Savaştan sonraki ‘Alman acıları’ yeni müzede belgelenecek

Almanya’nın başkenti Berlin’de, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanların yaşadığı acıları belgeleyen bir müze açılıyor. Müze, eski Alman topraklarından göç etmek zorunda kalan milyonlarca ve yolda hayatını kaybeden yüzbinlerce Alman’ın anısına inşa edildi.

EMİR KORKMAZ 20 Haziran 2021 DÜNYA

Fotoğraflar: Yerinden Edilme, Sınır Dışı Bırakma ve Uzlaşma için Dokümantasyon Merkezi - FB.

II. Dünya Savaşı’nın sonunda Doğu Avrupa’dan kaçmak zorunda kalan Alman sivillerin genellikle sessiz travmalarına adanmış yeni bir müze, onlarca yıl süren hararetli tartışmaların ardından önümüzdeki hafta açılıyor. Belki de kurucularının hassas “dengeleme eylemi” dediği şeyi yansıtan Berlin’deki yeni kurum, ‘Yerinden Edilme, Sınır Dışı Bırakma ve Uzlaşma için Dokümantasyon Merkezi’ şeklinde uzun ve hantal bir isme sahip.

ESKİ YERLEŞİK ALMANLARIN SÜRGÜNÜ

1944 ile 1950 arasında, günümüzde Polonya, Rusya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Baltık ülkeleri, Romanya, Slovakya ve eski Yugoslavya topraklarında yaşayan yaklaşık 14 milyon Alman ülkelerinden kaçtı veya sürüldü. Rus ordusundan kaçan ve daha sonra işgal güçleri ve yerel yetkililer tarafından kovulan yaklaşık 600.000 Alman, bu yolculukta hayatını kaybetti. Yerinden edilen milyonlarca insan, Nazi işgali altındaki o topraklara yerleşmiş insanların yanı sıra yüzyıllardır o topraklarda ve ülkelerde azınlık olarak yaşamış etnik Almanları da içeriyordu.

KONUŞABİLMEK İÇİN 76 YIL GEÇMESİ GEREKTİ

Çatışmanın sona ermesinden 76 yıl sonra, sanat yönetmeni Gundula Bavendamm, Almanya’nın nihayet kendi halkının bazılarının acıları hakkında konuşmaya hazır olduğunu, ancak yine de Naziler tarafından işlenen suçlarının benzersiz ve kıyaslanamaz olduğunu söylüyor. Müzenin 23 Haziran’da halka açılmasından önce gazetecilere konuşan Bavendamm, “Kendi tarihinin acılı ve zor bölümleriyle yüzleşmek için oldukça zamana ihtiyacı olan tek ülke biz değiliz. Bazen birkaç nesil ve doğru siyasi oluşumlar gerekir.” diye konuştu.

GESTAPO BİNASININ YANINDA

65 milyon Euro harcamayla kurulan müze, yaşadıkları yerlerden edilen Almanların durumunu, Hitler’in yayılmacı, soykırımcı politikaları bağlamında da gündeme getiriyor. Müze, Nazi döneminde eski Gestapo karargâhı olarak kullanılan bina ile Yahudilerin Theresienstadt toplama kampına gönderildiği Anhalter tren istasyonunun kalıntıları arasında yer alıyor. Yeni müzenin tam karşısında, Nazi Almanya’sından kaçanların hatırasına adanmış ‘Sürgün Müzesi’ yapılması planı var.

ALMANLARIN ÜÇTE BİRİNİN GEÇMİŞİNDE GÖÇ VAR

Tahminlere göre Almanların yaklaşık üçte birinin geçmişinde, savaşın sonunda yaşanan toplu göçe maruz kalmış aile üyeleri var. Müze, savaş öncesindeki döneme uzanan dönemdeki Almanların, yaşadıkları bölgelerdeki dokunaklı aile hatıralarını izleyicilere sunuyor. Sergilenen eserler arasında, ilerleyen Sovyet birliklerinden kaçmak zorunda kaldığı için aniden terk etmek zorunda kaldığı evinde kanaviçe işleyen bir kadının geride bıraktığı, üzerinde kumaşa saplanmış iğnesi ve sarkan ipliği ile bitmemiş bir kanaviçe de bulunuyor

YILLARCA SAKLANAN ANAHTARLAR

Sergilenen bir başka eserde, bir kızın deri çantasının üzerinde, şimdi Polonya’nın Wschowa kasabası olan, o zamanki adıyla Fraustadt’taki eski adresi yer alıyor: Adolf Hitler Strasse 36. Bugün, Rusya hakimiyetinde olan eski adıyla Königsberg, yeni adıyla Kaliningrad’da 1945’te boşaltılan bir villanın anahtarları, Suriye’nin Halep kentinde 2015’teki iç savaş sırasında terk edilmiş bir evin anahtarlarının yanına yerleştirilmiş. Evlerin sahipleri, anahtarlarını yıllarca, bir gün dönmenin bitmeyen umuduyla saklamışlar. Yan yana duran iki anahtar, umudu simgeliyor. Serginin küratörü Bavendamm, “Burada gördüğünüz her şey bir mucize çünkü çok uzun ve zorlu bir yolculuktan sağ çıktı.” diyor.

12.5 MİLYON ALMAN SÜRÜLDÜ

Savaş sonrasında Doğu ve Batı Almanya’nın yanı sıra Avusturya’ya ulaşan yaklaşık 12,5 milyon insan, geçtikleri yolda da sıklıkla ayrımcılık ve düşmanlıkla karşı karşıya kaldı. On yıllar sonra, müzenin kütüphanesi, atalarının serüveninin izini sürmeyi ümit eden ailelere yardım sunuyor. Yine müze içinde kurulan “Sessizlik Odası”, ziyaretçilerin oturup, o dönemde yaşanan zor anılar üzerinde düşünmelerine imkan veriyor.

NAZİLERİN UTANCI YÜZÜNDEN ACILARINI YAŞAYAMADILAR

Nazilerin Avrupa’nın dört bir yanında işlediği vahşet, Alman sivillerin savaş sırasında ve sonrasında yaşadıkları çok sayıda acıları uzun süre anlatmalarını engelledi. Acılarını sessizce içlerine gömdüler ve ülkenin üzerindeki utanç nedeniyle hüzünlerini sadece içlerine attılar. Savaş sonrası dönemde sınır dışı edilenleri temsil eden grupların sıklıkla aşırı sağcı gruplarla bağlantı kurdukları gözlendi. Bu gibi nedenlerle milyonlarca insanın acısı bugüne kadar doğru düzgün anlatılamadı.

NAZİ UTANCI ACILARINI ANLATTIRMADI

Ancak Soğuk Savaş’tan ve uzun bir uluslararası uzlaşma sürecinden sonra, mesela Müttefiklerin Dresden’i taş üstünde taş kalmayacak şekilde yıkıcı bir şekilde bombalaması veya 1945’te Alman mültecileri taşıyan Wilhelm Gustloff gemisinin batması gibi olaylar konuşulmaya başlandı. Ancak aşırı sağın, Alman mağduriyeti kavramlarının altını çizmek için bu tür olayları gündemde tutma girişimleri, doğru, uzlaştırıcı tonu bulma çabalarını da zorlaştırıyor.

ALMANLARI İKNA DA KOLAY OLMADI

Projenin tohumları ilk olarak 1999 yılında, Demir Perde’nin yıkılmasından sonra Almanya’nın Polonya ile olan savaş sonrası sınırının tanınmasına karşı oy veren, muhafazakar bir milletvekili olan Erika Steinbach tarafından atıldı. Dönemin hükümeti, projeye sıcak bakmazken, ardından göreve gelen Angela Merkel, farklı nedenlerle de olsa müzenin gerekli olduğunu kabul etti. Merkel, 2008’de, uluslararası uzlaşma ruhuna adanmış bir merkez kurmak için imkanları seferber etti. Müzenin planlanması ve kurulması aşamasında sadece Almanya’dan değil, Avrupa’nın dört bir yanından tarihçiler ve Yahudi cemaati temsilcileri danışman olarak görevlendirildi.

ALMANYA’DAKİ GÖÇMEN ALMANLAR

Serginin birinci katında “Bir Avrupa zorunlu göç tarihi” ve ikinci katta “Almanların yerinden edilmesi ve sınır dışı edilmesi” sergileniyor. Üçüncü bölümde ise zorlu yolculuk sorasında ulaşılan ‘yeni ev’ anlatılıyor. Alman da olsalar, başka coğrafyalardan gelen insanların Almanya’da yaşadıkları zorluklar yazılı ve görsel malzemeler ile sergileniyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com