ANKARA – HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, sosyal medyadan paylaştığı ve 8 süslenmiş çocuğun göründüğü fotoğrafın hikâyesini gazeteci Çağlar Cilara’nın YouTube kanalında anlattı. Fotoğrafta görünen 3 yaşındaki bir çocuğun yaşadıklarını aktaran Gergerlioğlu, cezaevlerinde bulunan çocukların psikolojik sorunlar yaşadığını anlattı, pek çoğunun kalıcı hasarlarla büyüyeceğini vurguladı. Gergerlioğlu, “Annesinden ayrıldığı için kekeme olan çocuklar var. Düşünebiliyor musunuz, annenizden, babanızdan ayrılıyorsunuz, ömür boyu sürecek kekemelik yaşıyorsunuz. Çok hırçın oluyorlar. Yarın öbür gün bu çocuklar serseri mayın olabilirler. Psikolojisi bozuk olan çocuklara çözüm bulmalıyız diyoruz ama yanaşmıyorlar” şeklinde konuştu.
“AĞAÇ GÖRÜNCE KORKMUŞ, TOPRAK GÖRÜNCE KORKMUŞ, KUM GÖRÜNCE KORKMUŞ”
Gergelioğlu’nun anlattığı ve cezaevlerindeki çocuklar için sembol olan o fotoğrafın hikâyesi şöyle: “O çocuklardan birinin yakını gönderdi bana fotoğrafı. Çocuğun hikâyesini de anlattı. Gerçekten çok çarpıcı ve üzücüydü. Bu çocuk 8 aylıkken annesiyle beraber cezaevine girmiş ve üç yıldır cezaevinde. Babası da aynı cezaevinde mahpus. Anneyle baba birbirleriyle bu yıl boyunca açık görüş bile yapamamış, anne baba çocuk biraraya gelememişler. Çocuk 8 aylıkken cezaevinde girmiş ve 2,5 yaşında ilk defa akrabalarının yanına dışarı çıkabilmiş cezaevinden düşünün. Dışarıda ağaç görünce korkmuş, toprak görünce korkmuş, kum görünce korkmuş. Ve insanlarla ilişki kurmakta çok zorlanmış. Ve bir ay boyunca gece gündüz anne anne diye ağlamış. Bir çocuk ağaçtan korkar mı? Kuştan korkar mı? Ama çocuk hayatında bunları belki hiç görmediği için ya da korkuyla tanıdığı için korkmuş. Toprağa dokunamamış. Cezaevi ortamında çocuklar toprak diye bir şey görmüyor. Beton, demir ve insanlar, başka bir şey yok. Ve sürekli cezaevi ortamı dilinde konuşmuş. İşte sayıma ne zaman çıkacağız, çikolata almak için memur amcaya yazdıracak mıyız, gibi hapishane jargonuyla konuşan bir çocuk var karşımızda. Annesi onu niye bıraktı diye günlerce ağlamış. Ve sonunda ailesine biraz alışmış. Annesine iki ay sonra geri dönmek zorunda kalınca İsa, artık o özgürlüğün tadan çocuk geri dönmek istememiş. Amcasının gömleğinin düğmelerini kırmış ve cezaevine ağlayarak sızlayarak girmiş. Gerçekten çok dramatik görüntüler olmuş. Zorla anneye vermişler. İçeri girince de anneye ‘sen niye beni bıraktın, ben seni çok özlemiştim, sana küsmüştüm’ diyerek uzun bir süre annesine küsmüş. Çocuk çok büyük travmalar yaşamış. Gördüğünüz koğuş 16 kadın 17 çocuğun kaldığı bir koğuş iken biraz sayı azaltılmış, 12 kadın 13 çocuk kalıyor. Her bir çocuğun kendine göre önemli sıkıntısı var. Psikolojik sıkıntılar yaşıyorlar. Anneleri her gün ağlıyor.”
“ADALET BAKANLIĞI YETKİLİLERİ SARAY’DAN GELEN EMİRLERE BAKIYOR”
Cezaevlerindeki çocuk sorunu, hamile kadın ve çocuklu anne sorunlarını Adalet Bakanlığı’na sürekli sorduğunu belirten HDP Milletvekili Gergerlioğlu, “İki yıldır defalarca binlerce anne-baba mahpuslukları Adalet Bakanlığı’na bu dramları soruyorum. Hamile kadınlar cezaevlerinde doğum sancıları yaşayıp zor bela hastanede doğum yapıp, o ortamlara geri döndüler. O çocuklar, o bebekler cezaevlerinde büyüdüler. Bunları hatırlattığımız bakanlık yetkililerinin kapı duvar olduğunu görüyoruz. Onların hep Saray’dan gelen emirlere baktıklarını görüyoruz. Defalarca dile getirdim, bizzat Bakan’a da anlattım” değerlendirmesinde bulundu.
HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu, İzmir Şakran Cezaevi’nde 13 çocuğun kaldığı bir koğuştan paylaştığı fotoğrafın hikâyesini anlatıyor:
“8 aylıkken cezaevine girmiş. Ağaç, toprak, kum görünce korkuyor, toprağa dokunamıyor.”https://t.co/gSjvrSvC40 pic.twitter.com/MyX4J6OR51
— Kronos (@KronosHaber) April 28, 2020
“İKTİDARIN HERHANGİ BİR MERHAMET, VİCDAN VE İNSAF DUYGUSU KALMAMIŞ”
Gergerlioğlu’nun gazeteci Çağlar Cilara’ya açıklamaları şöyle devam etti: “Haklı çıktığım ortada. Bu iktidarın herhangi bir merhamet, vicdan ve insaf duygusu kalmamış durumda. Kalsaydı, siyasi-adli arasında ayrım yaptın anladık, en azından riskli gruplar arasında çocuklar, yaşlılar, çocuklu anneler için yapmayın dedik. Hayır dediler, terör diye bir şey varsa akan sular durur dediler. Böylesine insafsız bir anlayışın bu problemleri çözemeyeceği ortada. Çözebilecek olanların da insaf merhamet ve vicdan ortak paydasında buluşması lazım. Bu olmadığı için, herkesin siyasi kaygıları olduğu için adalet gerçekleşmiyor, mesele bu. Herkes diyor ki ben bu konularda biraz merhametli olursam siyasi açıdan şu mu olur bu mu olur diye düşünüyor. Yani vicdan ortak paydasından uzaklaşınca hiçbir şey gerçekleşmiyor ve iktidar istediği zulmü devam ettiriyor.”
Videonun tamamını izlemek için tıklayınız.
