Belarus’tan Kırgızistan’a: Seçim sahtekârlıklarını gizlemek artık imkansız

Belarus’taki sonu gelmeyen protestoların ve Karabağ ihtilafı ile yine karşı karşıya gelen Ermenistan ve Azerbaycan’ın, Rusya'nın bölgesel gücü hakkında sorular sorulmasına sebep verdiği günlerde, Kırgızistan’daki kaos bir çorap söküğünü andırıyor.

ALİN OZİNİAN 11 Ekim 2020 HABER ANALİZ

Belarus'tan Kırgızistan'a eski Sovyet coğrafyasında neler oluyor?

4 Ekim’de Kırgızistan’da yapılan parlamento seçimlerinin ardından, ülkede tansiyon düşmüyor. Seçimlerin iptal edilmesi ve başbakan ile kabine üyelerinin görevden alınmasının ardından OHAL ilan edildi.

Belarus’taki sonu gelmeyen protestoların ve Karabağ ihtilafı ile yine karşı karşıya gelen Ermenistan ve Azerbaycan’ın, Rusya’nın bölgesel gücü hakkında sorular sorulmasına sebep verdiği günlerde, Kırgızistan’daki kaos bir çorap söküğünü andırıyor.

Batı yanlısı eski Cumhurbaşkanı Sosyal Demokrat Almazbek Atambayev ve eski Başbakan Sapar İsakov “yolsuzluk” suçlamaları ile hapse atıldıktan sonra ülkenin yönetimine Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Sooranbay Ceenbekov gelmişti. Muhalifler yıllardır, suçların yapay olduğunu, istenilenin Rusya yanlısı bir hükümet olduğunu düşünüyor. Diğer yandan, Ceenbekov’un ülkede istenilen değişim ve refahı sağlayamadığı, kötü giden ekonomik sorunların, Koronavirüs salgını günlerinde daha da ağırlaştığı biliniyor.

Bu siyasi belirsizlikten ve ayaklanmalardan Kremlin çok rahatsız. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) direktörü Alexander Bortnikov’un rahatsızlıklarını belirttiği ve perşembe telefonla görüştüğü, Kırgız Güvenlik Konseyi Sekreteri Omurbek Suvanaliyev cuma günü görevinden alındı. Bu tek bir örnek bile ülkenin nasıl “ıslak bir zemine” benzediğine ve işlerin gittikçe zorlaştığına kanıt.

Ülkede yaşananlar özellikle Türkiye’de “Amerika-Rusya etkinlik savaşı” olarak görülüyor ama aslında SSCB bölgesinde süren çok daha farklı bir çalkantı söz konusu. Kırgızistan birçok Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkesi gibi, yolsuzluk, fakirlik ile boğuşurken, ülkenin elitleri halktan farklı zengin bir hayat yaşıyorlar. 1990’lardan beri süre gelen bu düzen artık, bu bölgede geçerliliğini kaybediyor. Ukrayna, Gürcistan ve ardından Ermenistan’daki değişim ve bu tip hükümetlerden kurtulma denemeleri ve hatta başarıları diğer ülkelere de örnek oluyor.

4 EKİM’DEN SONRA KAOS BAŞLADI

Kırgızistan’da ne olup bittiğini iyice anlamak için kısaca sürece bakmakta yarar var. 4 Ekim’deki seçim sonuçlarını kabul etmeyen muhaliflerin başlattığı protestolar hızla büyüdü. Seçime katılan 16 partiden yalnızca dördü yüzde 7’lik seçim barajını geçebildi – bunlardan üçü Cumhurbaşkanı Ceenbekov ile bağlantılıydı. Seçim Komisyonu köşeye sıkıştı ve sonuçlarını iptal etme kararı aldı. Komisyon karara ülkede baş gösteren huzursuzlukları gerekçe gösterdi.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Ceenbekov, muhalefetin gösterileri sonrası güvenlik gerekçesi ile Bişkek’i terk ederek kendisini destekleyen aşiretlerin yoğun olduğu ülkenin güney bölgesine çekildi. Sonra hızlıca Başbakan Kubatbek Boronov ve tüm bakanları görevden aldı. Ceenbekov, “İktidar değişimi için meşru yollardan gerçekleşirse” istifa etmeye hazır olduğunu söyledi ve Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Orozbek Opumbayev’in de istifası kabul edildi.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

d Belarus’tan Kırgızistan’a: Seçim sahtekârlıklarını gizlemek artık imkansız

d Belarus’tan Kırgızistan’a: Seçim sahtekârlıklarını gizlemek artık imkansız

 

Adı son yıllarda büyük yolsuzluklar ile anılan Rusya yanlısı Ceenbekov BBC’ye verdiği röportajda, “Protestocuların amacı, seçim sonuçlarını iptal ettirmek değil beni görevden uzaklaştırmak” dedi.

Usulsüzlük yapıldığını savunan göstericiler, başkent Bişkek’te hükümet binalarına girdiler. Hatta
tutuklu olan eski Cumhurbaşkanı Sosyal Demokrat Almazbek Atambayev ve eski başbakan Sapar İsakov göstericiler tarafından hapisten çıkarıldı. 2 bin göstericinin aynı anda binalara girdiğini söyleyen görgü tanıkları, göstericilerin hiçbir engelle karşılaşmadıklarını belirtiyor. Uzmanlar bunu güvenlik güçlerinin arasında da oldukça muhalif gruplar olduğuna bağlıyor.

Eski Cumhurbaşkanı Atambayev serbest kaldıktan sonra tekrar tutuklandı

Ancak daha sonra başkent Bişkek durdurulamayan yeni protestolarla sarsıldı ve Jeenbekov, 21 Ekim’e kadar şehirde olağanüstü hal ilan etti, ordu mensuplarına “kontrol noktaları düzenlemek için silahlı çatışmaları önlemek, kanun ve düzeni sağlamak ve sivil halkı korumak.” emri verildi.

STRATEJİK BİR KONUMDA

6.5 milyonluk nüfusu ile bir Orta Asya ülkesi olan Kırgızistan, üçüncü başkanının ani ama aynı zamanda beklenen bir isyanla devrildiğini görmek üzere. Pekin ve Moskova’nın jeopolitik açıdan etkin olmak için rekabet ettiği bir stratejik bir noktada bulunan ülke bir Rus askeri üssü ve Kanada’ya ait büyük bir altın madenine ev sahipliği yapıyor. Toplumun yüzde 75’ini Kırgızlar, yüzde 15’i Özbekler, yüzde 5’i Ruslar ve diğer yüzde 5’i Uygur, Kazak ve diğer haklar meydana getiriyor.

SEÇİMLERDE YİNE SAHTECİLİK

İptal edilen parlamento seçimleri bir iktidar boşluğu yaratmanın yanı sıra, bu boşluğu doldurmak için yarışan siyasi grupların kaosunu ortaya çıkardı. Seçim sonuçlarına bakalım; seçimleri yüzde 24,5 oyla Cumhurbaşkanı Ceenbekov’un kardeşinin genel başkanlığını yürüttüğü Birimdik (Birlik) partisi ile yüzde 23,8 oyla 2015 yılında kurulan Mekenim Kırgızistan (Vatanım Kırgızistan) partisi kazanmış oldu.

Her iki parti de hükümete yakın, yüzde 7’lik seçim barajını aşamayarak parlamento dışında kalan muhalefet partileri ise seçim sonucunu tanımayıp bu kaosu yaratanlar. Seçimi takip eden uluslararası gözlemciler BDT bölgesi denen Sovyet sonrası coğrafyada çokça görülen seçim ihlallerini tespit ettiler. “Oy satın alma ve gözdağı” iddialarının güvenilir ve kaygı verici olduğunu belirten raporlarda, seçmenlerin tehdit edildiği bilgilerine yer verildi. Bazı kaynaklar oy bedelinin 25 ABD doları olduğunu iddia etti. Bu seçimde, hükümet çalışanlarının iktidar lehine oy kullanmaları için baskı altında oldukları konusu da oldukça çok gündeme geldi.

2005’TEN BU YANA ÜÇÜNCÜ İSYAN

Kırgızistan, 2005’ten bu yana üçüncü kez protestolar ile dünyanın gündemine geliyor. 2005’teki “Lale Devrimi” ve 2010’daki “Nisan Devrimi” ile cumhurbaşkanları devrilmiş ve ardından yağmalamalar ve etnik çatışmalar baş göstermişti. Ülkede bu hafta yaşanan olayları “Ekim Devrimi” olarak adlandıranlar var. Ama bunun devrim olup olmadığını kuşkusuz zaman gösterecek.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

d Belarus’tan Kırgızistan’a: Seçim sahtekârlıklarını gizlemek artık imkansız

d Belarus’tan Kırgızistan’a: Seçim sahtekârlıklarını gizlemek artık imkansız

 

Başkent Bişkek’in yanı sıra ülkenin diğer bölgelerine de yayılan eylemler, istikrarsızlığı artırırken, geçmişteki şiddet ve kaosa ortamına yeniden dönülmesinden endişe duyuluyor.

Issik, Kul, Narin ve diğer bölgelerde birçok altın ve kömür madeninin suç örgütlerince ele geçirildiği, ekipmanın ateşe verildiği ve işçilere saldırıldığı bildiriliyor.

RUSYA ve ABD ENDİŞELİ

Rusya Devlet Başkanı Putin’in sözcüsü Peskov, Kremlin’in ülkedeki kargaşa nedeniyle “kesinlikle endişeli” olduğunu açıkladı. Rus askeri yetkilileri, eski Sovyet ülkesindeki üslerinde güvenliğin artırıldığını duyurdu.

ABD de taraflara “şiddetten kaçınma ve seçim anlaşmazlığını barışçıl yollarla çözme” çağrısı yaptı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan da “Bu gelişmelerin tırmanmasının önlenmesi ve seçimlere ilişkin görüş ve tutum farklılıklarının anayasal düzen içinde toplumsal uzlaşı ve sağduyu ile suhuletle çözüme bağlanması en halisane temennimizdir” açıklaması geldi.

FAKİR HALKIN ELİT YÖNETİCİLERİ

Kırgızistan bir çok BDT ülkesi gibi, yolsuzluk, fakirlik ile boğuşurken, ülkenin elitleri halktan farklı elit bir hayat yaşıyorlar. 1990’lardan beri süre gelen bu düzen artık, bu bölgede geçerliliğini kaybediyor. Ukrayna, Gürcistan ve ardından Ermenistan’daki değişim ve bu tip hükümetlerden kurtulma denemeleri ve hatta başarıları diğer ülkelere de örnek oluyor.

Ermenistan’ın halihazırdaki başbakanı Paşinyan’ın halk desteğini alarak gerçekleştirdiği kadife devrim bölgedeki ülkeler için örnek teşkil edebiliyor. Özelikle bu dönem sıkça gündeme gelen Rusya-Paşinyan çekişmesinin asıl nedeni Paşinyan’ın Rus karşıtı tavrı değil. Rusya’nın Paşinyan’dan hoşlanmamasının ana nedeni Paşinyan’ın “kurulu düzeni” yıkmak isteyenlere örnek olması.

Belarus’ta şu anda verilen mücadele bunun en önemli örneklerinden. Belarus başarılı olur yani yıllardır ülkeyi yöneten ve son seçimlerde koltuğunu korumak için ihlaller gerçekleştiren Lukaşenko’dan kurtulabilir ise diğer ülkelerde hatta Rusya’da benzer protestoların gerçekleşme ihtimali yükselecek.

Sovyetlerden ayrılan bu cumhuriyetlerin son yıllardaki demokrasi, şeffaflık ve batılılık arzularını bu denli güçlü bir şekilde talep edebilmeleri bir açıdan da teknoloji ile de bağlantılı. Sovyetleri hiç görmemiş genç neslin sosyal medyaya olan hakimiyeti, bu ve benzer hareketlerde oldukça önemli rol oynuyor. Farklı kaynaklardan haber alabilmenin yanı sıra, gençlerin protestolar sırasında mobilizasyonunu da sağlayan sosyal medya dolayısı ile internet tam da bu yüzden bu tip ülkelerde en ufak gerginlik sırasında engelleniyor.

Bahsettiğim nedenlerden dolayı, Kırgızistan’da seçim sahtekarlığını bu kez gizlemek imkansız hala geldi. Kırgızistan toplumu siyasallaşmanın ve dinamik bir mücadeleye hazır olmanın yanı sıra, komşularının aksine siyasi kargaşaya da oldukça alışık. 2010’daki siyasi protestolar ile karşılaştırınca, bu sefer toplumun daha bilgili ve değişime aç olduğunu görüyoruz. Ancak belli ki “seçkinler” statükoyu korumak için ellerinden gelen her şeyi yapacak. Sonucu zaman gösterecek.

11 Ekim’de Tacikistan’da yapılacak devlet başkanlığı seçimleri ve 1 Kasım’da da Moldova’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de nasıl gececeği yine bölge için sürpriz.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com