‘İktidarın kontrolüne girmiş bir yargı ile hukuk devleti ilkesi bağdaşmaz’

KRONOS 05 Nisan 2020 GÜNDEM

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, 48 avukat ve 7 stajyer avukatın gözaltına alınmasına tepki gösterdi

ANKARA – Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajında, hukukun üstünlüğü vurgusu yaparak, son dönemde Türkiye’de pek çok avukatın sadece işini yaptığı için yargılandığını kaydetti. Yeneroğlu, “Türkiye’de avukatların ve baroların baskı altında olmadan mesleklerini özgürce icra etmesi, bağımsız ve tarafsız yargının, savunma hakkının ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ideali için hep birlikte daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini hatırlatıyor, tüm avukatların 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutluyorum.” ifadelerini kullandı.

“AVUKATLIK EN ÇOK HAK İHLALİNE MARUZ BIRAKILAN MESLEK GRUPLARINDAN”

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, avukatlık mesleğinin bağımsızlığına vurgu yaparak, “Avukat ile müvekkil ilişkisine saygı duyularak, hangi merciden veya hangi sebeple olursa olsun, baskı ve müdahaleye maruz kalmaksızın savunma hakkının ifa edilebilmesi, demokrasinin ve hukuk devletinin önemli bir şartıdır. Çünkü yargının kurucu unsuru olan avukatlar; hukukun, adaletin, özgürlüğün ve hukuki güvenliğin koruyucusudurlar. Ne var ki ülkemizde adaletin hakkaniyete uygun olarak yerine getirilmesi yükümlülüğü ve hukukun üstünlüğü ilkesinin göz ardı edilmesi nedeniyle, avukatların yargı sistemindeki yeri ve önemi içselleştirilememiş ve avukatlar en çok hak ihlaline maruz bırakılan meslek gruplarından birisi haline gelmiştir” dedi.

“YÜZDEN FAZLA AVUKAT CEZAEVLERİNDE”

Mustafa Yeneroğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Hak arama özgürlüğünün güvencesi ve savunma hakkının temsilcisi avukatlar; mesleklerini icra ederken ya da mesleklerinden dolayı baskı altında tutulabilmekte, hatta bu yüzden tutuklanabilmektedir. Maalesef hala yüzden fazla avukat cezaevinde ve her yıl birçok avukat da avukatlık mesleğini icra ettiği için öldürülmektedir. Avukatın gözaltındaki ya da cezaevindeki müvekkilleri ile görüşmesi engellenmekte, görüşme sırasında; müvekkilin avukatına veya avukatın müvekkiline verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak kendilerinin tuttukları kayıtlar incelenmek istenmekte, cezaevindeki müvekkilin avukatı ile yaptığı görüşmeler dinlenebilmekte ve kayda alınabilmektedir. Dosyaya getirilen keyfi gizlilik kararları gereğince avukatın dava dosyalarını incelemesine ve bilgi-belge toplamasına izin verilmemektedir. Avukatların üzeri, bürosu ya da konutunda yapılan aramalarda mevzuatın tanıdığı ayrıcalıklara riayet edilmemektedir. Avukat müvekkil ilişkisinin gizliliğine uyulmamakta, avukatın mali sorunları göz ardı edilmektedir.”

“İKTİDARIN KONTROLÜNE GİRMİŞ BİR YARGI İLE…”

Son dönemde hukuksuzlukların yanısıra adil olmayan yargılamaların da arttığına dikkat çeken Yeneroğlu, “Tüm bu sorunlar adaletin işleyemez hale getirildiği ülkemizde silahların eşitliği ve hakkaniyet ilkelerine zarar vermekte, hukuka ve adalete olan güveni zedelemektedir. Zedelenen güvenin onarılabilmesi için; yargının tarafsız ve bağımsızlığının yeniden sağlanması, adaletin hakkaniyete uygun olarak yerine getirilmesi yükümlülüğüne riayet edilmesi, savunma hakkına saygı duyulması ve avukatların hak ve yükümlülüklerinin güvence altına alınması gerekir. Son dönemdeki hukuksuzluklar ve adil olmayan yargılamalar dikkate alındığında, iktidarın kontrolüne girmiş bir yargı ile hukuk devleti ilkesinin bağdaşmayacağı aşikardır” değerlendirmesinde bulundu.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com