Üst düzey yetkililerden oluşan bir İngiliz heyeti, İngiltere'nin Taliban ile iletişim kanallarını açma çabalarının bir parçası olarak Kabil'e giderek Taliban hükümeti temsilcileriyle görüşmelerde bulundu.
Afganistan'dan sorumlu yüksek temsilcisi Simon Gass Kabil'e giderek Taliban hükümeti temsilcileriyle görüşmüştü.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın Afganistan’dan sorumlu yüksek temsilcisi Sör Simon Gass ve İngiltere’nin Doha’ya taşıdığı Afganistan misyonundan Dr Martin Longden Kabil’e giderek Taliban hükümeti temsilcileriyle görüşmeler gerçekleşti. Böylece İngiliz yetkilileri ilk kez resmen yeni Taliban liderliğiyle temasa geçmiş oldu.
Taliban ile iletişim kanallarını açma çabalarının bir parçası olarak takdim edilen ziyarette İngiliz heyeti, Dışişleri Bakanı Mevlevi Amir Han Muttaki ve Başbakan Yardımcıları Molla Abdul Ghani Baradar Ahund ve Mevlevi Abdul-Salam Hanafi de dahil olmak üzere üst düzey Taliban liderleriyle bir araya geldi.
İngiliz Dışişleri Bakanlığı ziyarete ilişkin yaptığı yazılı açıklamada “Sör Simon ve Dr Longden, İngiltere’nin Afganistan’a insani krizin üstesinden gelmesinde nasıl yardımcı olabileceğini, ülkenin terörizm için bir kuluçka merkezi haline gelmesini önlemenin önemini ve ülkeyi terk etmek isteyenler için sürekli güvenli geçiş ihtiyacını tartıştılar.” dedi.
Taliban sözcüsü Abdul Qahar Balkhi ise toplantının “her iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin canlandırılması” üzerine odaklandığını, iki ülkenin “yapıcı ilişkilerde yeni bir sayfa açması” gerektiğini söyleyerek “Başka ülkelerin de hükümetimizi zayıflatmak için uğraşmamalarını bekliyoruz.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
British PM's special envoy, Simon Gass, meets Afghan Acting Foreign Minister Amir Khan Muttaqi in Kabul. pic.twitter.com/ceBQYrW11Q
— 1TVNewsAF (@1TVNewsAF) October 5, 2021
Başbakan Boris Johnson daha önce “herhangi bir ülkenin Kabil’deki herhangi bir yeni rejimi erken veya ikili olarak tanımasının bir hata olacağını” söylemişti. Bu arada Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Taliban’ı “boykot etmenin” “sadece kutuplaşmaya ve tepkilere yol açacağı, ancak diyalogun verimli olabileceği” uyarısında bulundu.
