Hemingway: Her yüz maskesi kadar farklı

Ünlü yazar Hemingway, The Toronto Star gazetesi için 191 makale kaleme aldı. 29 Mayıs 1920 tarihinde yayımlanmış "Fotoğraf" adlı yazının bir çevirisini sunuyoruz.

KRONOS 10 Ağustos 2020 FOTOĞRAF

Ernest Hemingway’in 1920’lerin başında The Toronto Star için yazdığı köşe yazıları gazete tarafından bir internet sitesinde sergileniyor. Hemingway 20 yaşındayken çalışmaya başladığı gazeteye Toronto, Chicago ve Avrupa’dan yazılar göndermişti. Şehirle ve gazeteyle olan ilişkisi gelecekte yazarın edebiyatı üzerinde etkili olacaktı.

Hemingway bu dönemde Toronto’nun yanı sıra Paris’te de 1924 yılına kadar gazeteci olarak işini sürdürür. Yazar, 1922 – 1923 dönemlerinde Toronto gazetesi tarafından İstanbul’a gönderilir. Yazılarının çoğunluğunu İstanbul’dan gönderen Hemingway, Atatürk’e, İstanbul’a, Kurtuluş Savaşına dair bir çok haberi ve gözlemi aktarır.

Hemingway, Star için tam 191 makale kaleme aldı. ehto.thestar.com sitesinde yer alan bu koleksiyonda yer alan,  29 Mayıs 1920 tarihinde yayımlanmış “Fotoğraf” adlı yazının bir çevirisini sunuyoruz.

 

Toronto’da ‘benzerlikler’in fiyatı beş centten 500 dolara kadar

Toronto’da bir fotoğraf için dilediğiniz kadar çok ya da az ödeyebilir, fotoğrafın kendinize istediğiniz kadar benzemesini ya da benzememesini sağlayabilirsiniz. Garip görünebilir, kendinize ne kadar az benzeyen bir reprodüksiyon istiyorsanız maliyeti de o kadar yüksek. Yonge Caddesi’nde yirmi beş sent karşılığında, üçkağıtçı bir galeridekine mükemmel bir benzerlik elde edebilirsiniz. Her yüz ifadesi, bir yüz maskesindeki kadar sade ve farklı olacaktır. Tam anlamıyla bir reprodüksiyon olacaktır. Ama biz güzel bir ırk değiliz, en azından eşit olmayan cinsiyet dolayısıyla, sanatsal fotoğrafçı bu yüzden var.

Sanatsal fotoğrafçının bilinen amacı kişiliği resmetmektir. Bu gurur vericidir. Fotoğraftaki kişilikleri sanatsal fotoğrafçıların çerçevelerini aydınlatan yakışıklı adamları izler ve gülümseriz. Belki de fotoğrafımız çekildiğinde bizim kişiliğimiz de böyle görünecektir.

Ama yirmi beş sente kişiliğinizin fotoğrafını çektiremezsiniz. Küçük olmayan üç reprodüksiyonun maliyeti yirmi beş dolara yaklaşıyor. Ama fotoğraf gerçekten kişiliği gösteriyorsa buna değer.

Bir kişiliği göstermek, keşfedebildiğimiz kadarıyla, çekici, güzel yüzlere sahip insanların özelliklerini büyük bir açıklıkla ortaya çıkarmak ve geri kalanımızın pek istenmeyen yüzlerini çok nazikçe bulanıklaştırmaktan ibarettir. Kendi kişiliğimiz yüzümüzün arkasına çok kaba bir şekilde gizlenmiştir. Her zaman, yüzümüzün önünde değil arkasında olmanın büyük bir ayrıcalık olduğunu düşündük. Ancak, çerçevede harika görünen varlıklara bakarken, belki fotoğrafçının bizim için bir şeyler yapabileceğini düşündük.

Bu yüzden büyük beklentilerle kanıtları bekledik. Fotoğrafçının fotoğrafı çekme biçiminde pek gizemli bir şey yok gibiydi. Bir sandalyeye oturduk ve istenince döndük. Işıklar için bazı ekranları ayarladı, büyük kameranın ağzını kapatıp açtı. Onun mükemmel sanatı karşısında hayrete düştük. Kişilikler, tekniğin bu basitliğiyle ortaya çıktı. Şaşırtıcıydı. Kanıtları bekledik. Kendimizden geçerken, Eugene O’Brien’ın gözlerindeki ‘Beni kovala, kaçmayacağım’ bakışıyla duvardaki adama bir bakış daha attık. Belki biz de öyle görünebilirdik.

Sonra fotoğrafın negatifleri geldi. Berbattı. Kişiliğimiz yoktu. Sadece bir yüzdü. Elbette sanatsal olarak bulanıktı, ama aynı eski yüz. Binlerce kez tıraş aynasından bize sitemle bakan aynı çirkin ama dürüst yüz, bize fotoğrafın negatiflerinden baktı.

‘Benden kaçamazsın,’ der gibiydi. ‘Beni istediğin kadar bulanıklaştırabilirsin. Ama ben aynı eski yüzüm.’

Kolumuzun altında kişiliğimizin fotoğrafların negatifleriyle kendimizden geçerken, duvarlardaki güzel adamlara kızgınlıkla baktık. Görünüşe göre fotoğrafçının daha işi vardı.

Artık Toronto’da sanatın bulanıklıklarına meydan okuyan bir çehreye sahip olanlar için bile umut veren bir yenilik var. Son moda, fotoğraflara bakıp çizilen ve iki yüz ila beş yüz dolara mal olan minyatürler.

Bir reprodüksiyonda esneklik vardır. Sanatçı kişinin yüz kusurlarını görünmez kıldıktan sonra, onun önerilerde bulunmasına izin verilmelidir. Burnunuz hoşunuza gitmiyorsa, sanatçıya söyleyin ve hayran olduğunuz grekoromen bir hortum tipini minyatüre eklesin.

Kepçe kulaklarınız varsa, sanatçıya kulakları yarım sütuna indirmesini önerin. Kendi ağız tipinizi seçin. Bu şekilde bizi gerçekten memnun eden bir resmimizi elde edebiliriz.

Fotoğraflarla ilgili sorun da bu, bulanık olanlar bile fazlasıyla doğru olmakla suçlanır.

The Toronto Star Weekly, 29 Mayıs 1920.

(TÜRKÇESİ: EMİR KORKMAZ)

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com