Türkiye, özelikle Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki “15 Temmuz” baskısında her gün yeni bir hukuk garabetine tanıklık ediyor. BU konuda son derece dikkat çekici bir olaya ilişkin haber de Van’dan geldi.
Sözcü gazetesinden Can Özçelik’in haberine göre, uzman çavuş A.T. altı yıl önce, kaybolan telefonunun yerini tespit etmek için ankesörlü telefondan kendi numarasını çevirdi. Yanıt veren olmayınca A.T., ev arkadaşı astsubay C.A’yla konuştu.
Bu aramalar yıllar sonra soruşturma konusu oldu. Uzman çavuş A.T. ve astsubay C.A.’nın ankesörlü telefondan birer kez arandığı tespit edilmişti ve savcılık bu ankesörlü telefonları Cemaat mensubu askerlerin kullandığını öne sürüyordu. Tespit tutanağında ankesörden A.T.’nin numarasının arandığı ve görüşme yapılmadığı, C.A. ile ise 13 saniyelik bir görüşme yapıldığı belirtildi.
BİR TUTUKLAMA BİR ADLİ KONTROL
Gözaltına alınan A.T. verdiği ifadede, 2012 yılında İstanbul Çekmeköy’de C.A. ile aynı evde kaldığını belirterek, ankesörden arama ile ilgili olarak, dışarıdayken cep telefonunun yanında olmadığını fark ettiğini ve telaşa kapılarak kartlı telefondan önce kendi telefon numarasını aradığını, açan olmayınca da numarasını ezbere bildiği ev arkadaşı C.A.’yı aradığını söyledi.
A.T., ifadesinde “Ev arkadaşım C.A.’yı aradım. Kendisi bana cep telefonumun evde olduğunu söyledi. Bahsedilen arama kaydı bu aramadır” dedi.
Tutuklanan C.A. da ifadesinde ev arkadaşı A.T.’nin unutkan biri olduğunu ifade ederek “O gün telefonunu kaybetmişti. Kendisi evde telefonunu unuttuğu için aradı. Durum bundan ibarettir” dedi.
Ancak bu ifadelere rağmen, uzman çavuş A.T. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, astsubay C.A. ise tutuklandı.
