‘Başkan babamızın sonbaharı’ geldi

Marquez’in ‘Başkan Babamızın Sonbaharı’ romanı, iktidarını korumak adına bir diktatörün nerede, nasıl ve kimlerle işbirliğine gideceğinin eşsiz bir örneği. Llosa’nın Teke Şenliği ise örneklerini bugün de çokça görebileceğimiz muhbirler, şantajlar, türedi zenginler, yalaka bürokratlar ve zalimlikte diktatörle yarışanların harmanlandığı bir ölümsüz eser. Peki ya bizim ‘başkan babamız’? Gelecekte ‘bizim’ hikâyemiz ve ‘başkan babamız’ nasıl anlatılacak?

SÜLEYMAN ÖZKAYA 12 Mart 2021 GÖRÜŞ

Baştan söyleyeyim; Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez’in ‘Başkan Babamızın Sonbaharı’ romanını kritik edecek değilim. Ben kitapta anlatılan Başkan’nın özellikleriyle ilgiliyim daha çok.

Marquez’in diktatörünün belki de en önemli özelliği iktidarını korumak için herkesle işbirliği yapabilmesidir. Günümüz dünyasında seçimle geldikten sonra ‘diktatörümsü’ yönetim sergileyen çok sayıda cumhurbaşkanı ve başbakan bulmak mümkün.

TÜREDİ ZENGİNLER, İŞKENCE TEKNİKLERİ, MUHBİRLER…

Latin Amerika edebiyatının Nobel Ödüllü başka bir yazarı Mari Vargas Llosa’nın ünlü eseri Tekke Şenliği’nde de bir diktatör anlatılır. Bu diktatör arkasında binlerce ölü, binlerce sakat, binlerce kayıp, yüzlerce işkence tekniği, yüzlerce türedi zengin, yurt dışındaki bankalarda biriken kara paralar, sansür, muhbirler, şantaj, köpek balıklarına atılan, vahşice yok edilen muhalifler bırakmıştır.

DİKTATÖRÜN GÖZÜNE GİRMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPANLAR…

Llosa’nın diktatörünün çevresindeki insanlar, onun gözüne girebilmek için en aşağılık şeyleri bile yaparlar. Gözden düşen eski meclis başkanı küçük yaştaki kız çocuğunu diktatöre sunacak kadar alçalmıştır. Roman da Meclis başkanı, kızı ve diktatör üzerinedir. Bir de diktatörün yanında bulunan kişiliklerini kaybetmiş, günün şartlarına göre tavır alan görevliler vardır.

İLERİDE TÜRKİYE VE AKP TARİHİ NASIL YAZILACAK?

Latin diktatörler üzerine düşünürken Tarım ve Ormanı Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘yüzyılın lideri’ ilan eden konuşması düştü bilgisayar ekranına. ‘Erdoğan asrın lideriydi ama bu muhalefet yüzünden anlaşılmıyordu… Düşündüm; gelecekte tarihçiler veya romancılar bugünleri nasıl anlatacaklar acaba? “Toplum bir akıl tutulması içindeydi” mi diyecekler? “Hiçbir şey normal değildi” mi diyecekler? Ve daha da önemlisi, kim verecek bu soruların cevabını? Bütün hukuksuzların sorumlusu olan siyasiler mi, kararları uygulayan bürokratlar mı, hukuksuzluklara gerekçe üretme yarışana giren yargıç kılıklılar mı? Kim bilir belki de o gün geldiğinde demokrat olur ve hukuku savunurlar…

İKTİDAR MEDYASI ÜÇ BEŞ KİŞİNİN KURDUĞU SİTELERE YENİLİRKEN…

Marquez’i sadece diktatörlerin ortak yanları nedeniyle hatırlamadım. Başkan Babamızın Sonbaharı’nın hatırlamamın bir nedeni daha var. Ölçüsüz ve yersiz övgülerin birbiriyle yarıştığı bugün, bir başkan daha sonbahar yaşıyor çünkü. Bugüne kadar siyasette ne yapsa kazanan Erdoğan ve çevresi bir süredir ne yaparsa yapsın kazanamıyor. Millet İttifakı’nı dağıtmak için harekete geçiyor, daha da güçlenmesine yol açıyor. Kürt siyasetçilerini cezaevine dolduruyor, partiyi miting yapamaz hale getiriyor ama sandıkta istediği sonucu alacak gibi görünmüyor. Seçmen yine o partiye destek veriyor. Hukuku, anaysayı hiçe sayıyor ama yine de muhaliflerini hizaya sokamıyor.

‘Başkan baba’, bir süredir söylem üretmekte, siyaseti yönlendirmekte zorlanıyor. HDP’li Gergerlioğlu tek başına ve sadece twitter mesajlarıyla iktidar sözcülerini paspasa çeviriyor. İktidar güdümündeki tüm medya üç beş kişinin kurduğu internet siteleri karşısında aciz kalıyor. Ekonomiden, dış politikadan hiç söz etmeyeyim.

İşaretler o yönde… Bizim ‘Başkan Babamızın Sonbahar’ı başlamış durumda. Sonbaharı uzatmak için yapacağı her hamle kara kışın daha hızlı gelmesini sağlayacak. Söyleyecek sözü, anlatacak hikayesi de yok. ‘Ne yaptım ben, ne yaptık biz’ diye düşünür mü? Hiçbir başkan yapmadı bunu…Yapmadığı için de gitti.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com