Genç girişimcilere ‘işe giriş rehberi’

İş insanı Cem Uzan’dan organize suç örgütü lideri Sedat Peker’e, Tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın’dan 2 milyar dolarla Arnavutluk’a kaçtığı öne sürülen kripto para fırıldağı Faruk Fatih Özer’e, Metro Holding’in firari patronu Galip Öztürk’ten dolandırıcılık, sahtekarlık, karapara ve rüşvet gibi suçlardan aranan Reza Zarrap’a… Liste böyle uzayıp gidiyor… Kimi zanlı, kimi hükümlü son yılların en “popüler” isimleri suç işlerken gösterdikleri “hassasiyeti”, yakalanacaklarını ya da “battıklarını” anladıkları zaman da aynı “duyarlılıkla” sürdürüyor. Aşağı yukarı hepsi de aynı yöntemi kullanıyor. Özellikle “genç girişimciler” yaşça kendilerinden büyüklere göre daha temkinli. “Gözü kara ol, ilk yap, sen yap, kazan” düsturuyla hareket eden gençler iş kurarken “gücü” arkasına almayı ihmal etmiyor.

İLK OLARAK BAKİR SAADET ZİNCİRİ ALANI KEŞFET

Misal; genç bir girişimci “işe giriş tüzüğü”nü şöyle işletiyor. Önce henüz keşfedilmemiş bakir bir “saadet zinciri” alanı keşfediyor. Kılığına kıyafetine çeki düzen veriyor, borç-harç şık bir ofis kiralıyor, birkaç bilgisayar, kafası çalışan elemanla birlikte kendisine “genç, zeki, iş adamı” süsü veriyor. Magazin ünlüleriyle görünmeyi ihmal etmiyor… Tüm bu ayrıntıları düşünürken arkasına bir bürokrat, milletvekili veya bakan oğlu almayı da unutmuyor. Nitekim kısa sürede emellerine ulaşıyor. Sonra gelsin, randevular, buluşmalar, çay içmeler ve en önemlisi fotoğraflar… Fırıldak genç girişimci hiç zorlanmadan ulaştığı kudretli kişilerle çektirdiği fotoğrafları, hemen kullandığı sosyal medya profiline ekliyor, hatta görülebilmesi için dağıtıyor.

KUDRETLİ BİR İSMİ ARKANA YA DA YANINA AL

Bundan sonra girişimci gencin önü açılıyor, hatta önüne yatan bakan bile oluyor. Gelsin paralar, gitsin yatırımcılar… Ödüller, şiltler, beratlar… Saadet zincirine yeni halkalar eklendikçe genç girişimci büyüyor, onunla birlikte işe giren “ortağı, tanıdığı, öylesine bir bakıp çıkan” kişi de ekonomik olarak ilerliyor… Ancak her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bazı işlerin de “son kullanma tarihi” var. Genç girişimci, işle ilgili en baştan belirlediği sürenin sonu yaklaştıkça, kazancını ülkeden ufak ufak çıkarmaya başlıyor. Sonra bir gün aynı Tosuncuk’ta ya da kripto para fırıldağında yaşandığı gibi “suç işleme özgürlüğünü” geride bırakıp, elini kolunu sallaya sallaya ortadan toz oluyor. Yurt dışından saadet zincirinin halkalarına selam yolluyor.

MEDYADA GÖRÜN, GÜVEN KAZAN

Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi Galata Kulesi’ni satmasıyla ünlü Sülün Osman’dan bu güne kadar kısa sürede çok para kazanma hayali kuran ve kurduran isimlerle dolu. Kolay para kazanmanın yollarını arayanlar oldukça da saadet zincirlerine yeni girişimciler ekleniyor. Yasadaki boşluklardan yararlanıyor, arkalarına aldıkları kudretli insanlardan faydalanıyor, sık sık medyada gözükerek güven kazanıyor. Geride milyonlarca mağdur insan bırakıyor. Peki nasıl oluyor da bu kaçaklar bir türlü yakalanamıyor ya da kaçtıkları ülkelerden iade edilmiyor.

AİLE ALBÜMÜNE GİR

Türkiye’nin birkaç ülke hariç hemen hepsiyle “suçluları iade anlaşması” var. Ancak yine de kripto kaçak Özer için söylendiği gibi hemen “kırmızı bülten” çıkarıldığına ilişkin açıklamaları şüpheli. Zira bir kişinin İnterpol’ün kırmızı bülteniyle aranması için uzun süren bir prosedürün tamamlanması gerekiyor. Aslında Türkiye’den kaçan suçluları aramak için fazla uzağa gitmek de gerekmiyor. “Bir kare fotoğrafta birlikte göründük. Tanımıyorum… Önüne yatarım” diyenlerin aile albümlerine bakmak suçluyu bulmak için yeter de artar bile…