Erdoğan seçimi kaybederse ne yapar?

DOĞAN ERTUĞRUL 18 Nisan 2018 GÖRÜŞ

Sürpriz mi? Siyasetin olağan akışını gören hiç kimse için sürpriz değil.
İktidara yakın bir gazeteci, ekranda ya da köşelerinde ‘erken seçim ihtimali görmüyorum’ diyenlerin bile erken seçim beklediğini ama -artık her nedense- öyle yazmak zorunda olduklarını yazmıştı.

Sonunda Bahçeli dün pası attı ve Erdoğan 16 Nisan referandumundan bu yana sıkça gördüğümüz o kaygılı ve gergin yüz ifadesiyle Cumhur İttifakı ile gidecekleri muhtemelen en ince ayrıntsıana kadar planlanan ‘baskın seçim’in tarihini açıkladı:

24 Haziran 2018.

Dikkat ettiniz mi? Erken seçim gerekçelerinden biri hayli ilginçti Erdoğan’ın:

‘Eski sistem adını verdiğimiz sistem başbakanla cumhurbaşkanı arasındaki uyumlu çalışma nedeniyle ciddi bir sorun yaşanmıyor gibi görünse de…’

Eyvah, demek ki ne badireler atlatmışız Başbakan Yıldırım, Erdoğan’a ne zorluklar çıkarmış da haberimiz olmamış…

Diren Binali!

Konuşmasında seçim kampanyalarının iki ana temasının da ip uçlarını verdi Erdoğan:

Afrin Harekatı ve tabii ki 15 Temmuz darbe girişimi.

Seçim kampanyası bu iki başlıkla sınırlı kalır mı?

Hiç sanmam. 15 Temmuz’un yetmeyeceği anlaşıldığı için -seçim kampanyasına dönük yanıyla- Afrin’e operasyon kararı alınmıştı.

Önümüzdeki süreçte de, ihtiyaç halinde sivil-asker iktidarını kaybetme korkusu yaşayan Türkiye egemeninin sarıldığı ‘var olma mücadelesi’ temalı yeni kampanyalar -dilerim kampanyalarla sınırlı kalır- şaşırtıcı olmaz.

Baksanıza Ege’de provalar başladı bile…

Yükü her zaman olduğu gibi Erdoğan’ın sırtında olacak olan bu kampanyalar ne sonuç verir?

Görünen o ki Cumhur İttifakı için işler hiç de kolay olmayacak.

Üstelik Akşener, Karamollaoğlu, HDP ve hata CHP bile eski seçimlere göre daha motive ve iddialı görünüyor. En azından bu aşamada…

Herkes ikinci turda Erdoğan’ın karşısına kim çıkarsa kazanabilir hesabı yapıyor. Demokrasimiz adına umut verici bir gelişme…

Ama ortada bir varsayım hatası var sanki.

Her şey, Türkiye 15 Temmuz’u hiç yaşamamış, OHAL yokmuş gibi planlanıyor. Hala ‘Eski Türkiye’ymişiz gibi, ağır aksak da olsa Türkiye’de işleyen bir parlamenter sistem varmış, kuvvetler ayrılığı ilkesi yürürlükteymiş, yargı mekanizması çalışıyormuş gibi…

Ama öyle değil…

Nasıldı hatırlayalım; Seçim öncesinde partiler arasında resmi ya da gayrı resmi ittifaklar kurulur, bu kamuoyuna deklare edilir. Sonra seçime gidilir, sandıklar açılır… YSK görevini yapar… Ve kazanan… tebrikler…

Sizce 25 Haziran sabahı böyle mi olacak tablo?

Eğer cevabınız evet ise ‘siz iflah olmaz bir iyimsersiniz’ derim.

Ve Türkiye’de bir -tür- rejim değişikliği yaşandığını gözardı ediyorsunuz.

Fazla mı kötümser buldunuz?

Öyleyse şöyle sorayım;

Sizce seçmen iradesi sandıkta nasıl tecelli ederse etsin YSK’nın, diyelim ki Erdoğan’ın seçimi kaybettiğini açıklama ihtimali nedir?

Ya da diyelim ki oldu. Seçim YSK marifetiyle değiştirilemeyecek kadar açık ara muhalif adayın zaferiyle sonuçlandı… Bu durumda sizce Erdoğan ne yapar?

‘Sonuçlara saygı duyuyorum ve kazananı tebrik ediyorum mu’ der, yoksa…

Merakımdan soruyorum…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com