Soylu ile arasında arabuluculuk yaptığını söyledi. Sonra bu isimlerin Hadi ve Süleyman Özışık kardeşler olduğu bazı haberlere yansıdı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de aynı iddiaları dile getirdi ancak Hadi Özışık haberleri yalanladı. Ancak Özışık, Peker’in kendisiyle yaptığı görüntülü telefon konuşmasını kaydettiğini bilmiyordu. Peker, bu görüşmeyi yayımladıktan sonra Soylu, Hadi ve Süleyman Özışık’la ilgili suç duyurusunda bulundu.

Bir gün sonra polis, Özışık kardeşlerin evlerinde ve işyerlerinde arama yaptı. Soylu, Özışık kardeşleri yakından tanıdığını ve kendisine tuzak kurduklarını savundu, “Keşke başıma bir şey gelseydi de bugünleri görmeseydim” dedi. Hadi Özışık ise Twitter hesabı üzerinden İçişleri Bakanı Soylu’dan özür diledi ve telefon konuşmalarından İçişleri Bakanı’nın haberi olmadığı savundu.

VEYİS ATEŞ “TATİLE” ÇIKTI…

Peker’in iddiaları karşısında köşe yazılarına ve programlarına ara verilen tek isim Hadi Özışık ve kardeşi olmadı. Soylu’nun Habertürk’teki yayınında soru soranlardan biri olan Habertürk TV’den Veyis Ateş için Peker, son videosunda, yayın arasında kendisine yakın isimlerden Erdal Aras’la görüştüğünü iddia etti. Sezgin Baran Korkmaz’ın Soylu’nun uyarısıyla yurt dışına çıktığını iddia eden Peker, Korkmaz’ın lüks otelinde birçok hakim, savcı, emniyet müdür ve gazetecinin kaldığını öne sürdü. Veyis Ateş’in de ismini verdi.

Bu videodan sonra Veyis Ateş, Habertürk’teki haber bültenlerini sunmadı, Ateş’in yıllık izinde olduğu duyuruldu.

Bir yandan da Ordu’da yerel gazeteci Cihan Çakır, 31 Mart 2019 seçimleri öncesi Sedat Peker’in kendisini AKP’li belediye başkan adayıyla ilgili yaptığı haberleri kaldırması için tehdit ettiğini açıkladı. Peker, bu açıklamanın üzerine sosyal medya hesabı üzerinden “Söyledikleri doğrudur, samimi ikrar yapıyorum, bu konuyu araştırın, buradan çok suç çıkar” paylaşımı yaptı.

Peker’in ifşa etmediği, ancak kendisi görüştüğünü belirten Fatih Tezcan da bu süreçte ismi en çok geçen gazetecilerden biri oldu. Tezcan’ın Sedat Peker hakkında daha önce söyledikleri, birlikte katıldıkları programlar, çektirdikleri fotoğraflar gündeme sık sık geldi. Sedat Peker’in önümüzdeki günlerde Tezcan ile olan görüntülü görüşmesini de yayınlayabileceği belirtiliyor.

ESAT TOKLU İÇİN İNCELEME BAŞLATILDI

Peker, Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat Toklu’nun da kaldığını ve son yıllarda “zenginleştiğini” iddia etti. Toklu, önce “O otelde kalmışsam o dönem otelin sahibi kimmiş, araştırın” açıklaması yaptı. Ardından, Eylül 2020’de ücretini ödeyerek otelde kaldığını belirterek Peker’le ilgili suç duyurusunda bulundu. 35 bin TL ödemenin kendi hesabından yapıldığında dair dekontunun da bulunduğunu duyurdu. Toklu, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) bir dilekçe de vererek kendisi hakkındaki iddiaların incelenmesini istedi. Bunun üzerine inceleme başlatıldı. Aynı zamanda Peker’in kendi adını geçirdiği videoya erişim engeli talebinde bulundu. Peker’in videonun ardından Toklu’yla ilgili paylaştığı altı Tweet’e de Türkiye’de erişim engeli getirildi.

Toklu’nun farklı iş insanlarıyla olan ilişkileri de bu süreçte deşifre oldu. Davasından önce bir iş adamının doğum günü partisine katılan Toklu’ya, bazı iş adamlarınca plaket verildiği de ortaya çıkmıştı.

MEHMET AĞAR, YALIKAVAK MARİNA’NIN YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NDAN AYRILDI

Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı, Gülen cemaati ile bağlantılı olmakla suçlanan iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’na kumpas kurup, Mansimov’a ait Yalıkavak Marina’yı ele geçirmekle suçlamıştı. Ağar, iddiaların ardından “Asıl biz olmasak mafya buraya çökerdi” demişti.

Ağar’ın 2020 yılında Yalıkavak Marina’da, organize suç örgütü kurmaktan ceza alan ancak cezaevinden afla tahliye edilen Alaattin Çakıcı, eski MİT’çi Korkut Eken ve eski MHP milletvekili Engin Alan’la fotoğrafı, sosyal medyada paylaşılmıştı. Ağar’ın bu sözlerinin ardından Soylu, “Sayın Ağar’ın marinada görev alması doğru mu? 48 saat içinde ben olsam ayrılırım” açıklaması yaptı. Ardından Mehmet Ağar ve oğlu, AKP Milletvekili Tolga Ağar’ın Yalıkavak Marina’nın yönetim kurulundan ayrıldığı açıklandı.

YELDANA KAHARMAN CİNAYETİ

Bu sırada Peker’in, ölümünde AKP Elazığ Milletvekili Tolga Ağar’ın da rolü olduğunu öne sürdüğü Yeldana Kahraman’a ait otopsi raporlarını sosyal medyada yayımlayan gazeteci Baransel Ağca’ya, yıllar önceki bir paylaşımı sebebiyle soruşturma açıldı. Peker’in iddialarıyla yeniden gündeme gelen Kaharman cinayetiyle ilgili Elazığ Cumhuriyet Savcılığı ile Jandarma’nın açıklama yapması da dikkat çekmişti. Bu sırada Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’in çeşitli mafya ve suç örgütü üyeleriyle olan fotoğrafları da ortalığa saçılmış, eleştiri konusu olmuştu. Çetin’in baba-oğul Ağar’larla olan yakın ilişkisi de deşifre olmuştu.

ERKAM YILDIRIM’IN VENEZUELA ZİYARETİ VE UYUŞTURUCU AĞI

Sedat Peker’in eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın Venezuela’ya giderek “uyuşturucu ticareti için yeni yollar aradığı” iddiasını ortaya attığı gün, Binali Yıldırım, oğlunun TBMM Venezuela Dostluk Grubu’yla birlikte ülkeye gittiğini ve yanında Covid-19 salgınında yardım amacıyla test kiti ve maske götürdüğünü söyledi. İddia gündem olmaya devam edince Binali Yıldırım, “oğlunun iş imkanı olup olmadığını görmeye gittiğini” giderken de yanında bu malzemeleri götürdüğünü söyledi. Binali Yıldırım’a yakın isimlerden AKP milletvekili Serkan Bayram, o güne ait gümrük kayıtlarında test kiti ve maske bulunmadığının haberleştirilmesinin ardından bir basın toplantısı düzenleyerek “Bir uçağın alabileceği yük kapasitesi bellidir. Yanında giderken hediyelik eşyalar vardır.1-2 koli maske, kit, hediyelik eşyalar, yanında giden gıda ihtiyaçları noktasında Türk Büyükelçiliğimizin çalışanları vardır. Türk vatandaşlarıyla bir araya geldik. Buradan kimseye ekmek çıkmaz” dedi.

SADAT VE CUMHURBAŞKANLIĞI İLİŞKİSİ

Sedat Peker’in iddiaları karşısında açıklama yapmayan tek adres Cumhurbaşkanlığı Külliyesi oldu. Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak ya da külliyede çalışan isimlerden iddialara yönelik bir açıklama gelmedi. Sadece Suriye’deki Türkmenlere gönderdiği yardımların içine SADAT’ın kurucusu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Adnan Tanrıverdi’nin silah yüklediği; Cumhurbaşkanı Danışmanı Metin Kıratlı’nın da buna dahil olduğu iddialarına karşı Kıratlı, suç duyurusunda bulunacağı açıklaması yaptı.

SADAT GÜNDEMİN İLK SIRASINA OTURDU

Sedat Peker, kendisinin Suriye’deki Türkmenlere yardım malzemesi gönderdiğini, ancak SAAT’ın kendi tırlarına 4 tır daha ekleyerek Suriye’deki El Nursa örgütüne silah gönderdiğini iddia etti. Bu açıklamalardan sonra SADAT’ın Cumhurbaşkanlığı nezdindeki ilişkileri ile Suriye’deki rolü de kamuoyunda tartışılmaya başlandı. MİT tırları davasında Suriye’ye giden silahlara operasyon yaptıkları gerekçesiyle yıllardır hapiste tutulan savcı ve polisler de gündeme geldi. SADAT’ın ilişkileri, Suriye ve Libya faaliyetleri bu süreçte başta TBMM olmak üzere, basın ve sosyal medyada sıklıkla eleştiri konusu oldu.

KUTLU ADALI CİNAYETİ: SORUŞTURMA AÇILDI

Sedat Peker’in iddiaları arasında en çok ilgi gören ve bir soruşturmaya dahil edilen ise 1996’da uğradığı suikast sonucu öldürülen Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı oldu. Adalı’nın öldürülmesinde eski İçişleri Bakanı Mehmet ve adı neredeyse Ağar’la özdeşleşmiş olan Korkut Eken’i işaret eden Sedat Peker, kardeşi Atilla Peker’i de şahit gösterdi. bunun üzerine Muğla’da ifade veren Peker, Kutlu Adalı cinayeti için Korkut Eken’le yaptıkları görüşmeyi, Kıbrıs’a nasıl gittiklerini, orada Galip Mendi ile nasıl görüştüklerini, kendilerine tahsis edilen beyaz Toros aracı, Adalı’nın evinin etrafında yaptıkları keşfi detaylarıyla anlattı. Atilla Peker’in anlattıkları hem Ada basınında hem de Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde cinayete ilişkin soruşturma başlatılırken, haftalar sonra Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da iddialarla ilgili soruşturma açtı, Peker’i dinledi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram