Koronavirüs geçirenlerin yeniden hastalanma riski ne?

Tüm dünya ülkeleri vatandaşlarını Covid-19’a karşı korumak için yapacak aşı ararken ‘yeniden enfeksiyon’ endişesi de sürüyor. Hastalığını geçirenlerin yeniden enfekte olabileceği ihtimali bilim insanlarını korkutuyor.

EMİR KORKMAZ 28 Şubat 2021 HABER ANALİZ

Türkiye'de koronavirüsten 179 kişi hayatını kaybetti

Son bir yılda dünya dengelerini altüst eden koronavirüs (Covid-19) salgını, bulunan çok sayıda aşıya rağmen hayatı etkilemeye devam ediyor. Avrupa başta zengin ülkeler parasıyla aşı bulmakta zorlanıyor. Birçok ülkede kurulan devasa aşılama merkezleri, aşı olmadığı için boş duruyor. Hastalığı geçirenlerin güvende olduğu varsayılarak onların ilk etapta aşılanmayacağı duyurulmuştu. Ancak yapılan son araştırmalar ‘yeniden enfeksiyon’ riskinin devam ettiğini ortaya koydu.

KORUNMA SAĞLIYOR MU?

İyileşmiş bir Covid-19 hastasının yeniden virüse maruz kalması durumunda ne yaşayacağı ilk günden beri bilinmezliğini koruyor. Aşılama da aslında, bir anlamda kişinin kontrollü şekilde virüse maruz bırakılarak vücudun koruma altına alınması esasına dayanıyor. Ancak dünya düzenini yerle bir eden Covid-19, bilim dünyasının dengelerini de bozmaya devam ediyor. Salgın nedeniyle, yeniden bulaşma konusu bilimsel bir karmaşa haline geldi. Son günlerde yapılan bağışıklık ve aşılara ilişkin tartışmaların merkezinde ‘yeniden enfeksiyon’ konusu var. Tecrübeli imünologlara yeniden enfeksiyon hakkında soru sorulduğunda net bir cevap alınamıyor. Çünkü yeniden enfeksiyonla ilgili büyük ölçüde çözülmemiş bir gizem var: Covid-19’dan kurtulanlarının gerçekten güvende olup olmadığı. Geçen yaz, bir dizi yeniden enfeksiyon vakası, virüsün vücudun ona karşı koruma yeteneğinden daha güçlü olduğunu ima ediyor gibiydi. Rastlanan yeniden enfeksiyon vakaları, nadir de olsa, vücudun savunmasındaki bir başarısızlığa bağlanıyordu.

KENDİNİ TANINMAZ HALE GETİRİYOR

Ancak enfeksiyon iki oyunculu bir oyun. Bir tarafta virüs, diğer tarafta insanlar var. Her iki yarışmacının da değişmesi, ikinci bir çatışmanın dinamiklerini etkileyebilir. Bazen vücudun bağışıklık kaleleri zayıflayabilir ya da bir mikrop virüse karşı geliştirilen orijinal savunmalar hâlâ ayakta olsa bile, bir zamanlar onunla savaşan ev sahibi tarafından tanınmaz hale gelene kadar görünümünü değiştirebilir. Bu son durum, bilim insanları tarafından yeniden enfeksiyon olarak tanımlanıyor.

MUTASYON KORKUSU

Koronavirüs, mutasyona uğramaya devam ederken, yeniden enfeksiyon vakaları da şaşırtıcı gerçekliğimiz haline geliyor. 2020’nin büyük kısmında yaygın olarak tanınan tek bir koronavirüs varyantı vardı: OG SARS-CoV-2. Son zamanlarda araştırmacılar, yeni varyantlara Covid-19’dan kurtulanlarda da rastlandığı birkaç örnek belirlediler. Uzmanlar, bu olayları açıklamak veya bunları, insanların bağışıklık sistemlerinin zayıf düştüğü vakalardan ayırmak için henüz ortak bir sonuç üzerinde anlaşamadılar.

Mutasyon geçiren yeni tip koronavirüs COVID-19.

NASIL DEĞİŞTİRİYOR?

Koronavirüsün belirli insanlarda kendini nasıl ve neden yeniden kurduğunu çözmek, hastalığın gelecekteki yayılımını engellemek için büyük önem taşıyor. Yeniden enfeksiyonu anlamak, aşıların ve tedavinin gelişimini etkileyecek, aynı zamanda gelecekte virüsün hareketlerini de anlamak konusunda faydalı olacak. Koronavirüse karşı bağışıklığın gerçekte ne kadar dayanıklı olduğunu ve virüsün değişme kapasitesinin sınırlarını anlamamıza da yardımcı olacak.

İSTENMEYEN KİRACI

Yeniden enfeksiyonu anlamak için, önce eski enfeksiyonu kavramak gerekiyor. Drew Üniversitesi’nden imünolog Brianne Barker, enfeksiyonun temelde bir mikrop ve ‘konakçı vücut’ arasındaki etkileşimi temsil ettiğinin altını çiziyor. Kabaca bir böceğin, çoğalabileceği bir evde kendine bir yaşam alanı kurması gibi. Barker’a göre bazı enfeksiyonlar gürültülüdür. Bedenin istenmeyen kiracıyı tahliye etme çabasından dolayı hastalığın belirtileri ve semptomları çok net görülebilir. Ama mikroplar sessiz misafirlerdir, eğer vücut onları atmak için bir gürültü yapmazsa kişinin enfeksiyona yakalandığı anlaşılamayabilir.

SESSİZ İKİNCİ ENFEKSİYON RİSKİ

Uzmanlara göre aynı kurallar yeniden enfeksiyon için de geçerli. Tekrarlayan bir enfeksiyon mutlaka aynı semptomlarla veya aynı bulaşıcılıkla gelmeyebilir. Yani ikinci kez enfekte olan bir hasta, ilkinde gösterdiği semptomları sergilemeden de hastalığı geçirebilir. Covid-19 bulaştığı halde vücutta etkisi hissedilmez ama o kişi etrafa virüs yaymaya devam eder.

VÜCUDUN BAĞIŞIKLIK HAFIZASI

Yeniden enfekte olan kişilerde hastalığın seyri biraz da vücudun bağışıklık hafızasına bağlı. Bağışıklık hücreleri ikinci enfeksiyona karşı daha hızlı ve daha güçlü saldırılar yapabilir. Bazen, bu hızlı saldırılar o kadar güçlüdür ki, mikrop, enfeksiyona ikinci bir atış yapmadan önce temizlenir. Bazen de, bağışıklık tepkileri enfeksiyonu tamamen önleyemeyecek kadar zayıftır. Bazı durumlarda da, bağışıklık sistemi hafıza kaybına yatkın olabilir. Örneğin, vücudun kızamık virüsü (veya kızamık aşısı) ile ilgili hafızası onlarca yıl, belki de tüm bir ömür sürüyor gibi görünüyor. Ancak kabakulak virüsü daha az kalıcı bir etki bırakıyor. Araştırmacılar bazı mikropların neden diğerlerinden daha kalıcı olduğundan emin değiller, ancak bazı ipuçları var. Örneğin, bazı şiddetli hastalıklar bedeni bir tehdidi daha ciddiye almaya ve bu tehdide ilişkin bilgileri uzun vadede tutmaya sevk eder. Bazı hastalıklar, bağışıklık hücrelerinin uzun süreli belleğine doğrudan müdahale edebilir. Yaş veya biyolojik cinsiyet gibi faktörler de bağışıklık tepkilerinin gücünü etkileyebilir.

İLK KEZ HONG KONG’DA GÖRÜLDÜ

Bilim insanları, yalnızca bir yıllık verilerle, bu korumanın ne kadar süreceğini henüz kendinden emin bir şekilde tahmin edemiyorlar, ancak artan sayıda kanıt, ciddi bir kalıcılık gücü olduğunu gösteriyor. Geçen yaz Hong Kong’daki araştırmacılar, hastanın ilk hastalığından yaklaşık beş ay sonra, dünyanın ilk doğrulanmış koronavirüs yeniden enfeksiyonunu bildirdi. Ancak ilk vakası hafifti ve ikincisi semptomsuzdu. Bu veriler rahatlatıcıydı. O zamanlar birçok uzman, hastanın ilk seferinde yeterince iyi bir bağışıklık tepkisi oluşturmadığı ve vücudunun bir düzeyde başarısız olduğu fikrini ortaya attı. O zamandan beri, düzinelerce benzer daha hafif yeniden enfeksiyon vakaları kesin olarak belgelendi. Şimdi aşılamanın artmasıyla daha fazlasından şüpheleniliyor.

ÖNCELİK AŞI BULMAK

Bu dinamiklerin nasıl çalıştığı ne kadar çok anlaşılırsa, onları çözmek ve insan bedenine avantaj sağlamak için o kadar donanımlı olacağız. Bilim insanları şu anda aşı bulma ve bunu olabildiğince hızlı şekilde üretme noktasına odaklanmış durumda. O nedenle yeniden enfeksiyon fazlaca gündemde değil. İkinci aşamada olarak, yeniden enfekte olmayı engelleyecek yöntemler üzerine çalışmaya başlayacaklar.

VİRÜS İLE YAŞAMAYA ALIŞMALIYIZ

Son olarak koronavirüs, salgın resmen sona erdikten sonra bile dünyada kalmaya devam edecek. Virüs de kendini geliştirme fırsatlarına sahip olmaya devam edecek, sayısız mutasyon ile çoğumuzun yolları tekrar tekrar kesişecek. Araştırmalar ile tekrarlanan enfeksiyonlar bize bir şey söylerse ve virüs ne kadar az mutasyona uğrarsa, kendimizi buna karşı o kadar uzun süre koruyabiliriz.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com