Türk-İş verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 517, yoksulluk sınırının ise 8 bin 197 lira olduğu bir ortamda asgari ücret 2 bin 324 liradan 2 bin 825 liraya yükseltildi. Çeşitli illerde eylem yapan DİSK, "Bu ülkenin işçisini, emekçisini sefalet ücretiyle açlığa mahkum ettiniz" dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), hükümetin 2021 yılı için açıkladığı asgari ücreti, ‘sefalet ücreti’ olarak nitelendirdi, başta İstanbul, İzmir ve Mersin olmak üzere çeşitli illerde asgari ücret protesto edildi.
Bu ülkenin işçisini emekçisini #SefaletÜcreti ile açlığa mahkum ettiniz.
Ama bilin ki bu dava burada bitmez
Bu hesap burada bitmez! pic.twitter.com/XUWSwAwTi5— Arzu A. Çerkezoğlu (@ArzuCerkezoglu) December 28, 2020
Türk-İş’in Kasım 2020 ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 517, yoksulluk sınırının ise 8 bin 197 liraya yükseldiği bir ortamda asgari ücret 2 bin 324 liradan 2825 liraya yükseltildi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘İŞÇİYİ, EMEKÇİYİ SEFALET ÜCRETİYLE AÇLIĞA MAHKUM ETTİNİZ”
İşçi kesiminin kabul etmemesi nedeniyle hükümet ve işveren kesimi TİSK’in uzlaşısıyla açıklanan asgari ücrete “Bu ülkenin işçisini, emekçisini sefalet ücretiyle açlığa mahkum ettiniz” diyen DİSK, asgari ücretin vergiden muaf olması ve insan onuruna yaraşır bir düzeye çıkarılması talebini tekrarladı.
KADIKÖY’DE EYLEM
İstanbul Kadıköy’de CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun da katıldığı protesto eyleminde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, açıklanan rakamla işçilerin, emekçilerin açlığa mahkum edildiğini söyledi.
İnsan onuruna yaraşır bir asgari ücret için mücadele yürüttüklerini vurgulayan Çerkezoğlu, buna karşılık iktidarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun son toplantısını apar topar yaptığını anlattı.
‘MÜCADELEMİZ SÜRECEK’
Çerkezoğlu konuşmasında özetle şunları söyledi: “Hükümet ve işverenin milyonlar hakkında masa başında karar verdiği bir düzenleme olamaz. Asgari ücretin giderek düştüğü bir ortamda mücadelemiz evimize ekmek götürme, çocuklarımızın geleceği ve memleket mücadelesine dönüyor. Bu nedenle ürettiğimiz emeğin değerinin hakça paylaşıldığı bir dünya olana dek mücadelemiz sürecek.”
