Belgeler, üst düzey hükümet liderlerinin Uygur Müslümanlara yönelik olarak toplama kampları kurulması, zorunlu çalıştırılması ve kısırlaştırılması gibi baskıcı uygulamaların talimatını doğrudan verdiğini kanıtlıyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping
Çin devletine ait uluslararası basına sızan “çok gizli” ibareli belgelere göre, Uygur Müslümanlarına yönelik baskılar doğrudan Çin liderliği tarafından verilen açık talimatlar üzerine gerçekleşti.
Belgeler “Uygur Tribunal” adlı İngiltere’de Uygurlara yönelik hak ihlallerini araştırmak üzüre kurulmuş bağımsız halk mahkemesinin eline geçti. Mahkeme, alanında uzman üç akademisyenden – Dr. Adrian Zenz, David Tobin ve James Millward – belgelerin doğrulanmasını talep etti. Adıgeçen uzmanlar belgelerin gerçek olduğunu teyit etti.
“Sincan Belgeleri” olarak adlandırılan dökümanlar, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Başbakan Li Keqiang da dahil olmak üzere Çin Komünist Partisi (ÇKP) liderlerinin başta Uygurlar olmak üzere diğer Müslüman azınlıkları doğrudan hedef alan politikalara yol açan talimatlar verdiğini ortaya koyuyor.
Bahse konu uygulamalar arasında, toplu kısırlaştırmalar, zorla asimilasyon, “yeniden eğitim” adı altında toplama kamplarına alma ve gözaltına alınan Uygurların fabrikalarda çalışmaya zorlanması bulunuyor. Çin hükümeti ayrıca Uygurları Sincan’da pamuk toplamaları için görevlendirerek zorla çalıştırdı. Çin’in nüfuslarının azalmasını sağlamak için Uygur kadınlarını kitlesel olarak kısırlaştırdığı, çocukları ailelerinden ayırdığı ve Müslüman azınlığın kültürel geleneklerini yok etmeye çalıştığına dair raporlar bulunuyor.
Dr Zenz konuya ilişkin analizinde, belgelerin Uygurlara yönelik zulümlerde Çin üst düzey yetkililerinin rolünün “önceden anlaşıldığından çok daha kapsamlı, ayrıntılı ve önemli” olduğunu gösterdiğini yazdı. ABD, Kanada ve Hollanda da dahil olmak üzere birçok ülke Çin’i soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekle suçladı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Çin, Sincan’daki baskının terörizmi önlemek ve İslamcı aşırıcılığın kökünü kazımak için gerekli olduğunu ve kampların mahkumları terörle mücadelede “yeniden eğitmek” için etkili bir araç olduğunu söyleyerek bu iddiaları şiddetle reddediyor.
