Başta ABD ve İngiltere olmak üzere bazı hükümetlerin korona salgını sırasında sağlıklı insanlara öncelik verdiği, yaşlı, şişman ve kronik hastalıkları olan vatandaşlarını yeterince korumadığı ortaya çıktı.
Koronavirüs (Covid-19) salgını devam ederken, küresel politikaların dehşet verici yanları da ortaya çıkıyor. Özellikle ABD ve İngiltere’deki bazı siyasetçilerin açıklamalarının, fiziksel engelli insanlara karşı önyargıyı (ableizm) yükselttiği düşünülüyor. Yapılan araştırmalar korona ile mücadele döneminde yaşlı, şişman, kronik hastalıkları olan kişilerin ikinci plana atıldığını gösteriyor. Siyasi söylemler, beyaz ve sağlıklı insanları kurtarmanın öncelik olduğunun düşülmesine yol açıyor.
FP’nin haber-analizinde, insan hayatlarını önemli ve önemsiz gibi gruplara ayırmanın pandemi sonrasında da önü alınamayacak tehlikeleri tetikleyebileceği ifade edildi. ABD ve İngiltere’deki “sürü bağışıklığı” yaklaşımı ile “bazı yaşamların diğerlerinden daha önemli” olduğu fikrinin öne çıktığı görüldü.
Kanser, diabet, kronik organ yetersizlikleri, astım gibi hastalıkları olan bireylerin koronavirüs salgını ile daha savunmasız hale geldikleri ve hükümet politikasından ötürü bu insanları korumamanın kabul edilemez olduğu vurgulandı. Engelli bireylerin yaşamlarının “değersiz görülmesinin” ancak Nazi siyaseti olabileceği, bunun da bir tür sosyal Darvinizm olduğu belirtildi.
ABD ve İngiltere’deki siyasi liderlerin konu ile ilgili söylemlerine yer veren FP, Ableizm’in, en başından beri Trumpizm’in çekirdeğinin bir parçası olduğu belirtildi.
Trump’ın alaycılığının aslında tüm sağcı liderlerde olduğu, bu tip liderlerinin insanların “kendi fiziksel zayıflıklarından” dolayı öldükleri ve sağlıklı olsalardı ölmeyeceklerdi iddasında bulundukları hatırlatıldı.
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun da ülkedeki ölüm sayılarını açıklarken “Bu hastaların zaten diyabeti ya da benzer bir hastalığı vardı.” diyerek kronik hastalığı olan yurttaşları dışladığı belirtildi.
Başbakan Boris Johnson’ın başdanışmanı Dominic Cummings’in “Sürü bağışıklığını sürdürmek, ekonomiyi korumak zorundayız ve bazı yaşlılar bundan dolayı ölebilirler ne yazık ki” sözlerinin, yaşlı ve korunmasız insanların ölmesine izin verilmesinin bir siyaset olduğunu ispatladığı kaydedildi.
Koronavirüsten kaynaklanan ölümlerin ardından ABD’de Cumhuriyetçiler’in “çok çeşitli bir nüfusa sahipiz, özellikle siyah ve azınlıkların altta yatan önemli bir hastalığı olduğundan ölüm sayılıra bu kadar yüksek” açıklamarı hatırlatıldı. Bu sözlerin, ABD’de ayrımcılığın ne kadar ciddi olduğunu gösterdiği belirtildi. ABD ve İngiltere’de, siyah ve etnik azınlıkların beyaz bireylere kıyasla koronavirüsün ölme riskinin çok daha yüksek olduğu fikrinin halka siyasi söylemler aracılığı ile kabul ettirildiği de iddialar arasıda yer aldı.
