Bilim insanlarından ‘küresel felaket’ uyarısı: Trump’ın kazanması iklim krizini nasıl etkiler?

3 Kasım'da yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin iklim kriziyle küresel mücadelenin kaderini belirleyeceğini söyleyen bilim insanları, Trump'ın kazanması durumunda dünyanın bir felaketle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

KRONOS 20 Ekim 2020 DÜNYA

ABD başkanlık seçimleri 3 Kasım’da yapılacak. Ülkede şu anki gündemlerden biri iklim kriziyle küresel mücadele. Peki başkanlık seçimleri iklim kriziyle mücadeleyi nasıl değiştirebilir?

Uzmanlara göre, ABD’nin yeni başkanı tehlikeli bir hızla derinleşen iklim kriziyle mücadelenin kaderini belirleyici bir rol oynayabilir.

Bilim insanları mevcut başkan Donald Trump’ın yeniden seçilmesinin küresel ısınmayı kontrol altına almayı “imkansız” hale getireceğini belirtiyor.

BİLİM İNSANLARI ENDİŞELİ

Bilim insanları, Trump’ın dört yıl daha iktidarda olmasının, petrol ve doğal gaz alt yapısını, çevrecilerin arzuladığı gibi aşamalı olarak azaltmak yerine, tam tersine güvence altına alarak ve güçlendirerek, onlarca yıl daha fosil yakıt kullanılmasını garantileyeceğinden endişe ediyor.

Ancak mevcut aday Joe Biden’ın iklim planının, küresel ısınmayla dünya çapında mücadeleye bir şans verebileceğini düşünüyorlar.

TRUMP PARİS SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMİŞTİ

İklim değişikliğini kontrol altına almak amacıyla varılan uluslararası Paris İklim Sözleşmesi’nden çekilen Trump yönetimi, etkin fosil enerji üretiminin önünde engel olarak gördüğü şeyleri kaldırmak istedi ve bir kısmını başardı.

New York’taki Columbia Üniversitesi’nden uzmanlar, son üç yıl içinde Trump yönetiminin çevre ile ilgili yasal düzenlemelerde tüm 160 önemli geri adım attığını ortaya çıkardı.

ABD’nin batı eyaletlerinde de son yılların en büyük yangınları yaşandı. Bilim insanı bu yangınların da iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu belirtiyor.

“TRUMP, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KÖTÜ BİR ŞEY OLDUĞUNA İNANMIYOR”

BBC Türkçe’de yer alan habere göre, New York’taki Columbia Üniversitesi’nden Profesör Michael Gerrard “Trump çevre koruyucu önlemlerin faydasız masraflardan ibaret olduğuna inanıyor” diyor.

Gerrard, “Antropojenik (insan faaliyetlerinden kaynaklanan) iklim değişikliği diye bir şey olduğuna, ya da en azından bunun kötü bir şey olduğuna inanmıyor. Sadece iklimle ilgili olanlar değil, çalışma yasaları, iş yeri kuralları dahil her türlü kural kaldırılırsa bunun daha çok istihdam yaratacağına inanıyor” diye ekliyor.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Bilim insanlarından ‘küresel felaket’ uyarısı: Trump’ın kazanması iklim krizini nasıl etkiler?

d Bilim insanlarından ‘küresel felaket’ uyarısı: Trump’ın kazanması iklim krizini nasıl etkiler?

 

“YÖNETİMİ BİLİMİ REDDEDİYOR”

Federal Çevre Koruma Kurumu’nun eski başkanı ve şu anda Action Fund adlı kuruluşun yöneticisi olan Gina McCarthy “Trump yönetimi bilimi reddetmek ve bilim insanlarını itibarsızlaştırmak için elinden gelen her şeyi yaptı. “İnsanları, gördükleri, hissettikleri ve tadını aldıkları şeylerin gerçekte olmadığına ikna etmek için gerçekten insani olarak mümkün olan her şeyi yaptılar” diyor.

ÇEVRE MEVZUATI

Trump’ın destekçileri fosil yakıtlara verdiği güçlü desteğin büyük başarı sağladığını düşünüyor. Kayaların parçalanması yoluyla petrol ve doğal gaz çıkarma tekniği olan ‘hidrolik kırılma’nın kullanılmaya başlanmasıyla ABD geçen yıl kısa bir süre dünyanın en büyük petrol ihracatçısı haline geldi.

Ancak kömür madenciliği gerilemeye devam etti ve ülkedeki maden işçilerinin sayısı Trump’ın seçildiği günden bu yana 5 bin azaldı.

PARİS SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMENİN ETKİSİ

Sözleşmeden çekilmek ABD’nin artık iklim değişikliği konusundaki uluslararası uzlaşmanın bir parçası olmadığını net olarak gösterdi.

Bazı gözlemciler ABD’nin bu kararının, Brezilya ve Suudi Arabistan gibi başka ülkelerin karbon salımlarını azaltma konusunda geri adım atmalarını kolaylaştırdığını söylüyor.

“DÜNYANIN GÖZÜNDE UTAN VERİCİ DURUMA DÜŞTÜK”

Çevre Koruma Kurumu’nun eski başkanı Gina McCarthy “Şu anda halka değil, sadece kendi tabanına ve egosunu nasıl besleyeceğine önem veren bir başkan yüzünden bütün dünyanın gözünde utanç verici bir duruma düştük” diyor.

Şayet Biden kazanırsa Paris İklim Sözleşmesi’nden çekilme kararından geri dönülebilir.

Başkan’ın Paris Sözleşmesi’nden çekilme kararı 4 Kasım tarihi itibarıyla, yani seçimden bir gün sonra geçerli olacak.

TRUMP YENİDEN SEÇİLİRSE

ABD’nin Paris Sözleşmesi’nden çekilmesini onaylayabilir ve Trump muhtemelen fosil yakıt üretimini artıracak yeni adımlar atabilir. Bu durum,küresel ısınma üzerinde ciddi etkiler yaratabilir.

Profesör Michael Gerrard Paris Sözleşmesi’nde küresel iklimde ortalama 1,5 santigratlık bir artışın tehlike eşiği olarak belirlendiğini hatırlatıyor ve “Isınmanın 1,5 derecenin altında tutulması şu an için kolay görünmüyor olabilir ama teorik olarak hala mümkün” diyor.

Bundan iki yıl önce yapılan bir araştırma, küresel ısınmayı bu eşiğin altında tutmanın, 2 derecelik bir artışa kıyasla, insanlık ve doğa açısından çok büyük fark yaratacağı sonucuna vardı.

TRUMP’IN SEÇİLMESİ İKLİM AÇISINDAN FELAKET OLUR

Profesör Gerrard, “Trump yeniden seçilirse, bu eşiğin altında kalınmasının fiziksel olarak imkansız hale geleceği bir noktaya gelineceğini düşünüyorum. Bunu düzeltmek için dört yıl sonraki seçimi beklememiz gerekecek. Fakat o zamana kadar fosil yakıt altyapısı çok daha sağlamlaştırılmış ve geliştirilmiş, ve atmosfere çok fazla sera gazı salınmış olacak. Dolayısıyla iklim açısından Trump’ın seçilmesi gerçekten felaket olur” diyor.

BİDEN’IN FARKI NE?

Joe Biden, ABD enerji sektörünün 2035 yılında karbonsuz enerjiye geçişini sağlayacak bir iklim krizi planı olduğunu söylüyor ve ülkenin 2050 yılında net karbon salımlarını sıfıra indirmesi bekleniyor.

Net karbon salımının sıfıra inmesi demek, sanayi, nakliyat ya da başka sektörlerin atmosfere saldığı karbon gazlarının, örneğin ona eşit salımı emecek yeni ormanlar dikmek gibi yöntemlerle dengelenmesi anlamına geliyor.

Biden, sürdürülebilir enerji kullanılan 1,5 milyon konut ve konut birimi inşasını da hedefliyor. Bu projelerin gerçekleştirilmesinin sadece ABD’nin değil, küresel ısınmayı kontrol altına almaya katkıda bulunacağı için, dünyanın çıkarına olduğunu düşünülüyor.

Demokrat uzman Paul Bledsoe, “Gerçekten de iklim değişikliğinin kontrolden çıkmasını engelleyebilecek ilk seçim bu olacak” diyor.

Bledsoe, “Joe Biden ABD’nin, karbon salımlarını azaltmayan ülkelerin bir tür iklim vergisi ödemesi önerisini destekliyor. Biden’ın uluslararası iklim planı, aslında ülkeye dair diğer planlarından çok daha iddialı. İki aday arasındaki fark bundan daha büyük olamazdı” diye sürdürüyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com