Ülkesini terk eden kraldan Doğu Akdeniz'de kurulan denkleme, salgında işçilerin nasıl görüldüğünden siyasi bir renge bürünen din algısı ve dünyanın sonuna...
Mehmet Yılmaz, T24: O tarihte bu paranın Kral Abdullah’a ait Boğaz’daki Sevda Tepesi’nde yapılaşma izni için verildiği de iddia edilmişti. O günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, imar değişikliği yaparak, Sevda Tepesi’nde yapılaşmaya izin verdiği için çıkarılmış bir dedikodu olabilir tabii.
Herkül Millas, Ahval: Belki de deniz yetki alanlarının belirlenmesi için önce tarafların sakinleşip birbiriyle konuşmaya başlaması gerekecek. Hatta ondan önce iç işlerini – buna kendi psikolojik dengeleri de dahil – halletmeleri gerekecek. Kendi ülkeleri içinde barışı sağlayamayan ülkeler uluslararası alanda barışçıl çözümler sağlaması zor görünüyor.
Ayça Söylemez, Birgün: “Muhalif” sendikalar basın açıklaması yapmakla yetiniyor, soldaki partiler de hakeza. “Sivil toplumun” büyük çoğunluğunun zaten işçilerle hiç ilgisi olmadı.
Özgün Enver Bulut, Artı Gerçek: “İslam, modern ve hoşgörü dinidir” demeniz de bir anlam ifade etmez. Kılıçlarla duaya çıkılınca işin siyasi boyutunun resmini de görmüş olursunuz. Belki de Vatikan gibi siyasal bir yerin hayalidir murat edilen.
Hakan Gülseven, Independent Türkçe: Biz insanlık olarak eğitimin ve sağlığın para karşılığı satılmasını ve iktidarların silahlanmaya 2 trilyon dolar harcamasını kabullenecek kadar ahmaklaşmış bir haldeyiz.
