Ergenekon davalarında avukatlık yapan Celal Ülgen Ahmet Altan ve Mehmet Baransu için, "Adı Ahmet olur, Mehmet olur ben suçsuz olan, suçu kanıtlanamayan kimsenin adaletsizliğe uğramasını doğru bulmam" dedi.
Avukat Celal Ülgen, Oda TV’ye daha öncede operasyonlar yapıldığını ancak o dönemde hukuk olmasa bile kılıfına uydurulmaya çalışıldığını, bugün ise öyle bir ihtiyaç bile duyulmadığını söyledi.
Gazete Davul’dan Arzu Yıldız’a konuşan Ülger TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan “Çoklu Baro Sistemini” ve tutuklu gazeteciler ile ilgili konuştu.
Ergenekon davasında yargılananların avukatlığını yapan Celal Ülgen, o davada yargılananların eleştirdiği Ahmet Altan ve Mehmet Baransu ile MİT şehidi davasında tutuklanan Oda TV çalışanları Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu gibi isimler üzerinden gazetecilerin tutuklanmasına ve Oda TV’ye yapılan operasyonlara değindi.
Ülger, “Elma ile armutu karıştırmamak lazım. O zaman yanlış yaptıklarını söylediğimiz için bugün adaleti talep etmekten, istemekten geri durmayacağız. Adı Ahmet olur, Mehmet olur ben suçsuz olan, suçu kanıtlanamayan kimsenin adaletsizliğe uğramasını doğru bulmam. Bu geçmişte de öyleydi. Çok söyledik. Her zaman adaletin yanında yer aldım ve yer almaya da devam edeceğim.
“Bu dönem Oda TV’ye yapılan haksızlıklar, o dönemde ‘Fetö’ ile mücadele ederken yapılanlardan çok daha fazla. Onlar da delil bulamadığında delil üretiyordu. Tahliye edilirse savcı itiraz ediyor, itiraz üzerine üretilmiş delilin delil olduğunu söyleyerek itiraz ediyor, kişi yeniden tutuklanıyordu. Hukuk yoksa da onlar kılıfına uyduruyordu. Bunlar bugün ona da ihtiyaç duymuyorlar.”
Ülger TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan “Çoklu Baro Sistemini” için ise “Türkiye’de tek adam rejimi uygulanmakta, ama bu tek adam rejimi çoklu baro sistemini düzenlemesini istiyor” dedi.
Celal Ülgen, sözlerini şöyle sürdürdü, “Barolara yapılan yasa değişikliğini siyasi iktidar yasa değişikliği ile aynı şekilde siyasi seçimler için yapsın, en çok oyu alan Cumhurbaşkanı, diğer oyları alanlar ya da imza sayısına ulaşanlar da bakan atamasını yapsın. Bunla ne farkı var. Hiç bir fark yok. Adaletsizliği getiriyorlar. İktidarın sarı baroları kuruluyor. Nasıl ki sarı sendikaları varsa şimdi de sarı baroları olacak. İktidar destekçisi kurulacak. Mesela şöyle düşünelim; Devlete karşı işlenen suçlarda, hangi barodan avukat görevlendirilecek, talep nereden olacak. Burada adaletsizlik ortaya çıkıyor. Savunmaya yönelik müdahale oluyor. Bundan adalet bekleyemeyiz.”
