İmamoğlu, Erdoğan'ın "Sisi'yi mi seçeceğiz, Binali Yıldırım'ı mı" sözlerine cevap verdi.
İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ın “Sisi’yi mi seçeceğiz, Binali Yıldırım’ı mı” sözlerine cevap verdi. İmamoğlu, “Benim adım Ekrem İmamoğlu. İstanbul’da aday olarak Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım ve Necdet Gökçınar var. Keşke Cumhurbaşkanı sahada olmasa da Türkiye’nin sorunlarıyla ilgilense. Milletimiz ismimi çok iyi biliyor, çok da sevdi” dedi.
ERDOĞAN: ‘ÇALDILAR’ HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ İFADEDİR
Erdoğan, oy çalma tartışmalarıyla ilgili, “Evet çaldılar bu ifade hukuki bir ifade değildir siyasi ifadedir. Sayımın tamamını yapsaydınız bu pazar günü seçim olmazdı. İşlerine gelmedi. 31 Mart Seçimleri’nin galibi Cumhur İttifakı’dır. İstanbul’un 39 ilçesinin 25’ini biz aldık 1 tanesi MHP’nin 24 tanesi AK Parti’nin. Sadece yüzde 10 oranında yeniden sayımda 16 bin oy gasp edilmekten ancak kurtarıldı. AK Parti’nin oyları çalınmıştır. AK Parti’ye verilen oylar sandık başında iç edilmiştir. Birileri hırsız kim diyor. Bu siyasi bir ifadedir. Zaten iyi biliyorlar bu işi. Hırsız gece seçim kuruluna baskın yaparak oyların yeniden sayılmasına engel olanlardır” değerlendirmesinde bulunmuştu.
‘AHMET KAYA’NIN MEZARINI GETİREBİLİRİZ’
Erdoğan, seçimlere 4 gün kala, Kral FM’le birlikte 15 ulusal ve 200 yerel bölgesel radyodan ortak canlı yayınlanan radyo programına konuk oldu. İstanbul seçimlerine ilişkin propaganda yapan Erdoğan, programdaki konuşmasında “Bugün yine Ahmet Kaya ile ilgili böyle bir imkan olsa, ailesi Ahmet Kaya’nın topraklarımıza getirilmesini kabul etse, biz elimizden gelen her şeyi yaparız.” dedi.
İMAMOĞLU PAZAR GÜNÜNE KADAR TELEVİZYONLARDA YOK
Öte yandan, İmamoğlu seçim akşamına kadar televizyonlara çıkmayacağını açıkladı. Bu toplumun vicdanına çok güvendiğini belirten İmamoğlu, yeni bir siyasi dil ve anlayışla bu şehri ayrıştıran tavırları yok sayarak huzur getireceklerini söyledi.
İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Birileri sağda-solda ağlayacak, bağıracak, çağıracak bana laf yetiştirecek. Yok yayındı, oydu, buydu diyecek. Gülün, geçin. Hatta ben İstanbullu hemşehrilerime, İstanbullulara bir öneride bulunuyorum, mümkünse pazar günü akşamına kadar televizyonları izlemeyin. Niye biliyor musunuz? Ben de çıkmayacağım zaten televizyonlara. İzlemeye de gerek yok zaten dört-beş gün. Şundan dolayı, çok kötü cümleler kuruyorlar, komik duruma düşenler var. Gülüyorum. Onun için sizlere tavsiyem kalan dört gün içerisine çalışalım. İnsanların desteğini talep edelim.”
