‘Beyaz sandalye’ Münih ve Brüksel’de AP önünde: Yaşam hakkı tehdit altında

Koronavirüs tedbirleri kapsamında özel izinle Avrupa Parlamentosu’nun önündeki Lüksemburg Meydanı’nda bir araya gelen onlarca kişi, KHK'lı polis Mustafa Kabakçıoğlu’nu andı, ölümünü sembolize eden beyaz bir sandalyeye karanfil ve çiçekler koydu. Almanya'nın Münih kentinde de Türkiye'deki hak ihlalleri protesto edildi.

KRONOS 31 Ekim 2020 DÜNYA

Belçika'nın başkenti Brüksel'de cezaevinde beyaz sandalyede ölen Mustafa Kabakçıoğlu anıldı.

Cezaevinde tutulduğu hücrede beyaz bir sandalyede hayatını kaybeden KHK’lı polis memuru Mustafa Kabakçıoğlu, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) meydanında anıldı. Kabakçıoğlu’nun ölümünün Türkiye’de siyasi tutuklu mahkumların yaşadığı hukuksuzlukların sembolü olduğu ifade edilen gösteride, Avrupa Birliği ve ülkeleri ile insan haklarına karşı duyarlı çevrelere Türkiye’deki insan hakları ihlallerini durdurma konusunda harekete geçme çağrısında bulundu.

AP’NİN ÖNÜNDE BEYAZ SANDALYELİ ANMA VE PROTESTO

Korona tedbirleri kapsamında özel izinle Avrupa Parlamentosu’nun önündeki Lüksemburg Meydanı’nda bir araya gelen onlarca kişi, Kabakçıoğlu’nun ölümünü sembolize eden beyaz bir sandalyeye karanfil ve çiçekler koydu. Ellerindeki pankartlarla İngilizce, Fransızca, Felemenkçe ve Türkçe çağrıda bulunan katılımcılar, haksız tutukluluk ve cezaevlerindeki hasta tutukluların uğradığı mağduriyetlerin bir an önce bitirilmesini istedi.

Eylem ve anma programı öncesinde Fransa’daki terör saldırıları kınandı, İzmir depreminde hayatını kaybedenler için başsağlığı, geçmiş olsun mesajları paylaşıldı.

“YAŞAM HAKKI TEHDİT ALTINDA”

Solidarity with OTHERS Derneği’nce organize edilen eylemde, “Mustafa Kabakçıoğlu’nun hikayesi günümüz Türkiye’sinde yanlış ve çürümüş olan her şeyin tam bir örneği oldu: sağlıksız cezaevi koşulları, tedaviye erişim olmaması, yetkililerin ağır ihmal veya kasıtlı suistimallerinin üzerinin sistematik olarak örtülmesi, ve hepsinin üstünde çökmüş bir ceza yargılama sistemi ve hükümetin kendisine tehdit olarak algıladığı insanları yok etmek için yürüttüğü bitmek bilmeyen bu kampanyayı bitirilmesini istiyoruz. Türkiye’deki ölümcül siyasi baskılara son verilmesi ve yaşam hakkı tehdit altında olan siyasi mahkumların ivedilikle tahliye edilmesi çağrısında bulunuyoruz.” çağrısında bulunuldu.

KABAKÇIOĞLU’NUN ÖLÜMÜ ONBİNLERCE MAĞDURUN YAŞADIKLARININ SEMBOLÜ

Polislik görevinden KHK ile ihraç edilen Mustafa Kabakçıoğlu 4 yıldır tutuklu bulunduğu Gümüşhane’deki bir cezaevinde tutulduğu hücrede beyaz bir sandalyenin üstünde 29 Ağustos 2020 tarihinde ölü bulunmuştu. Avrupa Parlamentosu’nun önündeki Lüksemburg Meydanı’nda gerçekleştirilen anma ve duyarlılık eyleminde; ‘Rule of law dead in Turkey” “İnsanlık beyaz bir sandalyede öldü”, “Sadece virüs değil, hukuksuzluk da öldürür”, “Hapishanelerde siyasi mahkumlar, işkenceden, ilaçsızlıktan, tedavisizlikten ve Korona’dan ölüyor”, “İnsanlığa karşı işlenen suçları durdurmak ve bu suçların failleriyle mücadele etmek bütün insanların görevidir”, “94.975 kişi temel hak olan eylemler gerekçe gösterilerek tutuklandı” yazılı afiş ve pankartlar taşındı.

DİNÇER: KABAKÇIOĞLU’NUN BU ŞEKİLDE ÖLÜMÜ ÇÜRÜMÜŞLÜK

Katılımcılar adına İngilizce açıklama yapan Solidarity with OTHERS Derneği Genel Sekreteri Ali Dinçer, sözlerine Fransa’nın Nice (Nis) şehrinde yaşanan terörist saldırıları kınayarak başladı. KHK’lı polis memuru Mustafa Kabakçıoğlu’nun cezaevinde bir beyaz sandalyede ölüme götürülmesinin, Türkiye’deki onbinlerce siyasi mahkumun yaşadığı haksızlıkları sembolleştirdiğini belirten Dinçer, “Mustafa Kabakçıoğlu 29 Ağustos’ta Gümüşhane’deki bir cezaevinin karantina hücresinde ölü bulundu. Cansız bedenini beyaz plastik bir sandalyede otururken gösteren son fotoğrafları vicdan taşıyan herkesi derinden sarstı. Kabakçıoğlu karantina hücresine koronavirüs hastalığının belirtilerini gösterdikten sonra gönderilmişti. Kabakçıoğlu’nun hikayesi günümüz Türkiye’sinde yanlış ve çürümüş olan her şeyin tam bir örneği oldu: sağlıksız cezaevi koşulları, tedaviye erişim olmaması, yetkililerin ağır ihmal veya kasıtlı suiistimallerinin üzerinin sistematik olarak örtülmesi, ve hepsinin üstünde çökmüş bir ceza yargılama sistemi ve hükümetin kendisine tehdit olarak algıladığı insanları yok etmek için yürüttüğü bitmek bilmeyen bir kampanya. Bütün bunların, Avrupa Birliği’nin “aday ülke” ve “yakın bir işbirliği ortağı” olarak tanımladığı bir ülkede yaşanması kabul edilemez” dedi.

‘TERÖRÜN VE RADİKALİZMİN HER TÜRLÜSÜNÜ KINIYORUZ’

Türkçe açıklamayı kamuoyuyla paylaşan Solidarity with OTHERS Derneği gönüllüsü ve öğretmen Zehra Görmüş ise İzmir depremi nedeniyle hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve tüm Türkiye’ye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı. Fransa’daki terör saldırılarına da değinen Görmüş, “Nice (Nis) şehrinde yaşanan terörist saldırıyı kınıyor, her türlü radikalizme ve terör eylemine karşı kurbanların aileleri ve Fransız halkı ile dayanışmamızı ifade ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“AB ADAYI BİR TÜRKİYE’DE BUNLAR NASIL YAŞANABİLİR?”

Avrupa Birliği ile Türkiye ve dünyadaki insan haklarına duyarlı kişi ve ülkelere çağrıda bulunan Görmüş, sözlerini “Mustafa Kabakçıoğlu’nun hikayesi günümüz Türkiye’sinde yanlış ve çürümüş olan her şeyin tam bir örneği oldu: sağlıksız cezaevi koşulları, tedaviye erişim olmaması, yetkililerin ağır ihmal veya kasıtlı suiistimallerinin üzerinin sistematik olarak örtülmesi, ve hepsinin üstünde çökmüş bir ceza yargılama sistemi ve hükümetin kendisine tehdit olarak algıladığı insanları yok etmek için yürüttüğü bitmek bilmeyen bir kampanya. Bütün bunların, Avrupa Birliği’nin “aday ülke” ve “yakın bir işbirliği ortağı” olarak tanımladığı bir ülkede yaşanması kabul edilemez. Bu nedenle, bugün Avrupa Parlamentosu önünden Türkiye’deki ölümcül siyasi baskılara son verilmesi ve yaşam hakkı tehdit altında olan siyasi mahkumların ivedilikle tahliye edilmesi çağrısında bulunuyoruz.” diye tamamladı.

MÜNİH’TE “HUKUKSUZLUĞA DUR DE” EYLEMİ

Öte yandan Münih’te, Bürgeriniative für Menschenwürde, Iniative für Flüchtlinge Augsburg (Mülteci Inisiyatifi) ve Human Rights Defenders e.V., dernekleri Türkiye’deki hak ihlallerini duyurmak için bir protesto eylemi gerçekleştirdi.

Cezaevinde beyaz sandalyede hayatını kaybeden Mustafa Kabakçıoğlu ile birlikte hak ihlaline uğraşan Mustafa Avıalan, Halime Gülsu, Nesrin Gençosman, Ali Boçnak, Muzaffer Özcengiz ve tedavisinde ihmaller yaşanan hasta tutuklular da anıldı.

İstatistiklere göre, Türk ceza infaz kurumlarında 294 bin kişinin olduğu ve bu sayının 150 binden fazlasının KHK ile devletten ihraç edildiği vurgulanan eylemde tüm mahkumların yaşam hakkına ve uluslararası anlaşmalardan doğan statülerine saygı gösterilmesi çağrısında bulunuldu.

Protesto gösterisinde Nice ve Avignon kentlerindeki terör saldırıları da kınandı ve herkesin inançlarını özgürce yaşayabileceği vurgulandı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com