Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

Partisinin Dış İlişkileri'nden sorumlu olacak Efkan Ala, bugüne kadar AKP döneminin en kritik siyasi olaylarında etkili isimlerden biriydi. Diyarbakır Valiliği’nin yanı sıra Kobani Olayları ve Dolmabahçe Mutabakatı'yla birlikte Kürt meselesinde de adı epey bilindi.

KRONOS 11 Kasım 2020 GÜNDEM

Efkan Ala

Diyarbakır Valiliği’nden İçişleri Bakanlığı’na kritik bir geçmiş: Efkan Ala

KRONOS – AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Efkan Ala, bugüne kadar AKP döneminin en kritik siyasi olaylarında etkili isimlerden biriydi. Batman ve Diyarbakır Valiliği’nin yanı sıra Kobani Olayları,  ve Dolmabahçe Mutabakatı’nda bugün hala isminin anılması buna örnek gösterilebilir. Biraz daha açarsak, Efkan Ala kimdir, Ala’nın siyasi tarihinde neler yaşandı? 2006 Diyarbakır Olayları’nda neler oldu,?

2013’teki Gezi eylemlerinde Ankara Kuğulu Park’tan bir pankart.

AKP Bursa Milletvekili, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Ala, 2013-2015 ve 2015-2016 yılları arasında İçişleri Bakanlığı görevinde bulundu. Bu dönem aynı zamanda 6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşanan Kobani Olayları’nın ve Dolmabahçe Mutabakatı’nın da olduğu döneme denk geliyor.

Ala’nın adını belki de en çok Kürtler duydu. Tarihindeki en kritik görevlerden biri, 2003-2004 yılları arasında Batman, 2004-2007 yılları arasında ise Diyarbakır Valiliği’ydi. Ala, Diyarbakır Valiliği görevinden sonra 2007 ve 2013 yılları arasında, Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, Başbakanlık müsteşarlığı görevini sürdürmüştü.

VALİLİK DÖNEMİ: 2006 DİYARBAKIR OLAYLARI

2000’li yıllar ateşkesler ile başlamıştı, çatışmalar nadirdi. Kürt hareketi parlamentoda temsil ediliyor, Newroz (Nevruz) kutlamalarında barış mesajları veriliyordu. 2006’nın newroz kutlamaları da Kürt hareketinin demokratik konfoderalizm ve barış mesajlarına odaklanmıştı. Ancak üç gün sonra, 24 Mart 2016 günü, Muş Şenyayla bölgesinde TSK’nın düzenlediği operasyonda 14 HPG’li öldürüldü. HPG’lileri almaya giden aileler cenazelerin tanınmayacak derecede yanmış olduğunu söyleyerek, kimyasal silahla öldürüldüklerini ileri sürdü.

14 HPG’LİYE 14 SİVİL CENAZESİ

Cenazeler 28 Mart 2016 günü Diyarbakır’a ulaştı. Büyük bir kabalığın olduğu Yeniköy Mezarlığı’ndaki defin sonrasında yürüyüşe geçildi. Yol üzerinde bulunan 10 Nisan Polis Karakolu’na gelindiğinde, grupla polis arasında 4 gün sürecek bir çatışma başladı.

Yalnızca örgütlü gruplar değil, ilerleyen saatler ve günlerde halk da şehrin farklı yerlerinde sokağa çıkıp eylemlere katıldı. 15 yılın ardından, jandarma şehre geldi. Özel timler, ağır silahlarla merkezi yerlere konuşlandı ve eylemler diğer şehirlere sıçradı. Öldürülen 14 HPG’linin ardından 14 kişi, kolluk kuvvetlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi.

“ÇOCUKLARI MI ÖLDÜRÜLELİM?” DEDİ

Dönemin Diyarbakır Valisi Ala, Millyet’e verdiği röportajda, “Devlet kurumlarını taşlayanlar çoluk çocuktu. Ne yapalım, çocukları öldürelim mi? Burada kısa vadeli düşünme olmaz, geniş düşünen devlet var. Bu kadar çocuk dışarı çıkmış, panzerlerle su sıktık. Sert müdahale etsek, terör örgütünün istediği de bu. Sonra 20 yıl geriye gidilecek. Camlar, çerçeveler yerine konur, ama can yerine konulabilir mi? Refleks değil akılla hareket etmek lazım. Çocukları mı öldürelim? Burada çözüm üreten devlet var, sığ düşünen devlet yok. ‘Panzeri üzerine sür’ olmaz’” diye konuştu.

ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLDÜ

Ancak cenazelerin cenazelere neden olduğu Diyabakır Olayları’nda, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın da dediği gibi, “Kadın da olsa çocuk da olsa” fark etmedi ve kolluk kurşunuyla öldürülen 14 sivilin içerisinde 6 yaşındaki Enes Ata, 8 yaşındaki İsmail Erkek, 9 yaşındaki Abdullah Duran da yer aldı.

Ala’nın “Çocukları mı öldürelim” sözüne karşılık, 6 çocuk kolluk kurşunuyla öldürüldü.

6-8 EKİM KOBANİ OLAYLARI

“Kobani Olayları” , “6-7 Ekim Olayları” veya “6-8 Ekim Olayları” olarak adlandırılan olaylar, IŞİD’in Suriye’nin kuzeyindeki Kobani kentini kuşatması üzerine başladı. YPG bu kuşatmaya karşılık Kobani’ye geçmek istedi. Ankara ise Suriye’deki diğer kanton bölgeleri ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden Türkiye sınırları üzerinden silah nakli yapmasına izin vermedi.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

 

Buna tepki olarak HDP Merkez Yürütme Kurulu çağrı yaptı. HDP tarafından 6 Ekim’de alınan kararla sokağa çıkma çağrısı yapıldı. Başlayan protesto eylemleri ve sonrasındaki silahlı çatışmalar döneme damgasını vurdu.

ÖNDER: 48 SAAT BAKAN EFKAN ALA’NIN MAKAMINDAYDIM

Dönemin HDP Ankara Milletvekili ve çözüm sürecinin de önemli isimlerinden İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, 6 yıl aradan sonra başlatılan Kobani soruşturması kapsamında verdiği ifadede ,olayların patlak verdiği o gece dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’yla sürekli irtibat halinde olduğunu, hatta o gece sabaha kadar bakanın makamında bulunduğunu söyledi. Önder şu ifadeleri kullandı:


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

 

“MYK toplantısı yapıldığı esnada ben o gün boyunca ve ertesi gün sabaha kadar İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın makamında bulunmaktaydım. O dönemdeki İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammet Dervişoğlu’na sorulması halinde, olayların engellenmesine yönelik heyet halindeki çalışmalarımız hakkında bilgi verebileceklerini değerlendirmekteyim.”

“ALA, KOBANİ BENİ AŞAR” DEDİ

Önder ifadesinde, Kobani olaylarına ilişkin İmralı tarafından yapılacak bir açıklamanın uygun olacağı söylediği dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, “Konu beni aşar” dediğini açıkladı. Önder, “Biz de o dönemki Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yalçın Akdoğan’ın huzurunda görüştük” dedi.

DOLMABAHÇE MUTABAKATI

PKK’yle yıllardır devam eden silahlı çatışmaların sona ermesi ve silah bırakılması için AKP hükümeti tarafından başlatılan Çözüm Süreci sırasında, 7 Haziran seçimlerinden yaklaşık 3 ay önce, 28 Şubat 2015 tarihinde, AK Partili ve HDP’li isimlerin katılımıyla 10 maddelik ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ açıklandı.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

 

Toplantıya o dönem AK Parti Grup Başkanvekili olan Mahir Ünal, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan katılırken, HDP’den Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken hazır bulundu. Kamuoyuna toplantının yapıldığı salondan bir fotoğraf verildi. Mutabakata göre Abdullah Öcalan 10 gün içinde açıklama yapacaktı. Açıklamada Öcalan, PKK’yi olağanüstü kongreye çağırarak silah bırakma yönünde karar almasını isteyecekti.

SURUÇ KATLİAMI, CEYLANPINAR’DA POLİSLERİN ÖLDÜRÜLMESİ VE BİTEN ÇÖZÜM SÜRECİ

Erdoğan’ın 17 Temmuz 2015 tarihinde “Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığı”nı söylemesinin ardından 20 Temmuz 2015’te IŞİD’in, Urfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi’ndeki gençlere dönük canlı bomba saldırısından iki gün sonra, 22 Temmuz’da Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis öldürüldü ve devlet yetkilileri bu olayın “çözüm sürecini bitirdiğini” bildirdi.

Dolmabahçe Mutabakatı açıklanırken, 2015

Çözüm sürecinin rafa kaldırıldığının beyan edilmesinin ardından Kürtlerin yaşadıkları kentlere askerî operasyonlar düzenlendi ve 16 Ağustos 2015 tarihinde sokağa çıkma yasakları başlatıldı. Hızla ilerleyen çatışmalı süreçte, IŞİD’in gerçekleştirildiği Suruç Katliamı, 10 Ekim günü katliamıyla devam etti.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

d Dolmabahçe Mutabakatı, Diyarbakır ve Kobani Olayları: Efkan Ala’nın kritik geçmişi

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre, 15 Ağustos 2015 ile 26 Haziran 2016 tarihleri arasında uygulanan sokağa çıkma yasaklarında boyunca bin 425 insan hayatını kaybetti, 2 bin 583 insan yaralandı. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’ydı.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ

15 Temmuz 2016’da darbe girişimi gerçekleştirildi. Ancak darbe girişimi öncesinde MİT’e giderek ihbarda bulunan Binbaşı O.K’nin 11 Ağustos 2016 tarihinde savcılığa ifade verdiği ortaya çıktı. Bugüne kadar hazırlanan 30’a yakın darbe girişimi iddianamesine konulmayan ve sır gibi saklanan ifadede Binbaşı O.K, 14.20’de MİT’e gittiğini belirterek “14.30’da gelen 2 kişiye ‘Bir helikopter Hakan Fidan’ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum’ dediği öğrenildi.

OHAL, İSTİFA VE SOYLU

Ala, 15 Temmuz’un ardından 20 Temmuz 2016 günü ilan edilen Olağanüstü Hal’in (OHAL) birkaç hafta sonrasında 31 Ağustos 2016 tarihinde yaklaşık üç yıldır sürdürdüğü İçişleri Bakanı görevinden istifa etti. Bazı kaynaklar PKK ve (IŞİD) eylemlerinin artması, sokağa çıkma yasakları ve darbe girişiminde pasif kalması iddiasıyla istifasını Erdoğan’ın istediğini öne sürdü. Ala’nın görevden ayrılmasında döneminin Başbakanı Binali Yıldırım ile yaşadığı anlaşmazlık da etkili olmuştu.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram