Cezaevlerindeki çocukları bir de Ayşe Öğretmen’den dinleyin

Zafer YILMAZ 12 Şubat 2020 GÜNDEM

ANKARA – Türkiye’nin ‘Ayşe Öğretmen’ olarak tanıdığı Ayşe Çelik, televizyon programında “çocuklar ölmesin” dediği için hakkında açılan dava neticesinde hapse mahkum edilmiş, kızıyla beraber bir süre cezaevinde kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararıyla serbest bırakılmıştı. İnsan Hakları savunucusu HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dün gece ÖFGTV’de gerçekleştirdiği yayına katılan Ayşe Öğretmen, cezaevi günlerini anlattı: Çocukların ne şartlarda büyüdüklerini, annelerin çaresizliğini ve başından geçen ilginç detayları…

Şu anda 2,5 yaşında olan kızı Deran’la birlikte cezaevinde geçirdiği günlerde çocukların yaşadıklarına değinen Ayşe Öğretmen, “Çocuklar avludan geri dönerken annelerini yumrukluyorlardı girmek istemiyoruz dışarıya çıkalım diyorlardı. Bir şey yapamayan anneler oturup ağlıyorlardı. Dışarıdan gelen bir çocuk annesinin saçını çekiyordu anneannesini istiyordu cezaevine girmek istemiyordu” ifadelerini kullandı. Çocukların sağlıklı gelişimi için anne ve babası ile vakit geçirmesi gerektiğini kaydeden Ayşe Öğretmen, güven duygusunun ancak bu şekilde gelişebileceğini aktardı.

Cezaevi şartlarının yetişkinler için zorken çocuklar için çok daha zor olduğunu kaydeden Ayşe Öğretmen, “Yetkililere özellikle kadın siyasetçilere sesleniyorum empati kurmalarını istiyorum. Ben cezaevlerini cehennem olarak niteliyorum. Bu çocukların hiçbir suçu yok. Bütün samimiyetimle söylüyorum yazık ediliyor. Çocukların belirli bir yaşa gelene kadar ya infaz ertelenmesini talep ediyorum! Annelerin tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum” dedi.

Çocuğuyla birlikte cezaevine girip ‘cezaevinde çocuklu anne gerçeği’ni bizzat yaşayan Ayşe Öğretmen’in anlattıklarından satırbaşları şöyle:

– 2018’de 12 kişilik koğuşta 33 kadın 9 çocuk kaldık. 2019 yılında tekrar girdiğimde aynı 12 kişilik koğuşta 42 kadın 8 çocuk vardı. Bu çocukların çoğu bebekti.

– Çöp kovalarını kullanarak kadınlar banyo yapıyor, çocukları da kovalarda yıkıyorlardı.

“KAPI AÇILDIĞINDA KANAT TAKILMIŞ GİBİ UÇAN” ÇOCUKLAR…

– Kapı açılır açılmaz çocuklar kendilerini avluya atıyorlardı. Ben hiç oyuncakla oynayan çocuklar görmedim. Ben çocukların elinde boya kalemleri ve boya kitapları görmedim. Oyuncakları cezaevine sokmadılar, bir top, sandalye, 2 tane de traktör kasası oyuncak içeri sokulabildi. Çocuklar avludan geri dönerken annelerini yumrukluyorlardı girmek istemiyoruz dışarıya çıkalım diyorlardı. Bir şey yapamayan anneler oturup ağlıyorlardı. Dışarıdan gelen bir çocuk annesinin saçını çekiyordu anneannesini istiyordu cezaevine girmek istemiyordu. Kapı açıldığında çocukları görmeniz lazım kanat takılmış gibi uçuyorlardı.

– Çocuklar koşarlarken birilerine çarpınca Cezaevindeki kadınlar azarlarlardı, annelerine kızarlardı. Cezaevinde çocuk hasta olurdu gece ağlardı diğer kadınlar bağırırlardı. ‘Gelirsem çocuğunu döverim’ diyorlardı. O kadına kızan anneler çocuklarını dövüyordu. Bu durumları görünce Deran’ı dışarı babasına verdim.

BETON ZEMİNDE EMEKLEYEN BEBEKLER…

– Kadınlar çıplak merdivenlerde çocuk bezlerini değiştirmek zorunda kalıyorlardı. Zemin beton çocuk emeklemeye çalıştığında düşmeler oluyor betona çakılıyor çocuklar. Kenar korumaları olmadığı için çocuklar düşüyordu.

– Çocuklara ayrı bir yatak verilmiyor. Çocukların yatacak bile yerleri yoktu. Bebekler mama, bez verilirdi. Bir kadın mama istedi memur şimdi mi söylenir dedi ve bir mama getirdi. Anne ‘ama bu numara değil bebeğim için’ deyince ‘bunu bulduğuna şükret’ dedi.

– Çocuklarla beraber oynayan insanları anlamaya çalışan infaz koruma memurları da vardı ben onlara Melek diyorum. Bunun yanında hakaret eden rencide edenler de vardı.

– Emziren kadınların stresten uzak durması gerekiyor ama cezaevi tamamen stres bir yer. Ben sütümün kesilmesinden çok korkuyordum.

– Mahkum çocuğu diye kreşlerde dışlandıklarını biliyorum. Çocuklar bezleri dolu geliyorlardı. Çocuklar kötü muamele gördükleri için gitmek istemiyorlardı!

“ÇOCUĞUM GÜVENİNİ YİTİRDİ, BENİ REDDETTİ ”

– Her çocuk bireysel farklılıklar sebebiyle bu yaşadıkları durum farklı sorunlara sebep olabiliyor. Deran çıktığımızda bana olan güvenini yitirmişti. Beni reddediyordu! Emzirmeye çalıştım ancak almak istemedi! İki hafta kadar cezaevi sonrası çok uğraştık! Çocuğumu doktora götürdüğümde Otizm olduğunu söylediğinde canımdan can gitmişti. Dünya başıma yıkılmıştı.

– Annen geldi kızım diye yanına yaklaşırken yüzüme tokat atıp uzaklaştı. Beni istemedi beni reddetti aramızdaki bağ kopmuştu. Onun tedavisi ile ilgilenmem gerekiyordu. Arkadaşlarımızın tavsiyesi sonrası bir doktora gittim. Doktor kızımın Otizmli olmadığını yaşadığı şeylerden dolayı beni suçladığı için tepkili olduğunu söyledi. Yani işte bu şekilde çocuklar büyük travmalar yaşıyorlar.

“KADIN SİYASETÇİLER EMPATİ KURSUN”

– Yetkililere özellikle kadın siyasetçilere sesleniyorum empati kurmalarını istiyorum. Ben cezaevlerini cehennem olarak niteliyorum. Bu çocukların hiçbir suçu yok. Bütün samimiyetimle söylüyorum yazık ediliyor. Çocukların belirli bir yaşa gelene kadar ya infaz ertelenmesini talep ediyorum! Annelerin tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum.

– İnsanlar dışlanmamalı. İnsanlar farklı iftiralara maruz kalabilir. Onları teröristlikle suçlamak çok yanlış. Kimse kendi başına gelmeyeceğini düşünmesinler! Ben artık işimi yapamıyorum. Benimle görüşmek isteyen insanlar yaşadıklarımızdan sonra bizimle görüşmek istemediler! Kızımın oynayacağı kimse kalmamıştı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com