Erdoğan, Melih Bulu’nun ipini çekerek genç seçmene ulaşmaya çalışıyor

Melih Bulu’nun görevden alınmasında genç seçmenin AKP’den uzaklaşması etkili oldu. Metropoll Araştırma şirketinin Haziran ayında yaptığı araştırmada, 24 Haziran 2018 milletvekili seçimlerinde yaşı tutmadığı için oy kullanamayan gençlerin yarıya yakınının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev yapma tarzını onaylamadığı ortaya çıkmıştı.

Önümüzdeki seçimde ilk kez oy kullanacak seçmenin Erdoğan’a bakışı çoğunlukla olumsuz. “Genel olarak düşündüğünüze Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylıyor musunuz” sorusuna ‘onaylamıyorum’ yanıtı verenlerin oranı yüzde 46,5. Onayladığını söyleyenler yüzde 39,9. Yüzde 13,6’sı ise fikri olmadığını ya da cevap vermeyeceğini söylüyor.

Genç seçmene bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verecekleri de soruldu. AKP yüzde 25,4’le birinci, yüzde 21,7 ile CHP en çok oy alacak ikinci parti. İki partiyi yüzde 7,4 ile MHP, yüzde 4,1 ile HDP ve yüzde 3,6 ile İYİ Parti izliyor.

HİÇ BİR PARTİYE YAKIN HİSSETMEYEN GENÇ SEÇMEN BELİRLEYİCİ OLACAK

Genç seçmenin yüzde 40’a yakın bir oranı kendisini hiçbir partiye yakın hissetmiyor. Bu nedenle siyasi aktörler bu seçmen kitlesini kazanmanın peşinde. Erdoğan, gençlerle sık sık bir araya geliyor. Kılıçdaroğlu, bir araya gelmenin yanı sıra onlara ulaşacak sosyal medya dilini sık sık kullanıyor.

‘GENÇ SEÇMEN DÜNYAYI ANNE VE BABALARINDAN DAHA YAKINDA TANIYOR’

Sosyolog Prof. Dr. Sencar Ayata, T24’teki yazısında, AKP’nin, genç seçmen içindeki oy oranının normal seçmene görü düşük olduğuna işaret ederek, bu durumu şöyle açıklıyor: “Günümüzde gençler, artık anne ve babaları gibi durumlarını AKP öncesi dönemle kıyaslayarak siyasi tercihte bulunmuyorlar. Çünkü onlar için olumlu ve olumsuz yönleriyle AKP iktidarı içine doğdukları ve yaşamakta oldukları bir siyasi ve toplumsal düzeni temsil ediyor. Gençler, anne ve babalarına kıyasla, yaşadıkları dünyayı daha yakından izliyor ve daha yakından tanıyorlar. Artık kendi durumlarını kendi ülkelerindeki refah düzeyi daha yüksek kimselerin, hatta gelişmiş ülkelerdeki gençlerin durumları ile karşılaştırıyorlar. Yapılan karşılaştırmalar beklentilerinin karşılanmadığı, layık olduklarını elde edemedikleri yönündeki algılarını güçlendiriyor. Nitekim yurt dışında yaşamak istediğini söyleyen yurttaşlarımızın büyük bölümü gençlerden oluşuyor. Gençler siyasi iktidara ve mevcut toplumsal düzene anne ve babaları kadar olumlu bir gözle bakmıyorlar.”

PARTİZANLIK GENÇ SEÇMENİ AKP’DEN UZAKLAŞTIRDI

Ayata’ya göre genç seçmenlerde işsizlik oranının yüksek olması da AKP’den uzaklaşmakta etkili. Bir diğer faktör de Ayata’ya göre partizanlık.  “Gençlerin AKP’den uzaklaşması öncelikle olumsuz sosyo-ekonomik koşullara bağlı olarak düşünülüyor. Türkiye’de genç işsizliği çok yüksek. Lise ve üniversite bitiren gençler, vasıfsız işçi statüsünde ve çok düşük ücretlerle çalışmak istemiyorlar. Savaş tehdidi, yurt içi ve yurt dışı terör, artan asayişsizlik gibi güvenlik sorunları öncelikle gençler için tehdit oluşturuyor. Kutuplaştırma ve çatışmaya dayalı siyasetin yarattığı belirsizlik ortamı gençlerin gelecek kaygılarını artırıyor. Yalnızca kamuda değil, özel şirketlerde bile ancak parti kanalıyla iş bulunabiliyor olması, gençlerin gözünde mevcut siyasi iktidarı partizanlık ve kayırmacılıkla özdeşleştiriyor. AKP’nin “kindar ve dindar” kavramları etrafında biçimlenen gençlik anlayışı gençler arasında yeterince karşılık bulmuyor. AKP gençleri heyecanlandıran bir gelecek vizyonuna ve toplumu bir arada tutan ideolojik üstünlüğe sahip bir parti olmaktan çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

AKP bir süredir oy oranındaki düşüşü durdurmak için arayış içinde. Erdoğan’ın gençlere yönelik mesajları ve Diyarbakır ziyaretini bu kapsamda sayabiliriz. AKP zorbalığının en görünür yüzü olan Melih Bulu’yu görevden alarak işe başladılar. Bulu’nun görevden alınması AKP’yi kurtarmaz. AKP önce hukuka dönmesi ve hukuksuzluk yapanları yargı önüne çıkarması gerekiyor.

En önemli soru ise AKP hukuka dönebilir mi? Bu yönde bir emare görünmüyor.