Erdoğan büyük savaşa hazırlanıyor

Erdoğan, Halkbank Davası’nda umduğunu bulamayınca komplo ve dış mihrak retoriğine sarılacak. Ne de olsa Beyaz Saray’da artık Donald Trump gibi her aradığında karşısına çıkan bir başkan yok. Dava hem Erdoğan’ın hem de Halkbank’ın üzerinde Demoklesin Kılıcı gibi sallanırken, Halkbank mum gibi eriyor.

TURHAN BOZKURT 14 Nisan 2021 YAZARLAR

Türkiye’de 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarının odağında yer alan Halkbank, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) sanık sandalyesinde. Son günlerde farklı haberler gelmesi bu gerçeği değiştirmiyor.

Halkbank avukatlarının temyiz ettiği davanın daha önce açıklandığı gibi 3 Mayıs’tan başlamaması “sürpriz” olur. Nitekim New York Güney Bölge Eyalet savcıları, Halkbank avukatlarının iddia ettiği gibi Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Kanunu’nun ceza davaları için geçerli olmadığını belirtiyor.

“Hayırsever işadamı” Reza Zarrab’ın itirafçı kontenjanından ceza almaktan kurtulduğu ilk davada eski Halkbank genel müdürü yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, 32 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Üstelik Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmeti o dönemde ne Atilla ne de Halkbank için “dokunulmazlık” talebinde bulunmuştu.

UZLAŞMA İÇİN ATİLLA’YI FEDA ETTİ, SONUÇ DEĞİŞMEDİ

Cezasını çeken Atilla, 2019 yılı temmuz ayında Türkiye’ye döndüğünde havalimanında VIP salonunun kapısında dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından karşılanmıştı. Albayrak-Atilla fotoğrafı ile yeni bir sayfa açılmış gibi görünse de ABD, İran’a dönük müeyyidelerin ihlal edilmesini kolay kolay affetmeyecek.

20 Ekim 2019’da Borsa İstanbul (BİST) genel müdürlüğüne getirilen Atilla’nın 9 Mart 2021’de istifa etmesi de gösteriyor ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Halkbank Davası’nda tehlikenin farkında.

17/25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarında Reza Zarrab’dan rüşvet almakla suçlanan dört bakan; Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar daha sonra istifa etmişti.

Atilla’nın istifası 3 Mayıs’ta başlaması planlanan Halkbank Davası öncesinde okyanus ötesine “uzlaşma işareti” olarak yorumlanabilir. Daha evvel Atilla için, “Onu sahiplenmeyeceğiz de kimi sahipleneceğiz.” diyen Erdoğan’ın yüklerinden kurtulmaya çalıştığı anlaşılıyor.

Başka bir ifadeyle Erdoğan, Biden yönetimi ile mutabakat zemini yakalayabilmek ümidiyle Atilla’yı feda etti.

Diğer taraftan Atilla ile aynı dönemde Halkbank’ta genel müdür yardımcısı olarak görev yapan Şahap Kavcıoğlu’nu da 20 Mart’ta Merkez Bankası başkanlığına getirildi.

ŞAHAP KAVCIOĞLU KARARININ SEMBOLİK DEĞERİ

Atilla’nın istifa ettiği 9 Mart ile 20 Mart arasında geçen 11 günde kapalı kapılar ardında hangi pazarlıkların yapıldığı şimdilik sır.

Ancak Naci Ağbal’ı azledip, Kavcıoğlu’nu paranın patronu olarak TCMB Başkanlığı koltuğuna geçiren Erdoğan bu kararı ile hem yakın çevresine hem de piyasalara savaş hazırlığı işareti verdi.

Erdoğan, Halkbank Davası’nda umduğunu bulamayınca komplo ve dış mihrak retoriğine sarılacak. Ne de olsa Beyaz Saray’da artık Donald Trump gibi her aradığında karşısına çıkan bir başkan yok.

ABD Başkanı Joe Biden, 20 Ocak’tan beri Erdoğan’ın telefonlarına çıkmıyor. Dava hem Erdoğan’ın hem de Halkbank’ın üzerinde Demoklesin Kılıcı gibi sallanırken, Türkiye’nin üç kamu mevduat bankasından biri olan Halkbank mum gibi eriyor.

1 Mayıs 2013’te 27,3 milyar TL piyasa değerine ulaşan Halkbank 12 Nisan 2021’de 10,7 milyar TL seviyesine geriledi.

Dolar bazında ise tek kelime ile tükendi. Halkbank’ın söz konusu dönemde piyasa değeri 10,7 milyar Amerikan Doları’ndan 1,2 milyar Amerikan Doları’na geriledi.

TEK YÖNLÜ UÇAK BİLETİ ALIP GİDİYORLAR

Türkiye’nin hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşması, serbest piyasanın sadece isminin kalması ve giderek esrarengiz bir mahiyete bürünen Türkiye Varlık Fonu müdahaleleri ile Halkbank Davası birleştiğinde Borsa İstanbul’un (BİST) niye paraşütsüz inişe geçtiği daha iyi anlaşılıyor. Tek yönlü uçak bileti alan yabancı son sür’at Türkiye’ye terk ediyor.


 

2018 yılı kur şokundan beri BİST 100’de kayıplar hızlandı. 2007, 2010 ve 2011 yıllarında olmak üzere üç defa 5 cent değerine ulaşan BİST 100 hâlihazırda 1,74 cent. 2006-2017 sonu ortalaması 3,24 cent. 2018-2021 ortalaması ise 1,90 cent.

2018 yılında 3,2 cent olan endeks yüzde 46 eridi. Son 10 yılda BİST 100 endeksi dolar bazlı yüzde 63 değer kaybederek 4,55 centten 1,70 cente geriledi.

TÜRKİYE’NİN DEVLERİ BİLE BÖYLEYSE…

Borsada yabancı payı da yüzde 42’ye kadar geriledi ki 2001 Krizi’nden bile daha düşük bir seviye bu. Yabancı giderken borsa çöküyor ve geride enkaz yığını kalıyor.

Akbank, Garanti BBVA, Ford Otosan, Koç Holding, Sabancı Holding, Türk Hava Yolları ve Ereğli Demir ve Çelik gibi Türkiye’nin devlerinin işlem gördüğü BİST 100’de son 10 yılda dolar bazlı kazanç sağlayan hisse sayısı sadece 35.

Türkiye’nin esas krizinin seçimli otokrasi ve “tek adam rejimi” olduğunu idrâk etmeden siyasi ve ekonomik çöküş durdurulamayacak.

“Hisseler çok ucuz, alalım.” diyenlerin “Ucuzun da ucuzu var.” sözüne verecekleri bir cevap yok tabii.

Böyle giderse BİST “ben sana, sen bana” şeklinde işlemlerin ağırlık kazandığı; kırmızı eşeğin bir gün yeşile, öbür gün sarıya boyanıp satıldığı bir borsaya dönebilir. Velhasıl fiyatın ve işlem hacminin arttığı, ancak değerinin çok da fazla artmadığı bir borsa!

Yeni kabine pazarlıkları da Halkbank Davası sebebiyle uzadıkça uzadı.

Ha gayret! Erdoğan, Halkbank için büyük bir savaşa hazırlanırken Tahran Borsası olmaya ramak kaldı.

İletişim için:
[email protected]
Twitter: @turhanbozkurTV

YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com