HDP’li tutuklu siyasetçilerin aileleri: İnfaz düzenlemesi ayrımsız olmalı

YAVUZ GENÇ 28 Mart 2020 GÜNDEM

ANKARA – AKP-MHP ortaklığının önümüzdeki hafta Meclis’e getirmeyi planladığı ve infaz yasasında değişiklik öngören düzenlemede siyasi mahpusların kapsam dışı bırakılacağı iddiaları, HDP’li siyasetçilerin çocukları ve aileleri tarafından endişeyle karşılanıyor. Sosyal medyada mesajlarını yayınladıkları videolarla paylaşan aileler, infaz düzenlemesinde siyasi mahpusların kapsam dışı olmasının kabul edilemez olduğunu vurguluyor. Aileler, koronavirüs tehlikesinin cezaevleri için hayati derecede büyük bir risk taşıdığını ifade ediyor.

BAŞAK DEMİRTAŞ: SELAHATTİN’İN SAĞLIĞINDAN ÇOK ENDİŞELİYİM

HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, cezaevinde yatan eşinin sağlık durumu için endişeli olduğunu söyledi. Başak Demirtaş, “Selahattin günde en az 12 görevliyle temas halinde. Mesaileri bitince de evlerine gidiyorlar. Onlar için de dışarıda ve içeride yaşam, tüm riskleriyle devam ediyor. Dolayısıyla da onlardan mahpuslara, mahpuslardan da onlara bulaşma riski çok fazla. Koronavirüs en fazla hipertansiyon hastalarını etkiliyor. Selahattin’in hipertansiyon rahatsızlığı var. Çok endişeliyim” dedi.

EVİN JİYAN KIŞANAK: 12 EYLÜL’DEN DAHA KORKUNÇ SONUÇLARI OLUR

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı olduğu 25 Ekim 2016’da gözaltına alınarak yerine kayyım atanan Gültan Kışanak, 3 buçuk yıldır Kocaeli 1 Nolu F Tipi’nde tutuluyor. Kışanak’ın kızı Evin Jiyan Kışanak, “Siyasi mahpusları virüsle baş başa bırakıp, ölüme terk etmeyin. Düzenleme eşitsiz yapılırsa bu 12 Eylül’den daha korkunç bir şey olacaktır. Konuşulan infaz paketi çok eşitsiz bir paket çerçevesi itibariyle. Siyasi tutsakları dışında tutan bir taslak konuşuluyor. Bu şekilde olursa, bizlerin, ailelerin, tutsak ailelerinin kabul etmeyeceği bir düzenleme olur. Annem kırk sene önce Diyarbakır Cezaevinde 12 Eylül’de çok korkunç süreçlerden geçti. Eğer bu düzenleme eşitsiz yapılırsa, 12 Eylül’den belki de daha korkunç sonuçları olacaktır. Siyasi mahpusları virüsle baş başa bırakıp ölüme terk etmek demektir. Tutuksuz yargılama veya ev hapsine çıkarılabilirler. Bunu çok hızlı bir şekilde yapmaları gerekiyor. Siyasi tutsakların hastaneye ulaşımı normal zamanda da zordu. Salgın cezaevine ulaşırsa ne olur bilmiyoruz. Belki 2 hafta sonra geç olacak. Tutukluların bir an önce tahliye edilmesi gerekiyor.”

EVRİM BALUKEN: KORONAVİRÜS, CEZAEVLERİ İÇİN BÜYÜK TEHLİKE

Bir çağrı da, 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır eski milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi İdris Baluken’in eşi Evrim Baluken’den geldi. “Öncelikle bir sağlık emekçisi olan eşim İdris Baluken adına ve kendi adıma, koronavirüsü salgını dolayısıyla göstermiş oldukları insan üstü çabadan ötürü tüm sağlık emekçilerine şükranlarımı ve minnetlerimi sunuyorum” diyen Baluken şöyle devam etti: “Küresel bir salgın olan koronavirüs, cezaevlerinde büyük bir tehdittir. Bu tehdidin bertaraf edilmesinin tek yolu ise sağlıklı bir ortamda salgından ve etkilerinden korunmaktır. Bu sebeple, yarın çok geç olmadan siyasetçilerimizi, barolarımızı, insan hakları örgütlerimizi, sağlık meslek örgütlerimizi ve anayasal kurumlarımızı, cezaevleriyle ilgili olarak duyarlı olmaya ve adım atmaya davet ediyorum.”

ASLI KAYA: CEZAEVİNDEN TABUTLAR ÇIKMADAN…

Van Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Bekir Kaya’nın eşi Aslı Kaya, hükümete ve kamuoyuna şöyle seslendi: “Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle bizler evlerimizde, uygun ortamlarda bile kendimizi koruyamazken, dört duvar arasında binlerce insan kendilerini nasıl koruyabilirler. Çok geç olmadan, cezaevlerinden tabutlar çıkmadan, bir an önce, başta hasta tutsaklar olmak üzere, eşim Bekir Kaya ve tüm siyasi tutsakların tahliye edilmesini istiyoruz. İnsani, vicdani ve hukuki olan bu çağrımıza ses verin.”

ZELAL YILDIRIM: PAKET BÜTÜN TUTSAKLARI KAPSAYACAK ŞEKİLDE ÇIKARILMALI

“Bir hekim olarak, bir evlat olarak size bu çağrıyı yapıyorum” diyen Zelal Yıldırım, şunları kaydetti: “Dünya Sağlık Örgütü tarafından çok yüksek tehdit oluşturduğu için pandemi ilan edilen koronavirüs tehdidine karşı önlemler yetersiz. Cezaevinde zaten etkin hijyen koşulları sağlanamıyor. Bu paketin bütün tutsakları kapsayacak şekilde, herkese eşit muamele yapılarak çıkarılması gerektiğinin altını çiziyoruz. Sadece onların açık görüş haklarını ellerinden alarak, haftada iki kere telefon hakkı vermekle bu salgının önüne geçemeyiz. Çünkü gardiyanlar, yedikleri yemekler, kantin ihtiyaçları, hepsi hali hazırda enfekte olabilecek dışarıdaki alanlardan geliyor. Toplumu bu denli ciddi anlamda etkileyen, sağlık sistemimizi felç etmek gibi büyük bir riski olan bir salgın, cezaevlerinde çok daha kötü sonuçlara neden olur. Biz cezaevlerinden tabutlar çıksın istemiyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Bir an önce mutlaka tahliyelerin başlaması gerektiğinin, bu durumun ciddiyetinin artık algılanması gerektiğini vurgulayarak, herkese eşit derecede yaklaşan bir infaz yasasının bir an önce çıkarılıp, tahliyelerin başlaması gerekiyor.”

ROHAT HATİPOĞLU: ANNEM CEZAEVİNE GİRDİĞİNDE 6 YAŞINDAYDIM, ŞİMDİ 11…

Hakkari Belediyesi eş başkanıyken yerine kayyım atanıp hapse atılan, Dilek Hatipoğlu’nun oğlu Rohat ise “Benim annem doğum günümde, altı yaşıma gireceğim zaman cezaevine girmişti. Simdi 11 yaşındayım hâlâ hapiste. Koronavirüsten dolayı annemi kaybetmek değil, kazanmak istiyorum” diyerek duygularını paylaştı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com