Çalışmak iyileştirir mi?

Aylaklık kötü bir şey midir? Salt çalışmayı bir erdem saymak ne kadar doğru? Çalışkanlığa her koşulda değer atfetmemek gerektiğini söyleyen Bertrand Russell’a kulak verirsek, “çalıyorlar ama çalışıyorlar” sözündeki ahlaki çıkmazı daha iyi anlarız.

CAN BAHADIR YÜCE 09 Mayıs 2021 YAZARLAR

Mayıs geldi mi hep o dizeyi anımsarım: Bahar mevsimidir kim bakar risalelere. Divan şairinin ustalıkla sezdirdiği gibi, baharın daveti kışkırtıcıdır; insanı masadan kalkmaya, çiçek açmış ağaçlara, uyanmış toprak kokusuna, aylaklığa çağırır. Orhan Veli bu duyuştan bütün bir poetika üretmişti.

Aylaklık kötü bir şey midir?

Edebiyatta aylaklığa övgü düzenlerle (çoğunlukla şairler) çalışkanlığı yüceltenler (çoğunlukla nasirler) arasında görünmez bir ayrım var. Şairlerin düş gücünü kamçılayan aylaklığı sevmesi, romancıların çalışkanlığı benimsemesi bizi şaşırtmaz. Gelgelelim, ‘eser’e bakarak kimin haklı olduğuna karar vermek kolay değil.

Edebiyat tarihinin en çalışkanlarından Balzac amaçsız aylaklığın insanı solduracağını düşünür, düzenli çalışmayı hayatın ve sanatın yasası sayarmış. (“Bugün 20 saat çalıştım, yarın ve öbür gün 22’şer saat çalışmam gerekecek.”) 51 yıllık yaşamına yüze yakın yapıt sığdırmış bir romancının böyle düşünmesinde tuhaflık yok. Ama, diyelim, Nietzsche’nin aylaklığı ve yavaşlığı bilginin esası sayması kimilerini şaşırtabilir: Yola çok erken koyulmuş, 23 yaşında profesör olmuş bir düşünürden bahsediyoruz. Hep hızlı gitmiş filozofun aklının iplerini çözdükten sonra atlara sarılıp ağlayışını yavaşlık metaforuyla birlikte düşünmek ürpertici…

Çalışmanın her şeyi iyileştirdiğini (Colette), aslında bir merhamet olduğunu (Lawrence) söyleyenler kendileri adına konuşmuşlar. Karen Blixen (Isak Dinesen) de bir ‘çare’ olarak çalışmayı ilk sıraya koyar: “Tuzlu su her şeyi iyileştirir: Ter, gözyaşı ya da deniz…” Çalışma eylemini bir toplumu anlama aracı sayansa Tanpınar’dı: Bir yerde “arı biziz bal bizdedir” dizesini “toprağımızın hakikati” diye tanımlar. Tanpınar’ın her zamanki genelleme yapma merakıyla çalışkanlığı bu coğrafyanın hakikati sayması bana biraz zorlama görünüyor. 

Şairlerin, yazarların çalışma alışkanlıkları üzerine sayısız anekdot sıralanabilir ama çok az yazar çalışmayı Anthony Trollope gibi sadakatle bir yaşam biçimine dönüştürebilmiştir. 35 yıllık yazı hayatına 47 roman sığdıran (çoğu tuğla kitaplar) Trollope’a göre yazarın tarifi şudur: “Her sabah masasına oturan kişi.” Her gün beş buçukta kalkıp gündoğumunu masada, elinde kalemle karşılayan Trollope saati önüne koyar, posta idaresindeki işine gitmeden önce günlük hedefini tamamlayabilmek için her 15 dakikada 250 sözcük yazma ilkesine bağlı kalmaya çalışırmış. (“Birkaç gün aylaklık yapsam, kaybettiğim vakitler karşıma geçip hızlanmamı söylüyor bana.”) Çalışmayı bir yaşam biçimine dönüştürmek biraz da eğitim meselesi: Nabokov her gün kalemi eline alıp yazmaya başladığında henüz 15 yaşındaydı. Göçebe hayatında her koşulda (küçük odalarda, konuk olduğu evlerde, otellerde, yatakta, küvette, sabah ya da gece) yazabilmesini bu disipline borçluydu. 

Peki, salt çalışmayı bir erdem saymak ne kadar doğru? Çalışkanlığa her koşulda değer atfetmemek gerektiğini söyleyen Bertrand Russell’a kulak verirsek, “çalıyorlar ama çalışıyorlar” sözündeki ahlaki çıkmazın ne olduğunu daha iyi anlarız. Kaldı ki, bedenen çalışmanın faşist ideolojiler elinde nasıl ürkütücü hale geldiğini biliyoruz. Auschwitz’in giriş kapısındaki yazı bunu simgeleştirmişti: “Arbeit Macht Frei” (çalışmak özgürleştirir).

Öte tarafta aylaklığın şairane bir çekiciliği var. Sait Faik’in avare kahramanlarını sevmemek, Attilâ İlhan’ın şahane serserisinin peşi sıra gitmemek, Benjamin’in flâneur’üne imrenmemek zordur. Robert Louis Stevenson daha ileri gitmiş, “Aylaklığa Övgü” denemesinde aylaklığı güçlü bir kişiliğin belirtisi diye tarif etmişti. Stevenson’a göre aşırı çalışmak eksik bir yaşamın belirtisiydi. (Define Adası’nı elbette böyle düşünen biri yazabilirdi.)

İlkyaz baş döndürücü, aylaklık güzel… Ama belki de Çehov’un oyun kişisi haklıdır: Bizi çalışmak kurtarır. 

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com