Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevine atanan Sinirlioğlu kimdir?

Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Feridun Hadi Sinirlioğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına atandı. Türkiye’nin İsrail'le normalleşme adımlarının gerisindeki isim olarak bilinen Sinirlioğlu ile yeni bir dönem başlayabilir. Peki, Feridun Hadi Sinirlioğlu kimdir?

YAVUZ GENÇ 30 Ocak 2021 PORTRE

Dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan.

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’na göre; Feridun Hadi Sinirlioğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına atandı ve kendisine “büyükelçi” unvanı verilerek Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilciliği Özel Temsilcisi olarak görevlendirildi. Peki, Feridun Hadi Sinirlioğlu kimdir? Feridun Hadi Sinirlioğlu nerelidir? İşte, Feridun Hadi Sinirlioğlu hakkında merak edilenler.

FERİDUN HADİ SİNİRLİOĞLU KİMDİR, NERELİ?

Feridun Hadi Sinirlioğlu, 1956’de Giresun Görele’de doğdu. Sinirlioğlu, İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde üniversite eğitimi aldı. Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde, yüksek lisans ve doktorasını yaptı.

1982 yılında önce Personel Dairesi’nde sonra da Çok Taraflı Kültür İşleri Dairesi’nde Aday Meslek Memuru olarak görev yaptı. Aynı yıl askerlik nedeniyle görevinden ayrıldı. 1983 yılında Çok Taraflı Kültür İşleri Dairesi’nde Aday Meslek Memuru, Üçüncü Katip, 1985 yılında Lahey Büyükelçiliği’nde İkinci Katip, Başkatip, 1988 yılında Beyrut Büyükelçiliği’nde Başkatip, 1990 yılında Yunanistan Dairesi’nde Başkatip, 1990 yılında İkili Siyasi İşler Müsteşar Yardımcılığı’nda Başkatip, 1991 yılında Müsteşar Danışmanı, 1992 yılında Başbakan Dışişleri Danışmanı, 1992 yılında TURKUNO Daimi Temsilciliği’nde Müsteşar olarak görev yaptı.

DEMİREL DÖNEMİNDE CUMHURBAŞKANLIĞI BAŞDANIŞMANLIĞI GÖREVİNDE BULUNDU

Çeşitli diplomatik görevlerin ardından 2 Eylül 1996 – 15 Eylül 2000 arasında Süleyman Demirel döneminde Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevini yürüttü. 15 Eylül 2000 – 1 Temmuz 2002 yılları arasında Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı, 1 Temmuz 2002 – 15 Ocak 2007 yıllarında Tel Aviv Büyükelçiliği yaptı. 24 Ocak 2007 – 21 Ağustos 2009 arasında İkili Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptı. 21 Ağustos 2009 tarihinden Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak atandı. 15 Ekim 2016’da Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi olarak görev yapmaya başladı.

Sinirlioğlu, 30 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararıyla Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına atandı ve kendisine “büyükelçi” unvanı verilerek Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilciliği Özel Temsilcisi olarak görevlendirildi.

SİNİRLİOĞLU, İSRAİL İLE NORMALLEŞME İÇİN ADIM MI?

Feridun Sinirlioğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na getirilmesiyle uzun süredir diplomatik ilişkilerin en alt seviyede olduğu İsraille normalleşme beklentileri de dile getirilmeye başlandı. Beş yıl Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği görevi yapan Sinirlioğlu’nun ABD’de yeni seçim başına gelmiş Joe Biden yönetimiyle de ilişkilerinin iyi olduğu belirtiliyor. Erdoğan’ın Sinirlioğlu’nu yanına alarak hem İsrail hem de Amerika ile ilişkilerde bir başlangıç yapmak istediği kaydediliyor. İslamcı çevrelerde Mavi Marmara saldırısı sonrası ortaya çıkan tazminat olayında Türkiye’nin tezlerini Sinirlioğlu’nun savunması sık sık eleşriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mavi Marmara gemisi için “Bana mı sordular giderken” demesinin arkasındaki isim olarak Sinirlioğlu işaret ediliyor.

İHH, SİNİRLİOĞLU İÇİN “TRUVA ATI” DEMİŞTİ

AKP iktidarına yakın olarak bilinen yardım kuruluşu İnsani Yardım Vakfı (İHH) Mavi Marmara konusunda Feridun Sinirlioğlu’nu “truva atı” olarak nitelendirmişti. Siniroğlu, İHH Başkanı Bülent Yıldırım tarafından Mavi Marmara Gemisi saldırısıyla ilgili belgeleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne göndermemekle suçlanmıştı. 2014 yılı Aralık ayında İlim Yayma Cemiyeti Kayseri Şubesi’nde düzenlenen, ‘Adanmış Gençlik ve Şehit Furkan Doğan’ toplantısında konuşan Bülent Yıldırım, dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun Mavi Marmara Gemisi saldırısıyla ilgili olarak belgeleri uluslararası ceza mahkemesine göndermediğini belirterek şunları söylemişti: “Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a rağmen görevli bazı bürokratlar mahkemenin Türkiye’den istediği bazı belgeleri göndermediler. Bunların başında da Feridun Sinirlioğlu bulunuyor. Kendisine de bunu soracağız. ‘Bu belgeleri sen mi göndermedin yoksa başkası mı’ diye. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın takipçisi olduğu bir davada, kendisini halktan, Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan ve adaletten üstün gören bu bürokratlar kim ‘Bu bilgi ve belgeleri neden göndermediler’ Bunun sebebi çok önemli. Savcı oraya yazmış. Türkiye bu bilgi ve belgeleri göndermedi. Bu yüzden işin yoğunluğu oluşmadığı için bizim alanımıza girmiyor. İsrail’i ilk defa avucumuzun içine almışız. Ama siz belgeleri göndermiyorsunuz. İnşallah bunları hepsi deşifre olacak. İçeride başka Truva atları var mı. Mavi Marmara siyonistlerin deşifre olma alanıdır. Türkiye bir bütün olarak İsrail’e bir dik duruş sergiledi. Bu iş de görevli olan bürokratlar, diplomatlar ve siyasetçiler de dik duruşu devam ettirmeleri gerekiyordu. Mahkeme belgeler gelirse yeniden yargılarız diyor.”

DAVUTOĞLU DÖNEMİNİN ÖNEMLİ İSMİ

Feridun Hadi Sinirlioğlu, her dönem üst düzey görevler üstlenmesi ve pek çok kişiyle “çalışabilmesiyle” ünlenmiş bir bürokrat ve diplomat. Sinirlioğlu, eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla özdeşleşen “stratejik derinlik” politikasının da baş mimarlarından biri olarak kabul ediliyor. Sinirlioğlu, Türkiye’nin gizli diplomasisinde önemli roller üstlenen, hariciyenin en uzun üzeri görev yapan müsteşarı unvanına da sahip.

SİNİRLİOĞLU WİKİLEAKS BELGELERİNDE

2010 yılında Wikileaks, aksi yöndeki çağrılara direnip Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı’na ait yaklaşık 250 bin sayfa gizli belgeyi kamuoyuna açıklamıştı. Belgelerin Türkiye’yle ilgili bölümünde Feridun Siniroğlu’yla ilgili kısımlar da kamuoyunda gündeme gelmişti. Belgelerde ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Sinirlioğlu’yla yaptıkları görüşmelere yer verilmişti. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı William Burns ile dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu arasında 18 Şubat 2010 tarihli görüşmede William Burns Feridun Sinirlioğlu’na, İran hükümetini, yanlış yolda olduğuna iknaya yönelik faaliyetleri destekleme çağrısı yapmış. Sinirlioğlu ise Türkiye hükümetinin İran’ın nükleer silah sahibi olmasına karşı olduğuna yönelik görüşünü yinelemiş. Ancak Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, İran’a karşı herhangi bir askeri operasyonun Türkiye üzerinde bırakabileceği etkiye yönelik kaygılarını ve üzerinde çalışılan yaptırımların İranlıları muhalefete zarar verecek şekilde rejim çevresinde birleştireceğine yönelik görüşünü bir kez daha kayda geçirmiş.

Dışişleri Müsteşarı olduğu dönemde Feridun Sinirlioğlu

DIŞİŞERİNİN SIZDIRILAN TOPLANTISINDA DA VARDI

Feridun Sinirlioğlu ismi 2014 yılında sızdırılan ve halen de tartışılan Dışişleri Bakanlığı’ndaki gizli toplantıyla da gündeme gelmişti. Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu üst düzey yetkililerin Suriye’ye müdahale konusunda yaptıkları görüşme olduğu iddia edilen bir ses kaydında Türkiye’ye MİT eliyle füze atılmasına kadar birçok konunun konuşulmuştu. Ses kaydı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan olduğu iddia edilen kişiler arasındaki konuşmaları içeriyordu.

“SÜLEYMAN ŞAH’A SALDIRI… GEREKİRSE HER ŞEYİ YAPTIRIRIZ DA YANİ”

Suriye’ye müdahale konusunda “gerekçe” gerektiği ifade edilen toplantıda Mit Müsteşarı Hakan Fidan ile Feridun Sinirlioğlu arasında şu konuşma geçmişti:
“Hakan Fidan: Ben gerekçe üretirim ya gerekçe problem değil
Feridun Sinirlioğlu: Hayır gerekçe üretmek başka da ortada çok sağlam bir gerekçe var.
Hakan Fidan: Gerekirse Süleyman Şah’a bir saldırı düzenleriz, oraya da, oraya da,
oraya da biz saldırtırız önceden canım.
Feridun Sinirlioğlu: Bunlar yapılır tabi gerekirse her şeyi yaptırırız da yani.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com