Devlette olağanüstü bir hızla yükselen Kartal İmam Hatiplilerin 'ballı' maaşları dahil, tüm dağıtılanların yüzde 20’si bir havuzda toplanıyor. Oradan da nereye gittiği malum...
Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri bir piyes provasında...
Yakın zamana kadar Türkiye’de siyasi, bürokratik ve kültürel iktidara Robert Koleji, Galatasaray, Kabataş Erkek Lisesi, Darüşşafaka ya da Saint Benoit gibi okullardan mezun olanlar damga vururdu. Bu okullardan mezun olmak bir itibar nedeniydi. Özel üniversiteler bu okulların mezunlarını kadrolarına katmak için mücadele verirdi. Uzun süre devam etti bu gelenek. Bu okullar mezunları arasından başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, büyükelçiler, vali ve kaymakamlar çıkardı.
Ancak ilerleyen yıllarda kamu ve özel sektörde yükselmenin kriterleri bir hayli değişti. Liyakat ve eğitimin yerini, önceki dönemlerle kıyaslanmayacak kadar siyasilere ve yakınlarına olan yakınlık aldı. Bu süreçte bir okul yıldız gibi parladı ve kamu ve özel işletmelerde üst düzey yönetimlere gelmenin neredeyse ön şartı oldu. Evet, Kartal İmam Hatip Lisesi’nden söz ediyorum.
Aslında Kartal İmam Hatip’in muadilleri imam-hatiplerden pek farkı yok. Normal bir imam hatip lisesi. Ama Kartal İmam Hatip’i farklı kılan çok önemli bir ayrıcalığı var: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan bu okuldan mezun. Bu mezuniyet Bilal Erdoğan’dan çok okul arkadaşlarına yaradı desek yanlış olmaz. Çünkü Bilal Erdoğan mezun olduktan sonra üniversiteyi kazanamadı ve soluğu Amerika’da aldı. Diğer kardeşleri gibi Amerikan üniversitelerinde okudu. Tabii kazandığı burs filan da yoktu. Paralı okudu. Döndükten sonra da ilk işi sınıf arkadaşlarını yüksek maaşlarla devlet kadrolarına getirmek oldu. Türk Hava Yolları’ndan TRT’ye, Anadolu Ajansı’ndan Türkiye Varlık Fonu’na kadar onlarca kurum ve şirketin tepe yöneticisi Bilal Erdoğan’ın sınıf arkadaşı.
Yakından bakalım. En dikkat çekici olanı şüphesiz THY Genel Müdürü Mehmet İlker Aycı. Sonra Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut. Skandallarıyla ünlü olan -hani şu eşi hanımefendi yürümek zorunda kalmasın diye uçağın yanaşacağı kapıyı değiştiren danışman- THY Basın Müşaviri Yahya Üstün. Sonra Reklam Müdürü Rafet Fatih Özgür. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren. Ve daha yeni Anadolu Ajansı’na genel müdür olarak atanan Serdar Karagöz. Ajansın önceki genel müdürü Şenol Kazancı da Erdoğan’ın yakın arkadaşıydı ve aynı liseden mezundu. Kartal İmam Hatip’ten…
Tabii ki bununla bitmiyor. Bu kurumlardaki orta ve alt kadrolardaki yöneticilerin çoğunluğu da Kartal İmam Hatip’ten. Bir gizli bir el bu okuldan mezun olmuş gençleri -ki artık genç de sayılmazlar ama- keşfediyor, KPSS şartı da aranmaksızın doğrudan kadroya dahil ediyor. Ardından da ballı maaşlar başlıyor. Kartal İmam Hatip mezunları o kadar değerli ki, bulundukları kurumda görev yapmaları yetmiyor. Farklı kurumlarda yönetim kurullarına da adlarını yazdırıyorlar. Sonuç, onlar açısında aylık 100 bin TL’lere ulaşan maaşlar.
Güncel bir örnek üzerinden anlatalım. Kartal İmam Hatip mezunlarından Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Yahya Üstün işi o kadar ilerletmiş ki, THY dışındaki 40 farklı şirketin yönetim kurulu üyeliğine de adını yazdırmış. Neticesi malum. Son olarak THY’nin Aydın Çıldır Havalimanı’nda kurulu THY Uçuş Eğitim ve Havalimanı İşletme AŞ’de de yönetim kurulu üyesi. Havuzda kural açık ve net. Gelen maaş ve anlaşmaların yüzde 20’si bir havuzda toplanıyor. Oradan da nereye gittiği malum: Tabii ki, “Müslüman kardeşlerimizin” dertleri ve ihtiyaçları için (!) kullanılıyor.
Sonra siz lüks araçta pudra şekeri çeken Kürşat Ayvatoğlu’nu dert ediyorsunuz. AKP rejimine göre onlar “iş yapan, fikirleri olan gayretli çocuklar.” Onları dert etmeyen İslamcılar Kartal İmam Hatiplilerin yükselişini mi dert edecek?
