Dışişleri Bakanlığı'nın kınadığı Berlin Mevlana Camii'nde düzenlenen polis baskınında; cami ve bazı dükkanlarda arama yapıldığı belirtilirken, bilgisayar, sabit disk ve dosyalara el konuldu.
Almanya’nın başkenti Berlin’de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg’deki bir camiye koronavirüs yardımlarında usulsüzlük yapıldığı şüphesiyle polis baskını düzenlendi.
Dışişleri Bakanlığı’nın kınadığı Mevlana Camii’nde düzenlenen polis baskınında; cami ve bazı dükkanlarda arama yapıldığı belirtilirken, bilgisayar, sabit disk ve dosyalara el konuldu.
250 POLİS KATILDI
Ayrıca aramalarda 7 bin euro nakit paraya da el konulurken, savcılık tarafından Twitter’da yapılan açıklamada altı farklı noktada arama yapıldığı belirtildi.
250 polis memurunun katıldığı arama ile ilgili Savcılık açıklamasında, usulsüz olarak 70 bin euro para toplandığı ve yardım paralarının bir caminin hesabına aktarıldığını öne sürülürken, soruşturmanın genişletileceği kaydedildi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN KINAMA AÇIKLAMASI
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Berlin’deki en eski ve merkezi camilerden biri olan Mevlana Camii’ne polis tarafından yapılan baskını şiddetle kınıyoruz. Bu çirkin eylemle ibadet yerlerinin kutsallığına gösterilmesi gereken hassasiyet hiçe sayılmıştır.
Cemaatin sabah namazı için toplandığı sırada mali konuda yürütülen bir soruşturma gerekçe gösterilerek, çok sayıda polisle camiye baskın yapılması asla kabul edilemez. Polislerin baskın bahanesiyle cami içinde botlarıyla dolaşmaları ve ibadethaneyi kirletmeleri hiçbir şekilde mazur görülemez” denildi.
‘İZAHI MÜMKÜN OLMAYAN BİR HAKARETTİR’
Eylemin Almanya’nın başkentinde gerçekleşmesinin de manidar olduğu belirtilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Bu çirkin eylemin ifade ve inanç özgürlüğü konusunda ders vermeye kalkan bir ülkenin başkentinde gerçekleştirilmesi ise ayrıca düşündürücüdür. Bu baskın sadece Mevlana Camii’ndeki cemaate karşı değil, aynı zamanda, Müslüman topluma karşı yapılmış, izahı mümkün olmayan bir harekettir. Ayrıca, Almanya’da sayıları 5 milyona yaklaşan Müslüman toplumunun maruz kaldığı ön yargılı, ayrımcı ve orantısız muamelenin yeni bir örneğidir. Müslümanların daha fazla dışlanmadan ve ötekileştirilmeden Almanya’nın ayrılmaz bir parçası oldukları gerçeğini Alman makamlarının idrak etmeleri gerekir.”
