Gazeteci Cüneyt Arat: Gelin korku duvarlarını birlikte aşalım

MERİÇ AYDIN

2 yıl süren tutukluluğun ardından geçtiğimiz ay tahliye edilen görme engelli gazeteci Cüneyt Arat meslektaşlarına ve aydınlara seslendi. “Gelin korku duvarlarını birlikte aşalım” diyen Arat, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Zulüm kime yapılırsa yapılsın ‘bu zulümdür’ diyelim. Korkmadan yapalım bunu. Ben 24 yaşında, ağır görme engelli bir insan olarak 2 yıllık tutukluluğun ardından korkmadan konuşuyorum. Çıplak aramalara maruz kalmış birisi olarak aynı şeyleri tekrar yaşamaktan korkmadan konuşuyorum. Mağduriyetin ideolojisi olmaz. Mağdur mağdurdur. Ötekileştirmenin, kutuplaştırmanın, ayrıştırmanın son bulması ve korku imparatorluğunun yıkılması adına herkesi bütün mağdurlara sahip çıkmaya davet ediyorum. Yalnızca kendi mağdurumuzun yanında olursak bir adım dahi ilerleyemeyiz. O nedenle bütün mağdurlarla dayanışalım. Gün korku duvarlarının yıkılması için birlik olma günü.”

‘AKP’Lİ İSMAİL TAMER YALAN SÖYLÜYOR’

Doğuştan ağır görme engelli olan 24 yaşındaki gazeteci Cüneyt Arat cezaevinde yaşadıklarını ve hak mücadelesini Kronos’a anlattı. Cezaevine giriş çıkışlarda maruz kaldığı çıplak aramaların insanlık onuruna yakışmadığını belirten Arat şöyle konuştu:

“TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı ve üyeleri Tarsus Cezaevini denetlemeye gitti. Benim bildiğim, bir yer denetlenmeye gidildiği zaman basın açıklamasını başkan yapar. Ama bu ziyarette onun yerine AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer konuşuyor. Orada normal kapasitesi 10 olan koğuşlarda 20’yi geçkin insan yaşamaya çalışıyordu. Cezaevlerinde yaşanan olaylar hakkında yazdığımız suç duyurusu dilekçeleri imha ediliyordu. Bazen haftada bir kere bazen de haftalarca revire çıkamıyorduk. Sayın Milletvekilleri 2 yıldır nerede idi? AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer yaptığı açıklamada durumun iyi olduğunu belitmiş. Yalan söylüyor! Açık bir şekilde yalan söylüyorlar. Orada yaşanan sıkıntıları ilgili komisyon başkanına ve üyelerine tweet attım. Söylediklerim araştırılsın ve yalancılıkları ortaya çıksın.”

ÇIPLAK ARAMA UYGULAMASI İNSANLIK DIŞIDIR

Arat, “Cezaevine giriş çıkışlarda çıplak aramalara maruz bırakılıyordum. Bizler eli kalem tutan insanlarız. Bizim elimizde uyuşturucu ne arasın? Yapılan bu uygulama son derece insanlık dışı ve hukuksuzdu.” diyerek geniş kapsamlı bir imza kampanyası da başlattı.

Dünyanın en büyük imza kampanyası projelerinden birisi olan change.org’ta da bir kampanya başlatan Arat kendisine proje yetkililerinden de sürpriz bir desteğin geldiğini belirtti:

“Ben herkesin mağduriyetini savunuyorum. Hangi suçtan ve suçlama grubundan cezaevine girdiğine bakmaksızın insanların orada yaşadıklarını anlatıyorum. Ben tahliye oldum ve benim için suskunluk zamanı demiyorum. Mesleğimin gereği olarak işimi sosyal medyadan da olsa yapmaya çalışıyorum. Bu kampanyayı başlattıktan sonra Change.org’tan bir görevli bana mail attı ve kampanyama destek vereceklerini söyledi. İmza kampanyama fotoğraf ekleyip ekleyemeyeceğimi sordular. Ben de ağır görme engelli olduğumu ve bu işlemi tek başıma yapamayacağımı ifade ettim. Onlar da kendi temin ettikleri bir fotoğrafımı kampanyaya eklediler ve sonra mail bilgilendirmesi açık olan kullanıcılara kampanyamı mail olarak gönderdiler. Ve böylece imza kampanyama çok ciddi şekilde destek oldular.”

‘HDP’Lİ VEKİLLERİN DESTEĞİ ÖRNEK OLMALI’

“Aynı zamanda bu imza kampanyasını HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu sosyal medyadan paylaşmak suretiyle destekledi. Bu desteğin de tüm yayın organlarına ders olmasını diliyorum. Engelli tutuklular için başlatılan imza kampanyasına destek olmanın, destek haberi yapmanın kimseyi şucu veya bucu yapmayacağını bir kez daha hatırlatıyorum. Tüm gazetecileri ve muhabirleri bu konuda sağlıklı düşünmeye davet ediliyorum.”

‘O HAKİMLER BU KOĞUŞA GELSE NE YAPARDINIZ’

Cezaevinde kaldığı süre boyunca güzel insanlarla karşılaştığını belirten Arat bir anısını da anlattı:

“Cezaevinde kaldığım sürece birbirinden iyi onlarca insanla tanıştım. Bu insanlara bazen şu soruları soruyordum: ‘Size ceza veren ve sizi haksızca buraya atan hakimler savcılar da sizin koğuşunuza gelse nasıl davranır ne yapardınız?’ O insanlardan ‘onlara çay ikram eder, sohbet eder, hakikatleri anlatırdık’ cevabını alıyordum. Bir gün koğuştaki bir kişi ile avluda yürürken bana dedi ki gel birlikte şu küçük kuşu büyük ve vahşi olan hayvanlardan koruyalım. Yaşanan bu olayları ve o insanların iyiliğini hiç bir zaman unutamam. Ağır engelim olmasını rağmen bunu hiç bir zaman bana hissettirmediler.”

Cüneyt Arat’ın kampanyasına destek vermek için tıklayınız.